Bol bol satır arası yorum bekliyorum arkadaşlar 🥰
Hızla yola çıkan arabada ki herkes başka başka dertlerdeydi,
"Lan bu Murat bana niye vurdu Mesude? Bak ne olduğunu anlamadan tıkıldık arabaya onun belasını s..." Deneye kalmadan Mesude atıldı,
"Ne olacak Sadi baldızı iftira attı saf kardeşim de inandı. Şimdiden hanım köylü olmuş yazıklar olsun." Diye de ekledi yüzsüzce.
"Ne iftirası? Kimin tavuğuna kışt demişiz!" diyen adam patlayan dudağının kanını silmeye çalışıyordu.Arzu olanlara rağmen bu üçlünün içinde ki en makul kişiydi, Mesude'yi dürtüp şöför sandığı adamı işaret etti. Konuştuklarını Murat'a söyleyebilirdi ki bu yaşansın istemezdi.
"Ne var kızım ya? Ne dürtüp duruyorsun?" diye çıkıştı anın geriliminden sıyrılamayan kadın, "Zelfi mi ne var ya baldızı ona laf ettik diye delirdi, sanki yalan dedik. Bir Boran Ağa'nın dibinde, bir Devran Ağa'nın...
Bekir Karacahan'ın karısını da yanına almış, o da safın teki belli... Artık kapağı hangisine atarsa." Dedi."Ulan karı bana iş attı, gözü göz değil ki! Baldıza gücü yetmedi bana çaktı ha Murat efendi. O yollu olmasa..." demesiyle araba acı bir frenle durdu. Öyle savruldu ki Sadi denen adam ön konsol ile bütünleşti.
Cihan içinde yanan ateşe atılan odunlara rağmen sağ duyulu olmaya çalışıyordu ama yanında ki ekibin hiç yardımcı olmadığı da bir gerçekti.
Arkasına onun gibi acı bir frenle duran arabayı görünce şüphesinden emin oldu. Abisi Cengiz'i peşine yollamış olmalıydı.
Kapıyı açıp çıktı arabadan, arka kapıyı açıp Mesude ve Arzu'yu görecek kadar başını eğdi,
"İnin arabadan..." diyen sesin itiraz kabul etmez tonu bir şoför için fazla keskin ve tavizsizdi.
Yutkunup birbirine baktı iki kadın, belki Murat'ın yakın arkadaşıydı, kendine kızdı Mesude eve kadar sussa iyidi. Bu yol ortasında ne halt edeceklerdi şimdi.
Arabadan indi gönülsüzce fakat arkadan gelen adamın sözü ile taş kesildi,
"Cihan Ağam, bana bırakın... Bekir ağamın kesin emri var, beni zorda bırakmayın." diyen adam ile karşısındakinin Cihan Karacahan olduğunu anlayabilmişti.
"Kadınları al köyüne bırak Cengiz, bu şerefsizi kimse benim elimden alamaz." Deyip titreyen Mesude'ye döndü "Zelfi'nin adını destursuz ağzına alırsan kocanı bir daha ahirette görürsün! Hesna saf değildir, sadece kalbi sizin gibi kara olmayan insan görmemişsiniz. Dua et kadınsın..." deyip arabada kurbanlık koyun gibi kalakalmış Sadi'ye baktı göz ucuyla "Senin hadsiz dilinin hesabını da mecbur kocana keseceğiz." Diye tamamladı sözünü."Ağam etme, bilemedik biz sen büyüklük göster..." diyerek eline sarılacak olan Mesude'ye müsade etmeden Cengiz'e son bir bakış atıp, tekrar şöför koltuğuna geçtiği gibi kapıyı çarparak kapattı...
Gaz pedalının sonunu görmek ister gibi yüklendiği araç tozu dumana katarak geride iki kadın ve zaptedemeyeceğini bildiği ağasına karşı şansını dememiş bir Cengiz bıraktı.
Dakikalar sonra Derya'yı kaçırdıkları gün ki depoya geldiler. Sadi konuşacak olmuşsa da gözündwn ateş çıkan adamın tek bakışı ile sessizliğe gömülmüştü.
Arabadan inen Cihan yan koltukta akıbetini bekleyen adamı yakasından kavrayıp arabadan indirdi,
Patlamış dudağına bakıp,"Murat tek yumrukta iyi iş çıkarmış ama ben seninle daha ince bir işçilikle çalışacağım. Onun vakti darmış belli ki benim zamanım çok..." deyip depoya sürükleyip içeri fırlattı.
![](https://img.wattpad.com/cover/359926781-288-k655979.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'sa Herşeye Değer... (Hesna'm)
Fiction généraleMuhtemel Aşk'ta yarım kalan aşkların hikâyesi... Önce Muhtemel Aşk hikayemi okursanız kafa karışıklığı yaşamazsınız. Baklavanın kalanı nerede? Bekir çok severmiş birkaç dilim koy bir tabağa hadi." dedi. Elimdeki işi bırakıp kilere geçtim tepsiyi...