Bölüm 10

138 23 18
                                    

428 yıl önce;

Deniz Halk'ı sarayına girmeden önce varlığını tamamen silerek kendini suyla karıştıran genç deniz kızı Kral'ın odasına kadar kimseye çarpmadan ilerlemeye başladı. Bu küçüklüğünden beri rutini haline gelmişti artık. Deniz kızı kamuflesi işe yaramadığı anlarda damarlarında dolaşan bir başka güç ona yetişiyordu. Bir  Krmiljenje olması onu görenlere aslında görmediğine inandırmasına yarıyordu. Kaç bin yılı bu şekilde geçmişti kim bilir. Öyle ki ona bu geni aşılayan kadın bile artık o ilk hatırladığı zamanlardan uzaktı. Bir zamanlar tüm güzelliği ile salınan kadın şimdi yaşlılığın pençelerinde kıvranıyordu. Yine de ona üzülemiyordu güzel kız. Binlerce yıl saklanmak zorunda kalmak yeterince acı vericiydi. Uzun süren ömürlerinde daha o hayatta yokken işlenmiş bir günahın bedelini çekmeye zorlanması ona acımasına engel oluyordu. 

Hayatında güvenebildiği tek adamın odasına girdiğinde yalnız başına onu beklediğini gördüğüne sevinmişti. En büyük sırrını her gün merakla endişeyle bekleyen adamı sevgi dolu bir gülücükle kucaklarken onu, eşinden bile saklayan biricik ağabeyinin de onu güvenle sarmasına izin verdi. Uzun görevlerin en güzel yanı buraya gelip abisinin güvenli kollarında dinleniyor olmaktı.

"Nymphadora! Geç kaldın. Neden bu kadar uzun sürdü?"

"Sakin ol Thedora. Oraya gitmek bile aylarımı alıyor biliyorsun. Mümkün olan en hızlı şekilde geldim."

Adam tatmin olmadığını lacivert kuyruğunu sağa sola sallayarak kollarını göğsünde birleştirmiş kız kardeşini izleyerek anlatıyordu. Onun kadar eşsiz bir güzelliğe sahip olmasa da normal bir deniz adamından biraz daha yakışıklıydı. Kız kardeşine bu gücü bahşeden onu eğiten de oydu. Kendi eşinden bile sakladığı gözünden esirgediği biricik kız kardeşi her göreve çıkışında kalbinden bir parçayı da alıp yanında götürüyordu. Geciktiği her gün için ise kalbindeki yara derinleşiyordu. Asla affetmeyeceği babası ve annesinin yerini almaya çalışan kadından doğan bir çocuğu bu kadar sevebildiğine inanamıyordu. Kız bir tomar kağıdı ağabeyinin kucağına atarken "Planları burada. Onu bunu bırak da gelirken gördüm. Ares'in ordusunda değişiklikler mi olmuş? Herkes bir soylunun katıldığını söylüyor. Soyluların Ares'den ya da Athena'dan bile üst mertebede olduğunu sanıyordum. Neden bir soylu buraya geliyor?" diye sormuştu. Geldiğinden beri herkesin dilinde dolaşan bu soylunun varlığı kafasını karıştırmıştı güzel deniz kızının.

Stymphalia'lar hiçbir zaman Deniz Halkı tarafından sevilmezdi ama şimdi Ares'in bile saygı duyduğu bir soylu toprak güvenliğini korumak için mi geliyordu? Nymphadora cevap beklercesine abisine bakarken onun en sevdiği deniz şekerlemeleriyle dolu bir kase dikkatini çekmiş ve o tarafa yönelmişti. Thedora cevap vermeden önce sinirle mırıldanarak "Bilmiyorum! Ares bize karşı savaş planları yapıp onlarla işbirliği yapıyor olabilir. Asıl amacı ne bilmiyorum ama geçen gün gözcülerimiz onun buraya bizi emri altına almak için geldiğinden bahsettiklerini duymuş Stymphalia birliklerinin" dediğinde Nymphadora uzandığı şeker kasesine güçlü bir yumruk indirerek paramparça etmişti.

"Bizi emri altına almak mı dedin?!"

"Henüz kesin bir bilgimiz yok. Araştırıyorum ve o adama yaklaşmak cidden zor. Güçlü ve kimseyle konuşmuyor doğru düzgün ama eninde sonunda öğreneceğim planlarını merak etme"

"Ben giderim"

"Saçmalama Nymphadora o kadar da uzun boylu değil. Stymphalia'lar güçlüdür ve Eliah bugüne dek gördüklerimin arasında en güçlüsü. Hilda bile..."

"Ama bir erkek"

Güzel kızın gözlerindeki şeytani bakışlar abisinin gözlerinin yuvasından çıkmasına neden olurken "Bir zayıflığı var" dediğinde abisinin öfkeyle "Hayır!" diye bağırması ile gülüşü yüzünde donmuştu. Abisinin ona bağırdığı zamanlar çok azdı ve bu gururunu kırmıştı. Dudaklarını öne uzatarak "Bana güvenmiyor musun?" diye sorduğunda adamın gözlerindeki öfke kavurucu bir dalga olmuş olduğu yerdeki suyu her an buharlaştıracakmış gibi yanıyordu. 

Mermaid SongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin