JungkookEunwoo ile bu sefer onun evine geçtik. Dalga geçmiyorum, beni deli ediyordu. Üzerimde bir şeyler deniyor ve acı çekmemi sağlıyordu.
Onu Taehyung ile kıyaslayamazdım. Biz birbirimizi bitiriyorduk, aramızda yoğun bir şehvet ve öfke olduğundan bu cinselliğe yansıyordu, ama Eunwoo onun kadar sert değildi. Bana acı çektirirken bir gözü her zaman bende zorlanıp zorlanmadığımı kontrol ediyordu. Taehyung ise bundan çok uzaktı, sadece ölmesem onun için yeterdi. Gecenin 3'ünde yine kendimizi yatağa attık. Nefes nefese kasıklarımdaki ağrı ile inledim.
Eunwoo, "Halledebildin mi işini?" diye sordu.
"Hm-hm, yarın da var ama akşam." dedim.
"Hm, güzel. Seni farklı şekillerde uyandırabilirim." dedi.
Yüzüne doğru gülüp, dudaklarına sertçe yapıştım.
***
Sabah onun dudaklarıyla uyanıp bedenine sarıldım. Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra, uzun bir duşun ardından çıkıp Hoseok'un çağırmasıyla ana eve döndüm. İçeri girdiğimde bir hazırlık olduğunu fark ettim.
"Ne oluyor burada?" diye sordum.
Hoseok, "Hazırlanıyoruz, Taehyung'un barına dalacağız," dedi.
Namjoon, "Yeterince bekledik, sen de silahlan. Omzun iyileşti. Daha fazla beklemeye gerek yok," dedi.
Oraya beş kişi gidebilecekken üç kişi olmanın anlamsız olacağını düşünüp Yoongi ile iyileşmemi beklemişlerdi. Taehyung ile çatışmaya girmek beni gerse de alacak bir hıncım vardı hala.
"Tamam." dedim.
Kurşun geçirmez yeleğimi giyip silahlarımı aldım. "Yalnız, ben kızımı alamam. Bu deli manyak ona bir şey yapar falan."
Yoongi, "Büyük karavanla gideriz." dedi.
Saat 9'a yaklaşırken hep birlikte evden çıktık.
Arabadan tüfekleriyle indi diğerleri. Ben ise keskin bıçağımı alıp kapıdaki güvenliğin düşünmeden boğazını kestim.
Hosek telefonuna bakarak bize seslendi. "Kameralar tamam, rahat olun."
Kılaklığımdan Hoseok'un sesini duyup içeri doğru bağırdım.
"Kim Taehyung!"
Yoongi taramalı tüfeği ile arabanın arkasından mekanı taramaya başladı. Kurşunlar yüzünden içerde çoktan birkaç kişinin yere yığıldığını görebiliyordum. Namjoon kırılan camdan elinde sis bombasıyla girip bütün mekandaki görüntüyü kesti. O arada birkaç kişinin dışarı kaçtığını görmüştüm. Bu polislerin gelişini hızlandıracağından hızlı olmalıydık.
"Gel buraya amınakoduğum!"sesin sahibi bendim.
İsminin bağırmamın ardından taramalı tüfeğin sesiyle camlar parçalanmaya, insanlar ölmeye başlamıştı. Taehyung hızla barmen tezgahının arkasına geçip Minho'yu da eğdi. Aradan silüetini görebiliyordum.
Bütün insanlar hala panik içinde bağırıp kaçmaya çalışsa da Yoongi kapının orda birkaç kişiyi öldürmüştü bile. Pek umurumda değildi o tarafı. Bar neyse ki karakoldan uzak ve sarhoşlarla dolu bir mahalledeydi.
"Sikeyim..." dedi. Hazırlıksız yakalamayı başarmıştık. Ortam sis bombasıyla beyaz bir dumana gömülmüştü. "Ah, çok fena erekte olmak üzereyim bu girişten sonra!"diye bir bağırtı duydum silah sesleri arasından. Bu da Taehyung'dan başkası değildi. Hala gerginliğini gizleyip alay ediyordu.