Bölüm 4

178 24 32
                                    

Ilaisa'nın söylediği şey odada yankılanırken kimseden çıt çıkmıyordu. Sehun'un geçmişi hiçbir zaman bilinmemişti. Nike ve diğer stymphalia'lar onu sürgün Stymphalia'ların yaşadığı ve buradan oldukça uzakta olan bir köyde bulana kadar Sehun bir Stymphalia olmanın ne demek olduğunu bile bilemeyerek büyümüştü. 

Nike onu bulduğunda pislikler içinde yaşayan, artıklarla beslenen, kimsenin yanına yaklaşmasına izni olmayan tecrit edilmiş biri olarak yaşamıştı. Kimse onunla konuşmadığı ya da yardım etmediği için her şeyi içgüdüsel olarak yapıyordu neredeyse. Üstelik ondan korkan köylünün mavi kanatlarının bir güç değil güçsüzlük göstergesi olduğunu söylemeleri yüzünden kendini eksik olarak tanıyan küçük çocuk karşısında kendi gibi olanları gördüğünde o denli şaşırmıştı ki Nike'ın öfkesi tüm köyde yankılanmıştı. 

Ondan korktukları için böylesi bir kadere mahkum etmelerine sinirlenen Nike'ın öfkesi ile işledikleri suçlar yüzünden sürgün edilen Stymphalia'lar hayatlarında yaşadıkları en büyük dehşet ile yüzleşmişti. Sehun'u da alıp oradan giden Nike daha önce biri bebekliğinde yanına gelen dört Stymphalia yetiştirmiş olmasına rağmen Sehun ile gerçekten bir çocuğu varmış gibi hissediyordu. O kadar masum o kadar temiz kalpli bir çocuktu ve yaşadıklarına rağmen o kadar sevecendi ki onunla olmak kıza huzur veriyordu. 

Sehun'u buldukları an gördükleri yüzünden midir bu masum hali nedeniyle midir bilinmez diğer Stymphalia'lar da onu korumayı kendilerine görev edinmişlerdi. Zaten fazlasıyla güçlü olan genç adamın ilk uçuş deneyimini hala hatırlayan Stymphalia'lar onun mavi kanatlarını kaldırıp da havalandığı zamanı hatırladıkça ona çocukluğunda bu kadar eziyet çektiren hem cinslerine öfke kusuyorlardı. Sehun, yeni geldiği aile ortamında çokça sevilse kabul görse ve fazlasıyla mutlu olsa da her zaman bir köşesinde bir eksilik hissettiğini bilirlerdi ama. 

Ailesine dair bildiği tek şey yeşil kanatlı solgun bir kadının bir gün elinde bir sepet ile köye girişi ve daha sonra yok oluşundan ibaretti. Sabah kalkıp da sepetin içinde mavi kanatlı bir Stymphalia bebek bulanlar ve üzerinde sadece Sehun ismi yazılı bebeği görenler korkuyla uzun süre onun yanına yaklaşmamışlardı. Annesi ve babasına dair hiçbir şey bilinmeyen ve gücün dolayısıyla korkunun simgesi olan kanatlarla bir anda köylerinde beliren bu bebeği hiçbir zaman kabul etmemişlerdi. Sehun da her zaman terk edilişinin ardındaki sebebi merak ederdi. Annesine mi benziyor babasına mı merak ederdi. Ailesinin hala yaşayıp yaşamadığını merak ederdi. Şimdi ise bir babası olduğunu ve babasının deniz halkının en büyük düşmanı olduğunu öğreniyordu. 

Nike öne çıkıp Ilaisa'nın kolunu tutarken "Eliah derken Ares'in birinci bölük komutanı Stymphalia kraliyet ailesi soyundan gelen efsanevi Eliah'ı mı kastediyorsun?" diye sormuştu. Sehun duydukları yüzünden kendini daha fazla taşıyamadan bir sandalyeye atarken Kai "Kraliyet mi?" diye sormuştu. Kraliyet ailesinden geriye kalan tek üyenin kendisi olduğunu düşünüyordu. Ilasia kızın parmakları arasından kurtardığı kolunu çekerek "Babanın  kuzeniydi Eliah" dedi Kai'ye. Kai, babasının Stymphalia kralının küçük kardeşi olduğunu biliyordu. Babası bu yüzden vezirlik görevi üstlenmişken amcasının çocuğu olmadığı için tahtta hak iddia edecek tek kişinin kendisi olduğunu seneler önce öğrenmişti. Elfler tarafından kaçırılmasının sebebinin bu olduğunu bildiği için asla bununla övünmezdi ama şimdi Sehun ile akraba olduğu ortaya çıkarken soyu hakkında daha çok şey bilmek istiyordu. Nike tekrar öne atılırken "Sen nereden biliyorsun bunu?" diye sormuştu.

 Ilaisa yorgun bir şekilde "Eh burada görev yapıyordu sonuçta. Gururlu bir adamdı çok gururlu. Ne bizlerle ne de deniz halkı ile temasa geçmezdi. Ama Stymphalia'lar ve deniz halkı arasındaki husumetin farkında olduğu için deniz halkı da onu sevmezdi zaten. Ares bu yüzden ona sınır görevlerini asla vermezdi. Yetenekli olduğunu itiraf etmeliyim, güçlüydü. Çok şey biliyordu ve Ares'in sağ koluydu. Ares soylu olduğu için ona daima saygı duyardı bu da sıradışı bir durum zaten. Ares ve saygı duymak yani. Bir gün burada görev yaparken ölen bir askerin kızına aşık olduğunu duyduk. Evlendiklerini... Kızın güzelliği buraya inen Stymphalia'lar arasında sürekli dilden dile dolaşırdı elbette ben hiç görmedim. Eliah karısını koluna takıp da bizim gibilerin yanında dolaşacak bir adam değildi" dedi yüzünü buruşturarak. 

Mermaid SongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin