Bölüm 17

82 13 3
                                    

Hep beraber Ceyda teyzeyla vedalaşıp çıktık. Giray "Eve bırakıyım kızlar sizi." Dedi bana bakarak. "Yürüsek daha iyi olur." Dedim. "Bizim kafeye gidelim mi? Hem bişeyler içeriz yani siz bana ısmarlarsınız. Çok iyi olur bak kendim için istemiyorum. Ordanda yürürsünüz evinize." Dedi Egemen şebekçe sırıtarak. Bu sırıtış ona özeldi. Bir şeyler isteme sırıtışı. Sırf bir şeyler ısmarlatmak için bizi sürükleyerek bile götürebilirdi. Limitsiz kartı vardı ama beleş şeylerden daha çok zevk alıyordu. Sebebine cimrilik diyorlardı ama Egemen cimri değildi. Teşhisi ben koymuştum sebebi şebeklikti. Kesin ve net.
"Evet ya evde otur otur baydı. Belki birileride bana pasta ısmarlar." Dedim yüzüme Egemen sırıtışı yerleştirip. Egemen hemen yanıma gelip ciddi bir şekilde "Aferim çekirge. Doğru yoldasın. Yavaş yavaş öğreniyorsun." Deyip omzuma bir iki defa vurdu yavaşça. Ciddi olmaya çalışarak ellerimi birleştirip 'hoss' yapar gibi eğildim. Giray "Yürüyün başımın belaları bendensiniz." Dedi arabanın kilidini açarken. "Adamın hası yaa." Dedi Egemen eliyle Giray'ı gösterirken. Gülüşüp arabaya bindik. Bizim kafe dediğimiz yer bizim sürekli gittiğimiz bir yerdi. Okula da yakın bir yerdi. Kaçtığımızda falan genelde oraya giderdik. Egemen'e özel hesap açılmıştı orada. Veresiye olmamasına rağmen Egemenden kurtulmak için tamam demişti kadın ve hesap açmıştı. Zaten hesabıda kendi ödemiyor başkalarına ödettiriyordu. Bu çocuk ilerde milletten geçinip kazandığı paraları biriktirse Ali Ağaoğlu'nu solda sıfır bırakır.
Kafeye girince garsonlardan bir kız hemen mutfağa kaçtı.
"Her geldiğimde böyle yapıyorsun ama tatlım. Ben senin peşinde koşamamki." Diye kendi kendine söyleniyordu Egemen.
Giray "Naptın kıza doğruyu söyle." Dedi Egemen'e.
"Benim hayranımda kendisi , peşinden koşmamı istiyor. Naz yapmaya başladı bu aralarda. Kızlar işte." Deyip güldü.
Bir şeyler gizliyordu. Allah bilir ne yapmıştı kıza.
"Öyle olsun bakalım." Dedi Giray o da inanmamıştı ama üstelemedi. Başka bir garson gelip siparişleri aldı. Kızlar ve Egemen pasta Giray'da kahve söylemişti.
Giray bakışlarını duvardaki tablodan alıp bana dikti.
Zaten canı sıkkındı. Bir tek bugün değil Kerem meselesi hayatıma girdi gireli. Ama bugün baya düşünceliydi.
"Meyra'yı arıyoruz. Gidebileceği her yere baktırdım ama yok." Dedi. Bu konuyla ilgili bir şeyler yaptığını tahmin etmiştim. "Giraycım zaten ne kadar saklanabilir ki elbet ortaya çıkacaktır. Yormasaydın kendini veya işte her kim aradıysa zahmet etmeseydi." Dedim mahçupca. Benim için sürekli ugraşıyorlardı. Artık kendimi onlara karşı mahçup hissediyordum.
"Saçmalama Derin zahmet falan ayıp ediyorsun. Yapmazsak olmaz asıl. Bana öyle mahçup mahçup bakmayıda kes." Dedi gülümseyerek. "Bencede biz senin yanında olmak zorundayız. Hem bahaneyle beraber kalıyoruz kızım kaç gündür. Bu fırsat bir daha ele geçer mi?" Deyip güldü Sude. "Dedikodunun dibine vuruyoruz valla. Sabahları zaten durmaksızın yapıyorduk bide gece eklendi oohh point günah." Dedi Ahsen yukarıya bakıp 'Allah'ım affet' diye ağzını oynatıp elini yüzüne sürdü. "Iyiki varsınız" dedim kocaman gülümseyip.
Egemen "bensiz dedikodu muu?" Diye cırladı. Kızlardan daha beter cırlama yeteneğine sahipti kendisi.
"Hayin kappeleeer. Ben ne dedikodu duysam koşarak size yetiştiriyim. Sizsiz dedikodunun d sini yapmayım. Siz bensiz nasıl yaparsınıız." Diye ağıt yakan teyzeler gibi dizine vura vura konuştu.
Kahkahalarımız kafeyi doldururken pastalarımız geldi. Egemen'e kaptırmamak için hemen pastamı yemeye başladım.
Sude "Annem aradı bu sabah. Akşam eve gel artık Derinlerde yaşamaya karar vermediysen tabi dedi." Dedi mahçupça. Beni yalnız bırakmak istemiyorlardı ama süreklide bizde kalamazlardı. Kalmalarını isterdim ama aileleri olayı bilmediklerinden izin vermezlerdi. Bilselerde tehlikeye atmak istemezlerdi herhalde. "Sorun değil canım. Zaten Keremden de ses seda çıkmıyor. Bir şey yapacak olsa okulda alır götürürdü." Dedim. "Aynen benim de babam okullar açıldı artık. Eve gel ders falan çalışmazsınız siz beraber dedi " dedi Ahsen de.
"Hiçbir türlü çalışmıyoruz zaten." Deyip güldüm. "İstediğiniz zaman yine gelebilirsiniz ama artık beni merak etmenize gerek yok." Dedim gülümseyerek. "Seni merak ettiklerinden değil zaten Şişko aman diyim Kerem'i falan yersin diye başını bekliyorlar onlar senin." Dedi Egemen. Herkes gülmeye başladı. Uzanıp omzuna vurdum bir tane. Omzunu tutup "Allaaaahh." Diye sızlandı. "Kırıldı galiba." Dedi yalandan ayılıp bayılırken. "Kırılsa duramazdın." Dedim bilmiş bilmiş. "Duramıyom zaten mal." Diye cırladı. "Hadi ordan be. Yalandan ölünse ilk sen ölürdün Egemen." Dedim peçeteye ağzımı silerken. "Sen hiç kendinden dayak yedin mi? Yemedin. Bilemezsin." Dedi acıtasyon yaparak. "Çok konuşma da git hesabı öde." Dedim sonra bir anda kendini sandalyeye attı. "Ayyy bana bir şeyler oluyor. Tansiyonum azdı romatizmam fırladı." Diye bağırmaya başladı. Giray gülüp kasaya doğru gitti. Egemende mucizevi bir şekilde iyileşip ayaklandı.
Kafeden çıkıp arabaya bindik. Hava karardığı için yürümeyi başka güne erteledik. Giray bizim evin önünde durup bizi indirdi. İçeri gelin desem de girmediler. Egemen börek varsa gelirim demişti ama kalan son beş dilimi ona kaptıramazdım.
Biz içeri girdik. Onlar da aşağıda beklediler. Kızlar eşyalarını alıp ineceklerdi hemen. Annemin çoktan gelmiş olması lazımdı ama kapı kilitliydi. Odama çıkıp eşyalarını çantalarına koydular. Bende çantaya sığmayanları poşete koyup verdim. "Bir şey olursa hemen ara telefonumuz hep açık." Dedi Sude beni öperken. "Aynı şekilde uyuyamazsan korkarsan falan ara konuşadabiliriz." Dedi Ahsende sarılıp öperken. "Ne korkması kızlar. Peşimde azılı katil var gibi konuşuyosunuz." Dedim gülerek. Onlarda gülümseyip arabaya bindiler. Giray camını açıp "Derin telefonum hep açık ist.." lafını kesip "biliyorum arayabilirim." Dedim. "Zeki kankim benim leb demeden çorum." Diye atladı arkadan Egemen. Gülüp el salladım. Onlarda gittiler. Gitmeselerdi sırtıma bez falan koyacaklardı artık. Bir belaya bulaştık diye sürekli üzerime titriyorlardı. Odama çıkıp okul formamı çıkarttım. Evde eşofman giyen tiplerden kesinlikle değildim. Pijama giyerdim hep. En rahatını giymek dururken neden eşofman veya pantolonla duruyum ki evde. Mutfağa geçip Egemenden kurtardığım börekleri tabağa koydum. Yanına da kola doldurmak için buzdolabının yanına gittim. Kapağında bir not yapışıktı.
'Bu akşam bir arkadaşımla yemeğe çıkacağım. Börekte var yemekte var hangisini istersen ye beni bekleme. Öptüm annen.'
Hiç bahsetmemişti yemeğe gideceğinden daha önce. Acaba arkadaşı bayan mıydı erkek miydi? Nedense garibime gitmişti bu yemek. Normalde hiç not falan yapıştırmazdı ya birkaç gün önceden haber verir ya da arayıp söylerdi. Acaba bir erkek arkadaşı mı var diye düşünmeye başlamıştım.
"Aman bir kere haber vermedi diye neler düşünüyorum." Dedim kendi kendime. Kolamıda tepsiye koyup odama çıktım. Hazır annem yokken biraz yabancı dizi izlemek hiçte fena olmazdı. Tepsiyi masanın üzerine koyup laptobu açtım. O sırada odamın balkonundaki camdan tık tık diye ses gelince 'hiii!' Diye sıçradım. Kalbim ağzımda atarken korkarak başımı çevirdim.

Derin yaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin