Bölüm 7

168 23 33
                                    

Etrafları sarılan Stymphalia'lar onlara saldıran Palcureehn'lere bakmak yerine bir zamanlar Ilaisa'nın evinin olduğu ama artık değil evin tepenin bile yerinde yeller esen boşluğa bakıp Nike diye haykırmışlardı. Onlara sunduğu teklifin kabul edilmezliğine kızıp oradan uzaklaşmamış olsalardı şimdi yanında olacakları kıza ne olduğunu merak ediyorlardı. Nike patlamalara rahatlıkla kafa tutabilecek biriydi elbette ama nedense normalin dışındaki çamurumsu sarı ve garip şekillerde yükselen duman hepsinde bir korkuya neden olmuştu.

Normal bir patlamadan çok daha uğursuz görünen bu patlamanın ne olduğunu anlama fırsatı bulamadan göremedikleri sayısız silahla yaralanıyorlardı. Sehun'un "O da ne öyle! Neler oluyor orada?" diye haykırması ile uğursuz bir şekilde şekil değiştirip bir ejderhaya dönüşen sarı dumana bakarken ağızları bir karış açık kalan Stymphalia'lar artık onları yaralayan görünmez silahları bulmaya çalışmaktan vazgeçmişlerdi.

Palcureehn'lerden biri Luhan'a saldırıp onun sol omzundan göğüs kafesine kadar derin bir yara açarken "Burada ne olduğuna baksanız sizin için daha iyi. Artık orada endişeleneceğiniz biri kalmadı." demişti. Sehun sinirle haykırıp yarım metre boyundaki çirkin yaratığı boynundan tutup yukarı kaldırırken aldığı darbeler yüzünden her yanından parlak mor kanlar damlarken "Bu da ne demek?" diye hırlamıştı. Adam ona cevap vermek yerine çocuğun göğsüne sapladığı kılıcı ileri doğru itmiş bunun üzerine Sehun'un ağzından ve göğsünden damlayan kanlar ile kendilerini toplayan Baekhyun ve Kai, yaralı arkadaşlarının önüne geçip Palcureehn'lere karşılık vermiş bir yandan da Luhan ve Sehun'a destek olarak onların durumunun iyi olduğuna emin olmaya çalışıyorlardı ama görmedikleri silahların darbelerinin nereden geleceğini kestirene kadar çoktan onlara hedef oluyorlardı.

Kai "Bu böyle olmayacak uçun" diyerek diğer ikisini tutup havalandığında Palcureehn'ler bunu bekliyormuş gibi en yakın ağaçlara tırmanmaya başlamıştı bile. Baekhyun tam zamanında fark edip hepsini aşağı çekmesinden sadece birkaç saniye sonra oldukları yerde patlayan ve eğer hedefi olsalardı ciddi hasarlar alacakları patlamalar ve zehirli ağlar boşlukta yayılmıştı. Baekhyun üçünü de aşağıda tutacak şekilde kanatlarını üzerlerine bastırdığı arkadaşlarının üstünden gördüklerine bakarken Luhan'ın ve Sehun'un kanamasını durdurmaya çalışan Kai'nin ettiği küfürler kulaklarına doluyordu.

Baekhyun'un çelik kadar güçlü mavi kanatları bile darbelerle yaralanırken Kai'ye "Neler oluyor çabuk olsana açık hedefiz burada" diye bağırırken Sehun'dan gelen acı çığlıklarla yüreği ağzına gelmişti. Kai'nin küfürleri yine yükselirken "Sen bir keser misin sesini!" diye arkadaşını da azarlamayı ihmal etmemişti. Sehun'un çığlıkları daha da yükselirken onunkine eşlik eden Luhan ile iyice korkuya kapılan Baekhyun bu görmedikleri silahlarda ne gibi numaralar olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kai sonunda kanatlarının arasından çıkarken Luhan'ın sesi duyulmaz olmuş, Sehun'un ise çığlıkları iyice tizleşmişti. Kanatlarının altından gelen dumanı fark eden Baekhyun ter kan içinde kalan Kai'den açıklama beklerken genç adam ona bakmadan ilk formuna geçip en yakınlarındaki iki düzüne Palcureehn'i kanatları altına alıp kömürleşene kadar yakarken onların sesi de en az Sehun kadar yüksek çıkıyordu.

Yükselen dumanlar ve arkadaşlarının acı çığlıklarıyla biraz gerileyen Palcureehn kuvvetleri sayesinde diğerlerine bakacak fırsatı yakalayan Baekhyun gözlerine inanamayan bir şekilde önündeki bedenlere bakıyordu. Sehun ve Luhan'ın yaralarının üzerindeki yanıklardan gözünü alamıyordu. Kai iki düzine kadar daha Palcureehn'in canına okuyup onun yanına geldiğinde hala hipnoz edilmiş gibi yaralı arkadaşlarını izleyen Baekhyun'a bağırarak "Daha ne kadar ağzı açık ayran budalası gibi bakacaksın onlara! Bir an önce buradan gitmeliyiz" diye haykırmıştı.

Mermaid SongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin