Bölüm 22

59 9 0
                                    

Ama bu yapılmaz ki , çatlarım ben akşama kadar.
Düşün düşün aklıma bir şey de gelmiyordu.
Neyse en iyisi film izleyim diye düşünmüştüm hem vakit geçerdi.
Bilgisayarımı alıp film sitesine girdim. Korku , aksiyon tarzı şeyler seviyordum ama sabah sabah izlenmezdi. Baktım baktım hiç birisini izleyesim gelmedi.
Dizilerimden bir tanesini açtım. Annem de yokken rahat rahat izlerdim hem.

İki bölüm izleyip kapatmıştım. Çünkü otur otur bir taraflarım uyuşmuştu. Okulumu özlemiştim şimdiden. Bu ne sıkıcı bir şeydir. Sıkıntıdan patlamak üzereydim. Aynı zamanda açlıktan. Dizi film derken saat bir olmuştu. Ne yesem diye düşünürken kapı çaldı. Inşallah kızlardır. Oh be burda sıkıntıdan ölmeyecektim. Koltuktan destek alıp kalktım sekerek kapıya kadar geldim. Tekrar çaldı "çatlama geldim." Diye bağırdım.
Kızlar değildi kocaman gülümsemesiyle Kerem duruyordu karşımda. "Çatladım." Dedi gülerek.
"Bu ayakla açtığıma şükret." Dedim bende.
"Kimse yok mu evde?" Dedi kaşlarını kaldırarak.
"Hayır yatalak hasta değilim ya kendi başımın çaresine bakabilirim diye işe yolladım annemi." Dedim.
"Gelsene içeri kapıda kaldın." Diye ekledim.
Bir şey demeden içeri girdi. Elindeki değnekleri bana uzatıp "al bakalım" dedi.
"Teşekk.." yine lafımı kesip
"Daha dün ne demiştim ben sana. Dün ya dün balık beyinli misin nesin?" Dedi.
Değneğimle bacağına vurup "aman be bi daha etmem. Kibarlık olsun diye şeyetmiştim. Balık beyinliymiş." Dedim. Yalandan sinirle. Gülesim gelmişti ama tutuyordum kendimi.
Kerem'in böyle mütevazi hallerini de gördüm ya artık gözüm açık gitmezdi sanırım.
Cevap vermeden gülüp salona geçti.
Gülünce bende duramamış gülmüştüm.
Koltuk değneklerimle beraber bende salona geçtim. Gerçektende bunlarla yürümek daha kolaydı. Seke seke bir hal olmuştum dünden beri.

"Kimliğini buraya bırakıyorum." Dedi iç cebinden çıkardığı kimliğimi romanımın üstüne koyarken.
"Tamam teşekkür etmeme gerek yok zaten." Dedim gülümseyerek.
"Çok şükür" dedi hayret etmiş gibi bakarak. Yattığım kanepeye gidip oturdum. Kerem gidecek gibi ayakta dikiliyordu hala. "Otursana hemen mi gideceksin." Dedim melül melül.
Gitme Tülaaay diye bağırabilirdim eğer gitcem dese. Yalnız başıma çok sıkılıyordum.
"Kimliğini vermeye gelmiştim ama istersen kalabilirim." Dedi.
"Isterim. Yoksa sıkıntıdan patlıycam." Dedim baygınca.
Bir şey demeden yanımdaki kanepeye oturdu.
"Sıkıldım diyosun kös kös oturuyosun." Dedi kollarını kanepenin sırtına koyup ayağını diz kapağının üstüne yaslarken.
"Ayıp ediyorsun. Birazdan horon tepmeye başlıycaktım bende." Dedim ciddi bir şekilde.
Beyefendiye bakın ya. Kös kös oturuyosun diyo bide.
"Ne komiksin sen öyle" diye dalga geçti.
"Sende gıcık" dedim direk.
Tam ağzını açmıştı ki geri sustu gülmeye başladı.
"Ne diyorum ben ya. Senin yüzünden ayarlarım bozuldu." Dedi.
Bende güldüm.
"İlk gördüğüm Kerem'le şuanki farklı kişiler sanki." Dedim.
Gülümsemesi silinmişti bir anda.
Sinirlendirmek için veya eski olayların üstünü açmak için söylememiştim. Sadece çok farklı olduğunu şuankinin çok daha iyi olduğunu söyleyecektim ki yine elime yüzüme bulaştırdım.

"Ben sadece aslında çok iyi biri olduğunu söyleyecektim." Dedim hemen. Toparlamaya çalışıyordum ama bu konular kesinlikle benden uzaktı. Hiç beceremezdim. Hatta birde üstüne tüy dikme konusunda ustaydım.

Ayağını yere indirip kollarını da dizlerinin üstüne yasladı. Ciddileşip
"Derin ne yapsam tek bir göz yaşına değmez. Ne desen haklısın. Ama Meyra cezasını çekti. Artık sana bir şey yapacak cesaret bulamaz merak etme. Bende .." Derken bende onun lafını kestim. Hep o mu kesecekti değil mi ama?
"Sende kendini suçlayıp durma artık. Ayrıca Meyra cezasını çekti derken?" Dedim tek kaşımı kaldırıp.

Meyra'nın ortalıkta olmayışının sebebinin Kerem olduğunu tahmin etmek zor değildi ama ona neler yapabileceği konusunda tahmin yürütmek zordu.

Derin yaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin