Arilena'nın mor alevleri Sehun'un bedeninde gezinirken yakışıklı genç acılarının biraz olsun hafiflediğini hissediyordu. Kızın mırıltılarını dinledikçe artık korku değil de mutluluk veriyormuş gibi geliyordu. Prenseslerinin yaptığı şeyi anlayamasalar da deniz kızları Krallarının biricik kız kardeşinin onları korumak için savaştığını net bir şekilde görebiliyorlardı.
Tepelerinde uçan grup ise gördükleri karşısında şok olmuşlar hareket edemiyorlardı. Ilaisa'nın çıkarmayı başardığı sesi şaşkınlıkla "Dora" dediğinde Liegia uyarılmış gibi kafasını kaldırmıştı. Her an uzanıp da adamı öldürecekmiş gibi göründüğü için Baekhyun kadını Nike'ın kollarından ayırmak istemişti ama Ilaisa'nın bir kez daha "Dora" diye mırıldanarak döktüğü gözyaşlarından sonra ikisi de kala kalmıştı.
"Dora sen nasıl..."
Ilaisa sözlerini tamamlayamamışken onu duyan Nymphadora önündekilerden kurtulup gözlerini tepesinde duran adama dikmişti. Onu son gördüğünden bu yana daha da yaşlanmış görünüyordu. Bebeğini elinden alıp kocasını öldürmesi için halkına bilgi sızdıran adam birkaç metre ötesindeydi. Ona kızgınlığı o kadar büyüktü ki ona olan nefretini öyle çok eğitmişti ki şu son bir buçuk yılda intikam için yanıp tutuşuyordu.
"Beni orada bekle Ilaisa! Seninle hala görülecek bir hesabımız var"
"Dora sen nasıl? Hatırlıyorsun..."
"Hatırlıyorum. Her şeyi hatırlıyorum."
Kızının bu sözleri üzerine bu sefer yeniden alevlenen Liegia'yı bu sefer durduran Nike olmuştu. Kafasını Stymphalia'larına çevirip "Aşağı! Görevinizi unuttunuz mu? Deniz kızlarını buradan güvenle çıkarmamız lazım. Nymphadora'ya yardım edin" demişti. Kai "Yardım mı? O kadın Sehun'un peşinde!" diye itiraz etse de aşağıdaki manzara pek de öyle görünmüyordu. Hepsi donup kalmışken onu kurtaran kişi altta savaşan bu kadındı. Diğer kızın yaptığı şeyi pek anlamış değillerdi ama kızın da Sehun ile aynı mor alevleri kullanması da onun güven verici bir hava yaymasını sağlıyordu.
Nike köpürerek "HEMEN!" diye bağırdığında üçü de ikinci bir emre ihtiyaç duymadan aşağı inmişlerdi. Kadının kuyruğunun üstünde nasıl durduğunu ancak aşağı inip de bir balon kabarcığın üstünde gördüklerinde anlayabilmişlerdi. Onlara bakmadan savaşan kadın sadece göz ucu ile Sehun'u kontrol ediyordu. Fazlasıyla endişeli halini fark ettiklerinde onu kendisi bulmadan öleceği için mi yoksa gerçekten yaralandığı için mi endişeliydi anlamak zordu. Arilena çocuğu hala mor alevleri ile yakarken hayli huzursuz olan Kai "Bu gerçekten doğru mu? Ona zarar veriyorsa..." dese de diğer ikisinin rahat tavırları yüzünden "Kuzenime bir şey olursa yemin ediyorum öldürürüm hepinizi anladınız mı?" diye bağırmıştı. Gerçek ailesinden ona kalan tek kişinin Sehun olması ve bunu daha yeni öğrenmiş olması yeterince şok edici bir şeydi ve kardeşi gibi sevdiği çocuğun başına bir şey gelirse kimseyi affetmezdi.
Luhan'ın "Aptal aptal konuşma boşboğaz herif. Sehun bizim kardeşimiz. Onun zararına olacak bir şey yapar mıyız? Ya da Nike?" derken Kai yine de ikna olmamış gibi "O alevler neler yapıyor biliyorsunuz siz de! Hem o kız bizi tehdit etti. Of be bir git başımdan burada önemli bir şey konuşuyorum" diye bağırdığında önlerindeki Palcureehn'lerin büyük bir kısmını haklamışlardı. Kadın her birinden çok daha fazla Palcureehn'e ulaşabildiği için paylarına düşenler genelde daha güçsüz olanlardı ve şu kapanmayan yaralara neden olan silahları kullananların hiçbirinin onlara ulaşmasına izin vermiyordu. Kai sadece konuştuğu için bunu fark edemiyordu ama Luhan ve Baekhyun'un dikkatini çekmişti. Sonunda birlikler "Onun önünde duramayız çekilin" diye emir verdiklerinde birer birer yok olan Palcureehn'lerin peşine düşmeye hamle eden Kai'yi ensesinden tutarak durdurmuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/43254216-288-k244221.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mermaid Song
FantasíaStymphalia'lar yeni bir görevleri olana kadar, sürekli ihmal ettikleri ama artık alıştırma yapmaları gerektiğini düşündükleri nihai formlarını kontrol etme çalışmaları yapıyorlar ama işler Sehun için hiç de iyi gitmiyor. Baekhyun ve Kai gibi günle...