23. Bölüm

519 145 32
                                    


 Merhaba arkadaşlar. Umarım bölümü beğenirsiniz. Keyifli okumalar!

**

Genç kız başını geriye yaslayarak karşısındaki Kızılay'ın astığı tabelaya bakıyordu. Omzunda ağlayarak uyuya kalan kardeşinin rahatsız olmaması için kımıldamazken bir saat önce karşısındaki odaya giren Ahmet'in çıkması için bekliyorlardı. Ahmet kanının uymasıyla babası için beyaz kan bağışında bulunuyordu. Şu anlıkta başka kan verecek kimse olmadığı için etrafa haber salınmış, kanı uyanların bağış için hastaneye gelmesi rica edilmişti. Sadece Ahmet'in vereceği kan yeterli olmayacaktı.

Kan ver hayat kurtar!

Tekrar tabelada yazan yazıyı okurken göz kapakları ağırlaşmaya başlamıştı. Oradan geçen insanları dikkatini çekseler de genç kız umursayacak durumda değildi.

"Estağfurullah," genç kız içinden tesbih ederken ezbere bildiği duaları babası şifa bulsun diye okuyordu. Bitirdikçe başa sararken kardeşinin kımıldamasıyla bakışları ona döndü.

"Baba!" kız babasını sayıklayarak yerinde sıçrarken Efnan elini kardeşinin yüzüne gelen saçlarına uzatarak kulağının ardına çekmişti.

"Korkma, baban iyi olacak."

"Onu göremez miyiz?" Banu'nun sorusuyla Efnan bilmediği için bir şey söyleyememişti.

"Doktora sorarız, izin verirse görürüz." Banu başını sallarken bakışları Ahmet'in girdiği odanın kapısına dikilmişti.

"O adam senin kocan mı?" Efnan gelen soruyla hafif gülümsemişti. Başını sallayarak onu onaylarken Banu imalı bir şekilde "Yakışıklı adammış, seni de seviyor belli..." dediğinde Efnan'ın gözleri kısılmıştı.

"Enişten hakkında böyle konuşman uygun değil. Sadece onun hakkında değil, yabancı bir erkek hakkında nefsinle hareket ederek konuşmamalısın." Banu ablasına şaşırmış bir şekilde bakarken eliyle dudaklarına fermuar çekerek "Takılmak istemiştim, ortam dağılsın diye..." dedi. Efnan ona gülümserken Banu yutkunarak ona bakmıştı. Efnan'ın hiç zorlanmadan karşıdaki kişi etkileyeceğine adı kadar emindi.

"Sen çok güzelsin, gözlerin babama benziyor." Efnan gelen iltifatla kızarırken "O senin güzel bakışın," diyerek kardeşine cevap vermişti.

"Ama öyle, daha önce kimse söylemedi mi?"

"Bilmem, söylemiştir elbet ama ben duymaktan yana değilim. Gerçi senin güzelliğinin yanına gelemem ama..." Banu kıkırdayarak ablasına bakmıştı. Sanki yıllardır birlikte yaşamışlar gibi hiç yabancılık çekmemişlerdi. Kan çekiyor sözü şu anda onların yaşadığı şey olmalıydı. Efnan'ın içi kıpır kıpırdı ve kardeşini kanatları altına almaya hazırdı. Banu ise birkaç görmede ablasına hayran kalanların arasına yerini almıştı. Genç kız sürekli ablasının yüzüne bakıyor, kızın her ayrıntısını ezberlemeye çalışıyordu.

"Ne zaman çıkacak eniştem?"

"İşlem biraz uzun sürebiliyor, beklememiz gerek."

"O çıkana kadar doktorla konuşamaz mıyız?" Efnan kısa bir duraksamanın ardından etrafına bakınmaya başlamıştı. Açelya hemen karşı çaprazına oturmuş başını geriye yaslayarak gözlerini dinlendiriyordu.

"Telefonu yanında olsaydı Ahmet'e mesaj çekerdik. Çıkınca bizi aramazdı."

"O abla söylesin? Seninle değil mi?" Açelya'yı gösteren genç kız Efnan'ın gülmesine neden olmuştu.

"Onun beni yalnız bırakacağını sanmıyorum, ayağa kalkarsak peşimize takılır."

"Ablan doğru söylüyor, onu yalnız bırakamam." Açelya tek gözünü açarak ikiliye bakmıştı. İki kardeşin kendi halinde konuşup anlaşması Açelya'yı mutlu etmişti. Aklına kendi kardeşi gelince yıllardır onunla konuşmadığından içi özlemle dolmuştu. Ailesi onu silmişti. Kocası şehit olduğunda bile onu aramamışlardı. O soğuk hastane odasında bir başına kalıp mücadelesini verirken bir karar almıştı ve ailesiyle olan tüm irtibatını kesmişti. Zor gününde yanında olmayanları iyi gününde de yanında istemiyordu. Özlüyor olsa da geri adım atmaya niyeti yoktu.

KÖRDÜĞÜM KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin