Uyandığımda kendimi yeni doğum yapmış bir anne gibi hissediyordum. Başım ağlıyordu. Evimiz sahile yakındı. Belki biraz yürüsem iyi gelir diye düşünmüştüm. Ayağa kalkıp yatağın kenarındaki kuru kafalı panduflarımı giydim. Siyah beyaz çizgili pijamalarımı üstünden çıkardım. Siyah Külotlu Çorap, üstüne siyah şort ve beyaz bir tişört giydim. Belime de kırmızı bir gömlek bağladım. Banyoya gittim. Ağlamaktan yanaklarıma almış olan rimelime baktım. Bir ölü gibi gözüküyordum. Muhtemelen gitmişti. Kalacak hali yoktu ya? Yüzümü yıkayıp yeni bir rimel sürdüm. Kafama siyah bir şapka taktım. Siyah kulaklıklarımı kulağıma takıp aşağı indim. Ayağıma siyah supramı giyip dışarı çıktım. Biraz temiz hava herkese iyi gelirdi dimi ama?***
AZRA'DAN:
Sabah hem Çağla'yı görmek için hemde beraber kahvaltı yapmak için onlara doğru yola çıktım. Kapıyı bir iki kere çaldım. Bir hizmetli açtı.
-Çağla hanım dışardalar.
Kafamı olumlu anlamda salladım ve salona doğru ilerlemeye başladım. Içerde elleri saçlarında ayağını yere vurarak ritim tutan bir adet Ecrin bulunca ellimdeki simit poşetini yere düşündüm.
-Yapamadım Azra. Gidemedim. Kızıma bunu yapamazdım.
Karşısındaki koltuğa oturup onu dinlemeye başladım.
-Düşündüm. Onun dün geceki halini görünce yıkıldım. Ama şu anda kendimi Eray'a ihanet etmiş gibi hissediyorum. Söz vermiştim ona. Hiç yanından ayrılmayacaktım.
Ne yani. Bütün bu olanlardan sonra bu kadının tek düşündüğü şey sevgilisi mi? Geri dönmüş olması bile bir mucize.
-Herkes gibi sende bana kızdın biliyorum. Ona gitmediğimi söylemek için gelmiştim. Ama gitmiş. Bunu ona sen söyler misin?
Ayağa kalkıp kapıya doğru ilerlemeye başladı.
-Nereye gidiyorsun?
-Eski bir dosta.
Tam o sırada içeriye kulağında kulaklık bulunan yüzü kıpkırmızı olmuş Çağla girdi.
-Anne!
-Kızım.
Yüzünde sevinç göremiyordum. Her zamanki gibi somurtkandı. Seside her zamankinden soğuk çıkıyordu.
-Neden geldin?
-Seni bırak-
-Neden geri döndün?
-Çağla bak-
-Sana bu evden çıkarsan bir daha seni affetmem demiştim.
-Ama-
-Bu-evden-git! Hemen!
Bunları dün gece annesi için ağlayan Çağla mı söylüyordu? Ben olanları şaşkınlık içinde izliyordum. Sahi Elif neredeydi?
ELİF'TEN:
-Elini ver bebeğim.
-Çıkamıyorum Baran!
-Yapabilirsin Elif.
Şuanda okuldan kaçıyorduk. Daha doğrusu kaçmaya çalışıyorduk. Baran çoktan aşağı inmiş, ben duvarın tepesinde kalmıştım. Ee belki biraz Bad Girl'liğe özenmiş olabilirim. Ne yapayım? Evde bir Bad Girl ile yaşıyorsanız ve onun en yakın arkadaşıda bir Bad Girl ise sizde özenirsiniz. Maşallah film çekiyoruz mübarek. Evimizde bir aksiyonsuz gün yok!
-Atla!
Atlamamla Baran'ın üstüne düşmem bir oldu.
-Başardın sevgilim.