Birkaç kişi toplayıp bir grup oluşturup koridorda buluştuk. Okulun benden sonraki kötülerini ve yaramazlarını toplamıştım. Onlar büyük dedikoduculardı. Bu yüzden okulda benden habersiz ne olup ne bitiyor öğrenecektim.
-Bana bakın! Bundan sonra duyduğunuz en ufak şeyi gelip bana söylüyorsunuz!
-Ta..tamam Ecrin.
Işte bu kadar. Hiç de zor olmadı.
-Ah! Önüne bak!
-Be..ben çok ö..Özür dilerim.
-Birdaha çok dikkatli ol. Yoksa bir dahakine bu kadar şanslı olmayabilirsin!
AYÇA'DAN: (Gruptaki kızlardan birisi)
Çağla beni gruba aldığında çok şaşırmıştım. İlk başta sevindim ama söylediklerini duyunca şansıma bin defa lanet okudum. Tamda o anda aklıma bizim evdeki siyah günlük geldi. Annemin söylediğine göre Çağla'nın annesininmiş. Annem o zamanlar 21 yaşındaymış. Birgün arkadaşlarıyla bir parti yapıyorlarmış. Doğruluk mu cesaretlilik mi oynuyorlarmış. Annem Buse diye bir arkadaşına Ecrin'in evine girip günlüğünü almasını istemiş. Neyse işte günlüğü alıp okurlarken Ecrin içeri gelmiş ve herkesi öldürmüş. Birtek annem sağ çıkabilmiş ordan. Tabiki günlüğüde almış. Bende ölmemek için bu günlüğü ona vericem. Eve gidip günlüğü aldım.
-Çağla! Çağla! Sana bişey getirdim.
-Ne var? Ne buldun?
-Bunu okumak isteyeceğini düşünmüştüm.
ÇAĞLA'DAN:
Ayça koşarak yanıma geldi. Elinde siyah bir defter tutuyordu. Bunu okumak isteyeceğimi söyledi. Defteri elime aldım.... Ve ilk sayfasında ''Ecrin'in Günlüğü'' yazıyordu. İnanmıyorum! Bu annemin günlüğü mü? Hemen okumaya başladım. Yıllardır merak ettiğim soruların hepsinin cevabı bu defterdeydi. Küçüklüğü, hayatı, babam..... Ne!!! Annem bir ölümüydü?
***