33. Bölüm

183 33 7
                                    

Bekir hızlı adımlarla yeni evinin yolunu tuttu, Hesna bugün biraz daha iyi diyerek, babası ve kardeşinin yokluğunda başına yıkılan bir Dünya sıkıntılı ile nasıl çözüm bulacağının derdine düşmüştü. Gel gör ki öğleden sonra sesini duymak için aradığı karısı telefonu açmadı, merak içinde annesini arayınca da Cihan'ın durumunu öğrendiği için tepkili olduğunu anlamış oldu.

İşin aslı bugün güvendiği bir avukatı kardeşine yollamış ama vekâletini vermeye ikna edememişti. Cihan'ın büyük yıkılacağını biliyordu ama bu kadarını Bekir de beklemiyordu. Sanki Dünya'dan elini eteğini çekmiş gibi...

Eve girer girmez annesi karşıladı,

"Kimden öğrendi anne?" deyince,

"Derya hanım kızım, şikayetçi olmadık aslında kolayca çıkabilir falan deyince iyice sana bilendi Hesna. Abimin ne suçu var bilmiyormuş diye ağlıyor kaç saattir." Diyerek durumu hızlıca özetleyen annesine minnetle baktı,

"Tamam annem, ben gönlünü alırım üzülme sen." deyip merdivenlere yöneldi.

Derya hanıma da akıl sır erdiremiyordu. Hesna'nın yerinde o da olabilirdi, nasıl bunu görmezden geliyordu. Peşinde silahlı adamlar varken plan kurup Cihan'ı mort ettiğini, daha az önce en iyi adamı Cengiz'den öğrenmişti. Tabii o da aralarından su sızmayan Murat'tan alıyordu bilgiyi. İlginç bir kadındı, dahası aşiret toplantısında ki dik hali Mardin kadını için çok önemli bir adımdı. Kendini harcayacak adamları tek kalemde harcaması, Hesna'nın ona hayranlığını daha da artırmıştı.

Odalarının kapısına geldiğinde kilitli olduğunu farkedince durumun sandığında ciddi olduğunu anladı.

Bu Cihan'da şeytan tüyü vardı, yoksa karısının abi deyip dilinden düşürmediği adamı, Nazlı'nın da kardeşim diyerek dilinden düşürmüyor olmasının başka bir açıklaması olamazdı.

"Hesna'm..." dedi kapıyı tıklayarak ama ses veren olmadı,

"Beni kapı önüne attın demek küçük hanım? O abin çıkınca bunun hesabını ona soracağım haberin olsun." diyince,

"Hiç üste çıkma Bekir Ağa, abimi içerde sen bırakmışsın. Kal kapılarda kimsesiz gibi de aklın başına gelsin?" diyerek belki de evlilikleri boyunca ilk defa kocasına rest çekti Hesna.

Şaşkınlıkla kaşları havalandı adamın bunca aylık evlikiğinde ilk tribini Cihan yüzünden mi yemişti yani. Kesin burnundan getirecekti o kıt akıllı kardeşinin.

"Gülüm bırakır mıyım hiç, avukat yolladım. Vekaletini vermedi o abin, elimi kolu bağladı ne yapabilirim." diyerek karısını yumuşatmaya çalıştı.

"Sen gitseydin kabul ederdi, el gibi avukat yollarsan kabul etmez tabii." diye daha da yükseldi Hesna.

Karısının içinden nasıl bir cadı çıkmıştı böyle, çok şaşkındı Bekir. Ama günler sonra yaşam belirtisi gösterdiği içinde sevinen yanını görmezden gelemedi.

"Gülüm aç kapıyı da öyle konuşalım, kocaya böyle yapılır mı hiç çok günah." diyerek biraz vicdanına oynadı karısının.

İçerden dertli bir nefes alış ve burnunu çeke çeke ilerleyen adım sesleri geldi.

Beklediği ses kilitten geldi, peşi sıra kapı açıldı. Dudakları bükülmüş, ağlamaktan gözleri küçülmüş karısı ile burun buruna geldiler.

"O abini seni böyle ağlattığı için bir daha döveceğim." dedi göz altlarını okşarken, fakat bu farkında olmadan yaptığı itirafı Hesna hava da kaptı,

"Ne zaman dövdün? Gelmedi ki hiç." diyerek meraklı ama kızmaya hazır gözlerle baktı sevdiği adama.

"Hastaneye geldiği gün dövdüm Hesna, ağzını burnunu kırdım. Hiç bana kızma haketti. Siz kadınlar fazla merhametlisiniz, açık söylüyorum sen ve annem bu kadar üzülüyor olmasa parmağımı kıpırdatmadan o delikte dersini almasını beklerim." dedi açılmış kapının verdiği rahatlıkla biraz evvelkine göre daha sertti sesi.

Aşk'sa Herşeye Değer... (Hesna'm)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin