Bölüm 8

87 13 6
                                    

Multi: Egemen

Giray camı açıp aşağıyı kontrol etti. "Yol boş Derin , kimse yok." Dedi sakinleştirici ses tonuyla. "Kuş falandır belki. Baykuş yarasa ne biliyim işte."dedi Sude kaşlarını kaldırıp."Biraz uyu istersen." Dedi Ahsen kafa sallayıp yatağa girdim. Yorgunluktan artık hayal mi görüyordum acaba? "İstersen ışık açık kalsın." Dedi Egemen "Hayır ışıkta uyuyamam." Dedim. Işığı kapatıp çıktılar bizde yatıp uyumaya çalıştık. Hala ellerim titriyordu ama kızlara belli etmemek için yorganı sımsıkı tutmuştum. Kızlarda ne yapacağını şaşırmıştı. Onların tatilini zehir etmeye hakkım yoktu. Elimden geldiği kadar neşeli davranmaya çalışıyordum zaten. Ama böyle zamanlarda yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Gözlerimi camdan ayıramıyordum. Sokak lambasının ışığı vuruyordu cama. Dağ eviydi fakat bir çok ev olduğundan mahalle gibi bir yerdi. Pencereden gözümü ayırmazken göz kapaklarım ağırlaştı ve bir haftanın yorgunluğuyla gözlerim kapandı.
Uyandığımda başımın ağrısı geçmişti. Bunun için bile fazlasıyla mutluydum. Dün geceyi daha doğrusu geçen haftayı unutmaya karar vermiştim. Çok güzel bir tatil yapmak istiyordum. Valizimden bir kot seçip üstüne omzu açık kırmızı bir kazak seçtim. Kırmızıyı bana çok yakıştırırlardı. Tenim beyaz olduğundan. Saçlarımında bozulanlarını tekrar maşalayıp aşağı indim bir an önce. Zaten öğlen olmuştu bu saate kadar uyumuştum. Beni bırakıp kayağa gittilerse kan çıkarırdım valla. "Kış uykusuna yattın sandım şişko." Dedi Egemen gülerek. "Sensiz kış uykusu olur mu Egemencim aşk olsun."deyip dil çıkardım. "Günaydın canım." Dedi Giray Egemen'e aldırmadan. "Günaydın." Dedim bende gülümseyerek. "Hadi kahvaltıya , açlıktan ölmek istemiyorum." Dedi Egemen. Ortalıkta kahvaltı masası falan göremiyordum. "Dışarıda yapmaya karar verdik. Uygun mu?" Dedi Giray. Yanaklarını sıkasım geliyordu böyle davrandıkça onun sayesinde kendimi çok önemli çok özel hissediyordum ama umut vermiş gibi olmamak için yapmıyordum. "Bencede daha iyi olur." Deyip çantamı aldım.
Çok güzel bir yere gelmiştik. Her yer çam ağacı doluydu kar yağdığı için bembeyaz olmuştu ağaçlar. Bu görüntüye bayılıyordum. Kahvaltımız gelene kadar kızlarla foto çekinip instagrama attık. Egemen arkadan fotolara atlayıp şebek şebek pozlar veriyordu. Onun tipini görünce poz veremiyor kahkaha atıyordum. Kahvaltımızı yaptıktan sonra daha doğrusu Egemen'in bize bıraktıklarını yedikten sonra kayak kiralamaya gittik. Egemen tam bir tazmanya canavarıydı saniyede tüm masayı yalayıp yutabiliyordu. Ama hala çöp gibi zapzayıftı. Bende onun yanında iyice obur bir şey olmuştum. Kayak kıyafetlerimizi giyip çıktık. Usta sayılmazdım ama kayak yapmayı biliyordum. Küçükken annemle babam boşanmadan önce yani üç dört kere gelmiştik ve abimle beraber ders almıştık.
Ahsen ve Giray şekil şükül yapa yapa yarış yapıyorlardı Sude de "bende gidiyorum kolunuzu bacağınızı kırmayın sakın." Dedi bilmiş bilmiş. "Gitmek kolaysa dönmek fantadır kankicim hadi güle güle." Dedi Egemende ciddi bir şekilde.Ben kahkaha atarken Sude gözlerini devirdi. "Bende önemli bir şey diyeceksin diye bekliyorum.Allah belanı versin Egemen" deyip o da kaymaya başladı. Elini omuzuma atıp "Ee kanka kaldık başbaşa." Dedi sırıtarak. "Ne istiyorsun?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Ya bir şey isteyecekti ya da bir şeyden korkuyordu. Hep o zamanlar yılışırdı bana. "Aaa ayıp ediyorsun ama ben ne zaman senden bir şey istedim."dedi ellerini iki yana açarak. Duyanda gerçek sanacaktı. Her sene doğum günü hediyesini kendi seçip zorla bana aldırırdı. Bu sene telefon almıştım mesela yılbaşlarını hiç söylemiyorum zaten. "Tabi canııım. Hiç ister misin? Bende konuşuyorum işte boş boş." Dedim. "Neyse kankacım haksızlık etme kendine." Deyip sırtıma vurdu. Geçirdi demek daha doğru olur düşmemek için ona tutundum.
"Derdin ne o zaman?" Dedim. "Aslında küçük bir şey isteyecektim. Şurdaki kız varya hani esmer olan hah onu şu gariban kardeşine ayarlasan." Dedi ellerini çenesinin altında birleştirip gözlerimin içine masum masum bakarak. "Bunun için mi kıvranıyordun sabahtan beri?" Deyip güldüm. "Bu sefer hayatımın kadınını buldum ama." Dedi her hafta başka bir kıza aşık oluyordu. Ama kızlar Egemen'in şapşallığından dolayı yüz vermiyor Giray'a kuyruk sallıyorlardı. Ama Giray kızlara bakmıyordu bile. Egemen 'onun başı bağlı' diyordu kızlar sevgilisi var sanıp gidiyolardı. Egemen'de Giray'a beddualarını sıralıyordu. 'Senin yüzünden evde kalacam gappe.' Dediğinde saatlerce gülmüştüm.
"O kız çok havalı biraz zor ama uğraşalım bakalım."deyip oturan esmer kızın yanına doğru ilerlemeye başladım. "Adamın dibisin Derin. O kızı ayarla sana kocaman çikolatalı pasta ısmarlıycam." Dedi gözleri gülüyordu gene. Ama pasta için kızı her türlü ikna etmem lazımdı. Yanına oturup "Selam. Seni daha önce hiç görmemiştim."dedim. Sanki ben her gün burdaymışım gibi. Umarım kız sık sık gelen birisi değildir diye dua etmeye başladım. Gerçekten çok saçma bir giriş yapmıştım. Kız kaşlarını kaldırıp beni bir süzdü. "Bende sizi görmemiştim."dedi ukalaca. Al işte sürekli geliyordu ve kıza hiç içim ısınmamıştı. Kendini beğenmiş bir havası vardı. "Sende mi sürekli geliyorsun.' Dedim şirin görünmeye çalışarak. Azıcık daha dayanabilirdim bu kızın uyuzluğuna. "Gördüğün otellerin yarısı babamın şekerim her tatil burdayımdır." Dedi ağzını yaya yaya. Al kafasını sok kara. Yok yok dahada dayanmazdım. Tamam pasta önemli ama bu kıza fazla bile dayanmıştım. Babasınınmışmış. "Öyle mi canım bende bu züppelik nereden geliyor diyordum."dedim gülerek. "Anlamadım." Dedi "Şaşırmadım. Neyse sen zorlama." Deyip omzuna hafifçe vurdum. Arkamı dönüp soktuğum lafın verdiği özgüvenle havalı havalı Egemen'in yanına geldim. Pür dikkat bizi izlemişti. Gitmişti güzelim pasta derken kafamın içindeki tilkilerden birisi kendisini gösterdi.
"Ayarlayabildin mi?" Dedi gözlerini kocaman açıp. "Tabi ne sandın kaçar mı hiç? Akşama buluşma bile ayarladım. ... barda 23.00 da bekleyecek seni." Dedim kıs kıs gülerek.Yarım saat beklese bir şey olmazdı. Zaten gelmeyeceğini anlayınca kendine başka birini bulurdu." Pasta peşin yalnız hadi gidiyoruz." Dedim. Yalanım ortaya çıkmadan pastayı yemem lazımdı. Kayağı yarım saat sonrada yapardım. Iddialardan kazandığım pastalar bana daha güzel geliyordu nedense.
Kocaman pastamı yedikten sonra Egemenle kayak yapmaya gelmiştik. Vee bingo!
Esmer kızda kaymak için bizim olduğumuz yere doğru geliyordu. Birazda sinirli sinirli yaklaşan kıza küçümseyici bakışlar fırlattım. Egemen ne yapacağını şaşırmış salak salak hareketler yapıyordu."Sen bana az önce salak mı demek istedin?" Dedi bana zeki esmer kızımız. "Iki saat öncekinden bahsediyorsun heralde güzelim. Geçte olsa anlayabilmende bir başarı tabi." Deyip güldüm. "Geçte olsaymış seni burdan attırmamı istemiyorsan benimle düzgün konuş." Dedi parmağını sallayarak. O parmağı bir tarafına montalamam mı şimdi senin. "Hadi ya attırsana bi." Dedim gülerek. Oflayıp kayarak uzaklaştı. "Sen kıza salak mı dedin?" Dedi Egemen olanı biteni anlayamamış bir şekilde bakıyordu. Buraya kadarmış yalanım. "Ya kankacım bu kız fazla salaktı. Sen boşver bunu ben sana başkasını ayarlarım." Dedim. "Ha birde ayarlayamadın yani?" Dedi kaşlarını kaldırarak. "Aman ya. Sevmedim zaten ben bu kızı. Benim sevmediğim biriyle çıkmazsın zaten değil mi? Kardeşlik bunu gerektirir."deyip şirince sırıttım. Kendini yere atıp yalandan kalbi sıkışıyormuş gibi yaptı. "Hayallerimle oynadın lanet kız."dedi yerden kalkarken. "Sana kız mı yok?" Dedim. "Acımı yüzüme vurma lan yok işte yok." Dedi yalandan trip atarken gülmemek için zor tutuyordum kendimi. "Pastada zehir olsun. Sıçama inşallah." Deyip kaymaya başladı. "Tövbe de be!" Diye bağırdım peşinden. Omzunun üstünden bana bakıp dil çıkardı. Bana baktığı için önündeki 200 kiloluk teyzeyi görmemişti ve ona çarpmıştı. Birlikte yere düşüp aşağı doğru yuvarlanmaya başlamışlardı. Umarım durduklarında teyze Egemen'i yemezdi. Teyzenin kocası diye tahmin ettiğim adamda peşlerinden koşmaya başladı. Çiçek Abbas gibiydi amcada mübarek kel ve pala bıyıklarıyla aşağı doğru koşuyordu. Bir tek elinde baltası eksikti şuan. Egemen'i yakalayınca çakma Abbas amca doğrayıp karısına yedircek gibi görünüyordu.Gülme krizine girmiştim. Gözlerimden yaş gelmişti. Elimi karnıma koyup gülüşümü kontrol altına almaya çalıştım. Kendi kendime gülüyormuşum gibi göründüğümü farkedip sustum. Bende kayacaktım ki dibimden geçen adama çarpmamak için yana çekiliyim derken yere yapıştım. Kafamı kaldırıp adama baktım. Siyahlar içinde hiç istifini bozmadan kaymaya devam ediyordu. Ilerlerken omzunun üstünden bakıp gülümsedi. "Kerem" dedim kendi kendime. Sonra önüne dönüp şekil yapa yapa kaymaya devam etti. Bir anda aklıma bir şey gelmiş gibi bağırdım. "KEREM SAYGINER!" Siyahlı adam Keremdi. Benim peşimde olan. Daha yeni algılamıştım. Nasıl bulmuştu beni?

Derin yaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin