Ayy iki gündür yoğunluk nedeniyle bölüm yazamadım, ama şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz
Arcane beni çok kırdı arkadaşlar iyi değilim ve bunu kitaplara yansıtarak atlatacağımm 😔
Neyse medyaya bu bölümde bahsedilen müziği bırakacağımm öpüldünüz byee<33
Yorum yapın 😡 😡
×××××
Atış yerinden eve döndükten sonra herkes yemeğe oturmuştu. Öğleden sonra akşam üzeriydi. Kış ayları olduğu için hava çoktan kararmaya başlamıştı. Herkes elinde şarap veya viski ile ortalıkta dolanıyor, birbiriyle muhabbet edip, konuşuyordu.
Aslında Astrid'in yanına gitmek istiyordum, fakat ablasıyla konuşmaya devam ettiği için bir kenarda oturup, elimde alkolsüz olan bir kokteyli sallayıp, duruyordum.
Ortamda hafif konuşma sesleri ve arka fonda çalan ruhu boğan üzücü bir müzik vardı. Müzik o kadar üzücü bir melodi ile çalıyordu ki annemle olan eski, neredeyse unutulmak üzere olan anılar geliyordu aklıma.
Yaşadığım bütün üzüntü ve kederi ortaya çıkaran bu melodi kalbimde bir ağırlık yaratmıştı. Keyifle birkaç yudum aldığım içki bile beni boğmaya, boğazımdan aşağı inmemeye başlamıştı.
Derin bir nefes alarak kafamı indirdim ve elimdeki sıvıya yönelttim bakışlarımı. Bardağı sallayarak yaranan girdabı izlemeye başladım. Kimse müziği de değiştirmiyordu. Herkes arka fonda çalan bu müziği çok sevmiş gibiydi. Yoksa ben mi fazla dramatik ve düşünen kişi olmuştum?
Yanımda hareketlenme hissettiğimde kafamı kaldırıp, baktım. Lyla ellerini pantolonunun cebine sokarken, "Ne içiyorsun?" diye sordu.
Bakışları elimdeki bardağa odaklıydı. Omuzlarımı silkerek, bardağı kaldırıp, "Bilmiyorum, baharatlı, garip tatlı bir şey." diye cevap verdim ona. Doğrusu ne olduğu hakkında benim de bir fikrim yoktu, bokta olabilirdi.
Fakat Lyla kaşlarını kaldırıp, indirdikten sonra uzanıp, elimdeki bardağı aldı. Birkaç kez koklayarak anlamaya çalıştı, fakat anlayamayınca birkaç yudum aldı. Bunu umursamadım, ikimiz arasında böyle şeyler gayet normaldi.
Lyla yüzünü buruşturup, içeceği bana geri verirken, "Iy bu ne be. Sidik gibi tadı var." dedi sitemle.
Gülüp elinden bardağı alırken, "Elimde sallaya sallaya sidiğe çevirmiş olabilirim." dedim.
Lyla hâlâ yüzünü buruşturup, ağzındaki tattan kurtulmak için kafasını iki yana sallıyordu. Ona gülümsedikten sonra kafamı kaldırıp, tekrar Astrid'e baktım. Elindeki bardağı sabit tutup, kız kardeşini dinler gibi yaparken bakışları benim üzerimde geziniyordu.
Sonunda göz göze geldiğimizde gülümseyerek bardağını kaldırdı. Aynı şekilde karşılık versem de, dudaklarında olan gülümseme bana ulaşmamıştı aslında. Çünkü gerçek olduğunu hissetmiyordum artık.
Kafamı Lyla'ya çevirmeden, "Sence Astrid hâlâ Heather'ı düşünüyor mu?" diye sordum.
Lyla şaşkınca bana döndü. Sonunda bakışlarımın hâlâ Astrid'de olduğunu görünce derin bir nefes alarak, "Bilmiyorum, söylemesi zor. Çünkü birisini hatırlamaya devam etmek sadece aşkla ilgili olmaz." dedi.
Bunu demesi dikkatimi ona yöneltmeme sebep oldu. Elimdeki içkiyi sallayıp, daha fazla sidiğe çevirmeden durdum. Artık bu konuşma bütün dikkatimi almıştı. Lyla bakışlarımı fark edip, poposunu ben yaslanan masaya yaslarken, "Düşün, çocukluktan itibaren beraberdiler. Sadece sevgili değil, arkadaşlardı aynı zamanda. Yani, Astrid'in onu özlemediğine inanmıyorsun, değil mi? Sonuçta sevgili olarak özlemese de, arkadaş olarak özlüyordur." diye açıkladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalandan aşıklar | [G×G]
ChickLitNorveç'te değişim öğrencisi olan Laçin Ayman yeni en yakın arkadaşı Astrid'in onu ailesine 'sevgilisi' olarak tanıştırmak istemesiyle kendini farklı bir ortamda bulur.