SİYAH BEYAZ AŞK

ŞİMDİ NE OLACAK

Murat arabası ile taklalar atar. Ve arabası tepe taklak bir şekilde durur. Ona çarpan kamyonet ise hızla kaçar.
***
Asude evde bekliyordu. Endişelenmeye başladı. Telefon ile aradı ama telefonuna ulaşamıyordu. "Ya, ya kötü bir şey olduysa?.. Hayır olmadı, pozitif düşünmeliyim." diye geçirdi içinden. Beklemeye devam ediyordu. Kapı çaldı. Sevinçle kapıyı açtı ama gelen Pınar idi. Suratı asıldı.
Asude: Hoşgeldin, geçsene.
Pınar: Hoşbulamadım ne bu hal?
Asude: Murat gelecekti ama geç kaldı hem ulaşamıyorum da..
Pınar: Biraz daha bekle bakalım. Trafiğe takılmıştır belki.
Asude: Umarım öyledir...
***
Bir süre sonra Murat kendine geldi. Bilinci yarı açıktı. Arabanın içinde sıkışmıştı. Durumunun farkındaydı. Telefonunu buldu el yordamıyla. Nefes alamıyordu ama yardım çağırmazsa..... Kapanan telefonunu açtı ve Anıl'ı aradı.
Murat: A-a-nı...
Anıl: Nerdesin kanka? Sesin gelmiyor.
Murat: (sesi zor çıkıyordu) A-anıl ben ben kaza yaptım.
Anıl: Şaka mı bu?! Murat iyi misin, nerdesin sen?
Murat: Fatih dörtyolda...
<ve murat bayılır, telefon elinden düşüp kapanır>
Anıl: Alo Murat, aloo!!

Anıl hemen ambulansı oraya yönlendirip hastaneye gitmek üzere yola çıkar. Yoldayken Asude arar. Açmak istemiyordu Anıl. Açarsa ne diyecekti? Onun üzülmesine dayanamazdı. Ama mecburdu ve açtı...
Anıl: (sesi titrer) Efendim Asude?
Asude: Murat'a ulaşamıyorum, senin haberin va-- bi dk bi dk senin sesin niye titriyor? Bir şey mi oldu?!
Anıl: Şey, Asude Murat kaza yapmış.
Asude: Nee?!!!
Telefon elinden kayar... Asude olduğu yerde kalır.
Pınar: Ne oldu!!
***
Murat ambulans ile hastaneye kaldırılır. Anıl hastanede ameliyathane önünde bekliyordu. Asude ve Pınar geldi.
Asude: Ne oldu Anıl, söyle lütfen..
Anıl (yutkunur) : Ben de bilmiyorum ameliyatta.
Tam o sırada ameliyathanenin kapısı açılır ve bir cerrah çıkar.
Cerrah: Murat Bey'in yakınları mısınız?
Anıl-Asude: Evet.
Cerrah: Murat Bey, fazlasıyla kan kaybetmişti buraya geldiğinde. Bunu söylemem normalde ama sizden saklayamam; ameliyat başarısız oldu. Tekrar yapamayız kaldıramaz. Şu anda yoğun bakımda. Kendini biraz toparlayınca ameliyatı tekrar olur. Ayrıca beyin kanaması riski de var. Ve eğer önümüzdeki 16 saat içinde iç kanama geçirirse...
Asude: Geçirirse?.. Ne olur!
Cerrah: Kurtaramayabiliriz, hazırlıklı olun.
Diyerek gitti.
Anıl: Nasıl ya!
Pınar: İnanamıyorum, o-olamaz..
Asude ise susmuştu.
***
Asude, Pınar ve Anıl yoğun bakım ünitesinin önünde beklemeye başladılar.
Pınar: Hanife teyze ile Mehmet amcaya haber verdin mi Anıl?
Anıl: Hayır.
Asude: Onlar kim?
Anıl: Annesi ile babası.
Pınar: Niye haber vermedin?
Anıl: Hollanda'da onlar. Nasıl haber vereyim?
Pınar: Yapma ya offf... Peki şimdilik söylemeyelim o zaman. Neyse, Asude sen iyi misin?
Asude: Sayılır..

Asude ayağa kalktı ve Murat'ın yattığı odanın önüne geldi. Onu izliyordu gözleri doldu. Anıl geldi yanına.
Anıl: 14 saat bitti be oğlum 2 saat daha sabret gözünü seveyim.
Asude: Hareket ediyor Anıl, Pınar!

O anda ise cerrah ve beraberinde 3 hemşire ve 2 doktor koşarak odaya girerler.

Anıl: Neler oluyor?!
Pınar: Ne oldu?!
Asude: Hayır hayır bu bu, bu olamaz.
Anıl: Ne olamaz Asude?
Pınar: Asude sen tıpta okuyorsun, ne anladın? Ne olamaz?!
Asude tam konuşacakken Anıl içeriden çıkan bir hemşireye neler olduğunu sordu.
Hemşire: İç kanama geçiriyor maalesef, bu yüzden kalbi durmak üzere.
Anıl: !!
Pınar: Yok hayır.

Asude dayanamadı, geri adım attı. Sonra da fenalaştı.

Pınar: Asude?!

O sırada da yoğun bakım odasından sesler geliyordu "Nabzı düştü/Doktor hanım burnundan kan geliyor" gibi.

Anıl: Asude kendine gel canım, Murat dayan oğlum gitmee!!
...
Şimdi Ne Olacaktı?..