Ballan 2/3

94 19 0
                                    

Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir.

Amos Parrish.

Nefes nasıl alınıyordu? Bu ses sekiz ay yalnızca hayallerin arasında anımsadığı tondu. Nefes nereden alınıyordu? Bu koku sekiz ay özlemini çektiği kokuydu. Nefes tıkandı. Ciğerleri çırpındı. Hayal miydi şuan?

Yaşanmışlıkları düşündü Arya. Hafızasını yokladı. Kendini zorladı ama hatırlayamadı.

Kolunda ki baskı arttı. Hayal değildi, Rüya mıydı?

Dişlerini sıktı ve "sildin mi beni?" Cümleyi tekrarladı. Dişleri arasından çıkan tıslama benzeri ses tonu kızı korkuttu.

Bu Aral'dı. Beyni çekişmeyi bıraktı ve artık emin oldu.

Çocuk kızın kolunu daha çok sıktı ve yüzünü birden Arya'ya döndüğünde zaten aralı olan dudakları daha da aralandı.

Göz göze geldikleri an gözünden damlayan yaşın farkında değildi.

Aral kızı birden duvara ittirdi ve kapıyı çarptı. Arya konuşmak istiyordu. Bir şeyler söylemek istiyordu. Ama sesi kayıptı. Sesine ulaşamıyordu.

Aral koluna daha da baskı yaptı. Arya duvar ve Aral'ın arasında sıkışıp kalmıştı. Canı acıyordu ama tepki veremiyordu. Tek yaptığı ağzı açık Aral'ı izliyordu.

Kızın kolunu duvara dayadı ve "Lanet olsun. Konuş, beni sildin mi?"

Aral'ın gözleri dolmuştu. Bu neydendi? Özlemini çektiği aşkını kollarına saramadığı için mi? Yoksa Korktuğu için mi?

Her ikisi. Aral korktu. Onu sildiği düşüncesinden korktu. Aral soyut bir kelimeden korktu.

Tüm göz yaşları boğazına aktı konuşmasını zorlaştırdı. Dudakları yer çekimine karşı koyamadı.

"Sana fotoğraf gönderdim. Sana beni bulman için fotoğraf gönderdim." Duvara bir kaç yumruk attı. Bedeni sinirden titriyordu. Bedeni korkudan titriyordu.

Arya'nın gözlerinden daha iri damlalar aktı. Aşık olduğu adam karşısındaydı. Konuşması lazımdı. kendisiyle savaşa girdi. Beynine bi çok komut gönderdi. Sonunda dudakları aralandı. "Be-bana gelmedi."

Aral o sesi duyduğunda gömülmek istedi. O an ölmek. Özlem buydu. Aşk buydu. O cılız ses her şeyi bir son verir. Her şeye bir başlangıç sunardı. O diyorsa doğru derdi. O doğru söylerdi. O kandırmazdı. O severdi. O en güzel sevendi.

Aral daha fazla durmadı. Arya'yı yasladığı duvardan kendine çekti ve zonklayan dudaklarını, o özlemin başını çeken dudaklara dayadı. Kokusunu içine çekti. Elini tuttu ve kendine iyice yanaştırdı.

Aralarında, hava geçecek kadar bile boşluk yoktu. Elini kızın beline indirdi. Ensesinden destek verdi. Biraz olsun uzaklaşsın istemiyordu.

Arya ağlıyordu. Ama dudaklarını asıl sahibinden çekmiyordu. Kokluyordu. Kendini doyuruyordu. Açlığını gideriyordu.

Ellerini sırtına koydu ve yalnızca dudakları dudaklarında durdu.

Aral elini kaldırdı ve Arya'nın saçlarını geri itti. Yaşlarını baş parmaklarıyla kuruladı.

Kalbinin közü kaç ay sonra dinmişti. Ne kadar yorgunmuş şimdi dinlendi.

Arya , ellerini Aral ile kendisi arasına soktu ama ensesini bırakmayan Aral kızın uzaklaşmasına izin vermedi.

Arya tekrar denedi. Tüm gücünü eline yükledi ve gene ittirdi. Aral onu zorlamadı. Kızın yüzünü inceledi. Avuç içlerini yanağına bastırdı.

BallanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin