Boş bir çuvalın dik durması zordur.
Benjamin Franklin
Kalp sıkıntısından ölmek diye birşey varsa, Arya o şekilde ölecekti.
Şimdi, şurada ölecekti. Göz yaşları dümdüz baktığı yolda aralıksız, durmadan akıyordu.
Canı acıyordu. Aral'a zarar vermek istiyordu. Onun canı da kendinin ki gibi yansın istiyordu.
Aral 'ın ona yalan söylediğini düşündükçe çıldırıyordu. Bir yerlere zarar vermek istiyordu.
"Neden Bulut'a vurdun?" Arya yüksek sesle bağırdı.
Aral baktığı yoldan gözünü ayırıp, kısa süreliğinede olsa gözlerini Arya'ya dikti.
"Daha beter olmayı hak etti." Dedi sinirle, ardından daha alçak sesle "Adı da Bulut muymuş?" Diye söylendi.
Arya , sinirle elini torpidoya vurdu.
"Bulut hiç bir şey yapmadı. Dayak yemeyi hak eden sendin. Sana nasıl güvendim." Arya kendinden bağımsızca seslice nefes verdi ve elini tekrar torpidaya vurdu.
"Bana onu mu koruyorsun?" Aral geri dönüp, Bulut'u öldüresiye dövmeyi düşündü o an.
Vitesi ileri aldı ve gaza daha çok yüklendi. Arya, Aral'ın sinirlendiğini fark edince daha çok üzerine gitmeye karar verdi.
"Evet onu koruyorum. Sana duyduğum sevgiyi hak etmiyorsun." Avazı çıktığı kadar bağırdı ve tüm sinirini çıkarmak için torpidoya sinirle, eli acıyana kadar vurdu.
Aral direksiyona sertçe vurdu. "Onun adını bir daha anmayacaksın, yoksa si- keserim." Yüksek sesle bağırdı. Sağ şakağında ki damar atmaya başlamıştı,. Arya'nın onu sevmemesi hakkında söylediği söz, son damla olmuştu.
Arya' yı herkesten, herşeyden kıskanma potansiyeline sahipti.
"Seni ilgilendirmez. Biliyor musun? Bulut'a verdiğim değer, sana verdiğim değerden daha fazla"
Arya güçlü durmaya çalışmadı, aksine gözlerine bakıldığın da ne kadar yıkılmış olduğunu görmek çok kolaydı.
Aral'ın yeşil gözlerinin içine baksa her şey bitecekti. Bunu bildiği için Aral ona her döndüğünde yüzünü dışarı çevirdi.
"Bana, Bulut'a verdiğin değerden daha az mı değer veriyorsun? O çocuğu tekrar anma!" Direksiyona sertçe vurdu. Ve yüksek sesle bağırmaya devam etti.
Arya direksiyona doğru atıldı. "Senden nefret ediyorum. Beni duydun mu senden nefret ediyorum. Kahretsin." Tüm bunları bağırırken Aral kızı direksiyondan uzaklaştırmak için uğraştı. Arya'nın tek istediği ölmekti. Aral, kızı direksiyondan uzaklaştıramadığı takdirde, Arya'nın istediği olur ve ikisi birden bu dağ yolunda ya dağa çarpar ya da uçurumdan yuvarlanırlardı.
Aral yakalaşan virajı gördüğün de hızını yavaşlatmayı denedi. Arya'yı üzerinden son kez itti.
Arya ne çığlığını kesiyor ne de bir milim yerinden oynuyordu.
Aral tüm gücünü koluna yükleyip sağ elini, Arya'nın yüzüne doğru hızla savurdu. Arabanın içinde yankılanan ses ;
Aral son anda hızını en aza indirip virajı geçti.
Arya oturduğu yerde hala başını kolluyordu. Aral'ın ona tokat attığını yeni yeni idrak edip iki büklüm olduğu cam kenarından doğruldu.
Işte şimdi önüne konmuş olan tüm taşlar çekilmiş, dere hızla akıyor gibi ağlıyordu. Öyle gürültülü ağlıyor, canının yandığını öyle belli ediyordu ki...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ballan
Teen FictionAral geri geldiğin de hiç bir planı yoktu. Tek yapmak istediği onu bu işe bulaştıran adamdan intikam almaktı. Ama o adam aşık olduğu kızın babasıydı. Aşık olduğu kızın babası onu nelere bulaştırmıştı. İntikam içinde bir volkan gibi her saniye daha d...