JungkookBirkaç gündür sadece Taehyung ile uğraşıyordum. Her gün, onun yanında olmak ve iyileşmesi için elimden geleni yapmak zorundaydım. Ama Taehyung güçlüydü, her zaman olduğu gibi. İlk birkaç gün, sadece onun yarasına bakmak, ilaçlarını vermek ve onu rahat ettirmekle geçti. Her adımında yanında oldum, her inleyişinde kalbim sıkıştı. Sonunda kendi kendine kalkıp rahatça evde dolaşabilecek güce kavuştuğunda ben de rahatladım.
Ev bizi oldukça sıkmıştı bu birkaç günde. Onu özlemiştim evet ama bir noktada ona bu kadar yakın olup onunla olamamak canımı acıtıyor, bütün dengelerimi bozuyordu.
Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra iki gündür baktığımız ve bize oldukça uygun olduğunu düşündüğümüz bir eve bakmak için evden çıktık. Tabi, daha önce bu ev işini halletmek istesek de Taehyung'un dışarı çıkabileceği zamanı beklemiştik. Hem temiz hava Taehyung'a da iyi gelmişti. Öyle iyiydi ki arabayı bile o kullanmakta ısrar etmişti. Bunda yanımda oturursa onunla prenses diye dalga geçeceğim gerçeğinin de etkisi vardı.
Evin önüne vardığımızda eve doğru bakıp kafa salladım. "Güzel, fotoğraflardaki gibi duruyor. Emlakçıyı arayayım ben."
Taehyung yalnızca kafa sallamakla yetindi.
İlandaki numarayı arayarak hoparlörü açtım. "Merhaba, Sungnam Caddesi'ndeki satılık ev için aramıştım. Evin önündeyiz de, görme şansımız var mı acaba?"
"Merhaba, elbette. 15 dakika bekleyebilirseniz hemen geliyorum." dedi karşıdaki ses.
"Tamamdır, bekliyoruz." diyerek telefonu kapattım ve ona döndüm. "Görüşmek için buraya kadar geldik, umarım beklediğimize değer," dedim gülümseyerek.
O da hafifçe gülümseyerek başını salladı. "Bu evi beğenirsek, belki de aradığımız yeri bulmuş oluruz."
Evin önünde beklerken birbirimize sarılarak, bu yeni başlangıcın heyecanını paylaştık.
"Beklerken sakso mu çeksen?"diye bir fikir attı ortaya Taehyung.
Gülümsedim ve elimi kasıklarına götürdüm.
"Fena fikir değil." Pantolonunu açtım ve gözlerine baktım. "Ev satılık olduğu için şanslılar ama adam sorun çıkartırsa hala vurabilirim."
Pantolonunu açtıktan sonra yüzüne bakmaya devam ederek onu çekmeye başladım.
"Jungkook... tamam vurursun eğil."
İkimiz de günlerdir yan yana duran ateş ve baruttuk. Her dakika ellerimizi ya da ağzımızı kullanıp rahatlamaya çalışıyorduk ama iki deli olarak bu bize asla yetmiyordu. Onu deli gibi özlemiştim.
Kafamı aşağı doğru eğip erkekliğini ağzıma aldım ve kafamı aşağı yukarı oynaymaya başladım. Onu emerken elimi aşağı indirip kendimi de çekmeye başlamıştım. Kendimi de çekereken ıslak dudaklarımla sesli bir şekilde ondan ayrılıp dusağımı yaladım. Taehyung'un elini tutarak kalçama ittim ve içime parmağını sokmasını bekledim.
"Boşalamam yoksa..."
"Bu ucuz boşalmalarını telafi edeceğim."dedi dişlerinin arasından.
"Telafi edeceğini biliyorum."
Onu hızlı hızlı emmeye devam edip kafamı hızlandırdım. Kalçamdaki ağrıya da dayanamıyordum. 10 dakikanın sonunda boşalmaya yaklaştığımda kısık kısık inledim erkekliğini ısırıp.
"Aferin benim tavşanıma."
"Bıktım senin bu isimlerinden sikicem tavşanını."
Toplarını sıkmamla arabanın camının tıklanması bir oldu. Taehyung onu sıktığından acıyla inleyerek tıklanan cama baktı ve hafifçe açtı.