Bölüm 5

131 13 2
                                    

Multi: Ahsen

Çalan alarma çeşitli küfürler keşfederek uyanmak ne kadar da harika (!) Alarmı susturup tekrar yatağa gömülecekken yorganımı çeken Ahsen'e homurdandım. Yorgansızda yatabilirdim sanırım. Uykum kaçmadığı sürece havada bile uyuyabilirdim. "Ya kalksana kızım annemler gelcek bugün. Ortalığı toplamamız lazım." Dedi beni dürterek. "Ya akşama gelirler onlar , toplarız daha kargalar bokunu yemedi Ahsen bi git işine ya." Dedim kafam yastığa gömük olduğundan ne kadar anladı hiç bir fikrim yoktu ama tekrar söylemeyeceğimi adım gibi biliyordum. "Ev savaş alanı gibi olduğundan iki günde zor toplanır canım." Dedi elini beline koyarak. Hoşgeldin Ahsen teyze. Oflayarak yataktan kalktım. Kalkmazsam ikinci yöntemine geçecekti çünkü Ahsen , sabah sabah ıslanmak pekte hoşuma gitmezdi doğrusu. Ayağımı yere süre süre banyoya gidip yüzümü yıkadım saçlarımı taradım. Saçlarıma her baktığımda o gün geliyordu aklıma. O gün oradan çıkmıştım ve Kerem engel olmamıştı. O günden beridir de Meyra ortalıkta yoktu. Kızlarla internetten Kerem Saygıner hakkında bilgi toplamıştık. Fazlasıyla gizemli bir tipti bir insanın hiç gülerken fotosu olmaz mı Allah aşkına hep sinirli hep karanlık bakışlar. Bütün kızlarında platoniğiydi aynı zamanda. Salak kızlar böyle erkeklerin bir tarafını kaldırmada çok başarılılar. Benden bir yaş büyüktü. Eskiden benim okuduğum okuldaymış ben gelmeden önce yani. Ama kimsenin bilmediği bir sebepten dolayı okuldan atılmış. Bizim bedencininde yeğeniymiş aynı zamanda. Ancak bu kadar bilgi toplayabilmiştik. Açıkcası fazlasıyla merak ediyordum hayatını hemde a'dan z'ye kadar. Böyle karanlık tipler hiç ilgimi çekmezdi ama Kerem farklıydı sanki böyle karanlık değilmiş gibi o ürkütücü bakışları tamam korkmamı sağlıyordu gözlerimi kaçırma isteği oluşuyordu içimde ama aynı zamanda da gözlerinden hiç ayırmak istemiyordum gözlerimi. O siyahlarının içine benim mavileri hapsetmek istemiştim. Neden böyle duygular içine girdiğimi de çözememiştim.
Banyoda işlerimi bitirip çıktım. Ve ev cidden savaş alanı gibiydi. Bu kadar dağınık olmak; dağıtırken süper toplarken berbat bir şeydi. Evi toplayana kadar üçümüzünde perti çıkmıştı. Kendimi direk duşa attım. Kızlarda koltuklara serildiler.
Duştan sonra yorgunluğum az da olsa geçmişti. "Akşama pasta mı yapsak ?" Dedim pasta yapmaya bayılırdım. Ne zaman canım sıkılsa , mutlu olsam , moralim bozuk olsa yani kısacası her zaman pasta yapardım. "Sadece çırpmana yardımcı olabilirim." Dedi Ahsen. "Becerebilir misin Ahsen?" Diye dalga geçti Sude ben kahkahayı patlatırken Sude kafaya yastığı yemişti bile. "Tamam tamam şaka yaptım." Dedi Sude gülerek yoksa başına geleceklerden haberdardı. Ahsen yumurta bile kıramazdı ama laf edenin kafasını çeşit çeşit kırma yöntemleri vardı. "Istesem neler neler yaparım aslında" dedi Ahsen elini sallayarak. Sudeyle birbirimize bakıp dayanamayarak yine gülmeye başladık. Ahsen terliklerini çıkartıp iki isabetli atış yaptıktan sonra bir sonraki terlik darbesine karşı Sude'yle mutfağa kaçtık. Kapıyı yumruklayan Ahsen "kafanızı pencereye sıkıştırcam açın şu kapıyı. Ben beceriksiz falanda değilim ayrıca." Diye bağrıyordu başımıza geleceklerden korkuyorduk. Ahsende cidden işkence etme potansiyeli vardı hemde fazlasıyla. Çok kez maruz kalmıştım o işkencelere.
Ortalık sakinleşmişti cupcake yapmaya başlamıştık. Bir yandan şarkı söylüyorduk. Pasta yapmaya zaten bayılıyordum , kızlarla pasta yapmaya ultra bayılıyordum. Pastayı bitirdikten sonra bulaşıklarıda kızlar makineye koydu. O günden beridir bana ellerinden geldiğince iyi davranmaya çalışıyorlardı. Eve geldiğimde telaşdan kudurmuşlardı. Bana bir şey yapıp yapmadığını defalarca sormuşlardı. Saçlarımı esgeçerek anlatmıştım , eğer canımı yaktığını öğrenirse kızlar rahat durmazlardı ve ben o tehlikeli çocukla muhattap olmalarını istemiyordum. Bu olayı anneme anlatmama kararı almıştık. Annem öğrenirse babamada söylerdi babamın Haluk amcayla arası zaten bozuktu Haluk amca iyi birisi olmasına rağmen ondan korkmadığım söylenemezdi.Cupcakelerimizi yerken kapı çaldı. "Annemler gelmiştir. Kızlar anlaştığımız gibi aramızda kalacak." deyip kızların kafa sallamalarıyla kapıya yöneldim. Koca bir gülümseme yerleştirip suratıma kapıyı açtım. Ve gülümsemem aniden silinirken sakinleşmeye çalıştım. Daha ne olduğunu bilmeden üstüne atlayamazdım. Evet aslında yapabilirdim bunu ama önce neler olduğunu öğrenmeliydim. Kolundan çektiğim gibi içeri girdi. Salona geçip oturduk. Mahcup falan görünmüyordu. Kerem'e o gün söylediği şeyi geçtim hastanedeki tavırları yüzünden bari insan azıcık utanırdı değil mi? Ama konu Meyra olunca olay öyle olmuyordu. "Kerem'e sana bir şey yapmamasını söyledim daha neden beni yiyecek gibi bakıyorsun?" Dedi rahatça koltuğa yayılırken. "Bende tam o konuya gelecektim." Dedim tek kaşımı kaldırarak. Ciddiliğimden rahatsız olmuşcasına kıpırdanıp devam etti. "Ben olmasam paçayı kurtaramazdın bana böyle bakmayı kes o yüzden." Dedi işaret parmağını bilmiş bilmiş sallayarak. Anında lafı yapıştırdım "sen olmasan paçam belaya falan bulaşmayacaktı da." Dedim kızlar odaya girerken. Meyra'ya ölümcül bakışlar atıyorlardı. Meyra bunu umursamayıp "her neyse annemler bugün geliyor eşyalarımı alıp eve geçeceğim."dedi ayağa kalkarken ah bu kız beni artık iyice deli ediyordu. "Hiç bir yere gitmiyorsun." Dedi Sude net sesiyle. "Neden ortadan kayboldun öncelikle bunu söyle?" Dedi Sude yine aynı ciddiyetiyle. Benim yüzümden onlarında arası bozulsun istemezdim ama onlarında Meyra'yı pek sevdiği söylenemezdi zaten. "Ben Mert'in yanındaydım." Dedi Meyra da sert değildi ama dik duruyordu kendinden emin bana kimse zarar veremez surat ifadesiyle , insanda yüzüne tükürme isteği uyandırıyordu. "Kerem seni aradı mı?" Dedim direk hiç başka ayrıntıya girmek istemiyordum sadece o gün Kerem'e ne dediğini bilmek istiyordum. "Imm evet aradı seni götürdüğü gün." Dedi gözlerimin içine bakıyordu direk bende onunkilerden ayırmıyordum. Her zamankinden daha farklı ifadeler geçiyordu gözlerinden. Ama perdelerini çekmiş gibi ne olduğu anlaşılmıyor sadece farklılığı görülüyordu. "Ne konuştunuz peki?" Yine ifadesiz bir şekilde sormuştum. Sakin kalmaya çalışıyordum. Saçlarımın dipleri hala ağrıyordu. Meyra o çocuğun nasıl biri olduğunu bildiği halde bana motoru bozdurmuştu birde üstene üstlük telefonda Kerem'i kızdıracak şeyler söylemişti. Ben yaptırdım deseydi eğer yolunan saçlar benimkiler olmazdı değil mi? "Senin isteyerek yapmadığını söyledim tabiki Derin ne diyeceğim başka." Dedi gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Ama ifadelerdende yalan mı söylüyor doğru mu anlamamıştım. "Yoksa sana bir şey mi yaptı?" Dedi bir anda büyüttüğü gözleriyle kalkıp yanıma geldi. "Ah canım iyisin değil mi bir şey yapmadı sana?" Dedi telaşla , nedense bu telaşı fazlasıyla itici ve yapmacık gelmişti. "Kerem'i nereden tanıyorsun?" dedim omzumdaki elini iterek. "Mert'in arkadaşı." Dedi " O yüzden mi hastanedeydi?" Dedi Sude. "Evet Mert'i görmeye gelmiş." Dedi sorulardan sıkıldığını belli edercesine gözlerini devirdi. Kalkıp odaya doğru ilerledi valizini toparlayıp gitti. Ağzımı açmadım gidene kadar ama sinirden kuduruyordum resmen. Çünkü yalan söylüyordu ama bunu asla itiraf etmezdi. O yüzden sorular sormak bir işe yaramazdı. Meyra çıkınca kızlara "yalan söylüyor." Dedim "Nereden anladın." Dedi Ahsen. "Yakında çıkar kokusu." Dedim mutfağa giderken. Cupcakeleri tabağa koyup salona döndüm.
Annemler geldikten sonra Ahsen ve Sude de gittiler. Annem neler yaptıklarını anlatıyor çektiği fotoları gösteriyordu. Annemin dedikleri duyuyor ama algılayamıyor gibiydim. Kafamda bin tane şey vardı resmen. Kerem Meyra Mert hangi birini düşüneceğimi şaşırmış boş boş bakıyordum. "Derin iyi misin sen?" Dedi annem. Adımın geçtiğini duyunca düşüncelerimden silkinip anneme baktım. "Iyiyim neden sordun?" Dedim acaba bir şey mi anladı diye biraz telaş yapmıştım. "Dalgınsında kızım." Dedi tedirgince. "Iyiyim merak etme dün kızlarla pek uyumadıkta biraz uykum var. Ben yatıyorum. Hadi iyi geceler." Deyip yanağından öptüm. "Iyi öyleyse tatlı rüyalar." Dedi ve gülümsedi. Yalan değildi kaç gündür doğru düzgün uyuduğum söylenemezdi. Kulaklığımı takıp yatağa girdim. Güzel bir uyku çeksem hiç fena olmazdı. Tam uykuya dalacakken telefonumun titremesiyle sıçradım. Giray mesaj atmıştı. O gün kızlar Giray'a haber vermişlerdi ve o günden beridir sürekli arıyor mesaj atıyor beni yalnız bırakmamaya çalışıyordu.Giray'ın bu sevgisine karşılık verebilsem keşke diye düşünüyordum.Onun beni bu kadar saf temiz karşılıksız sevmesi karşısında mahcup oluyordum.
'Uyudun mu Derin.' Yazmıştı uyumadım konuşalım desem ikiletmez sabaha kadar konuşurdu benimle.Bundan adım kadar emindim ama yarıyıl tatillerinde babasının otelinin barında çalışıyordu.Bu yüzden yorgundur diye düşünüp konuşmayı kısa kestim.
'Uyumadım müzik dinliyordum.Ama sen yorgunsan tutmayım.' Yazıp yolladım saniyesinde mavi tik oldu ve yazıyor...
'Fazla yorucu bir gündü ama seninle konuşunca dinleniyorum zaten.'
'Sonunda bir işe yarayabildim :D' yazıp yolladım.Şakaya vurmazsam saçmalardım çünkü
'Haksızlık etme kendine :)' tam mesajı okurken camdan gelen tıkırtıyla sıçradım karanlık balkonda neler olduğunu görmeye çalıştım.Bir karartı görünce direk Giray'a 'Balkonda birisi var.' Diye mesaj attım. Elime çalar saatimi ve tarağımı alıp beklemeye başladım.Balkon kapısı zorlanmaya başlayınca kalbim kulağımda atmaya başlamıştı bile.Ses kesilince vazgeçti diye düşünürken bir anda hafif bir gıcırtıyla kapı açıldı nefesimi tutup hareket etmemeye çalıştım.Gözlerimide açamıyordum. Giray'ın evi iki sokak aşağıda olduğundan birazdan burda olur diye düşünerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Adam hırsız olabilir katil olabilir en önemlisi silahı olabilir. Giray umarım cengaver gibi tek başına gelmez poliside arardı. Odada nefes seslerimizden başka ses yoktu. Ufak bir ses geldi ama ne sesi olduğunu pek çözemedim ve balkonun kapısı kapandı. Yavaşça gözlerimi aralayıp baktığımda adamın balkon demirlerinden aşağıya indiğini gördüm. Odaya göz gezdirdiğimde aynama yapışık bir kağıt gözüme takıldı.

Derin yaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin