Hayat ancak geriye doğru baktığında anlaşılabilir ama hep ileriye doğru yaşanır.
Soren Kierkegaard
Burnundan içeri giren aşırı ağır ve burnunun yanmasına sebep olan kokuyla gözleri aralandı. İstemsizce yüzünü buruşturdu.
İlk gördüğü şey bulanık bir halde ona bakan üç tane kafa oldu.
Gözünün önünde sallanan ele odaklanmadı kız, olduğu yerden hızla doğruldu. Kalbi öyle yanıyordu ki dumanları göğsünden boğazına doğru is bırakarak geçip gidiyordu.
Kız olanları hatırlamaya çalıştı. Aklına parça parça binen hüzün ile kafasını bakıştığı yerden kaldırdı.
İlk odağı önünde durmuş Bulut oldu. Kız İyem'e döndü. Öyle masum bakıyordu ki Arya kızmaya korktu.
Hızla ayağa kalktı. İyem de onunla beraber hızla ayağa kalktı.
Arya zorlukla yutkunup, gözüne doluşmuş yaşların dökülmemesi için gözünü kırpmadı.
Konuşacaktı ama boğazında ki yumrudan korkuyordu.
Karşı duvar da durmuş ona bakan Aral'ı ise düşünemiyordu.
İyem yaptığı şeyin şuan arkadaşı tarafından yanlış olduğunu biliyordu. Ama onu üzmemek içindi. Kız Arya konuşmadan konuşmaya başladı.
Arya tam ağzını aralamıştı ki geri kapattı.
İyem ,"Bak sen üzülme diyeydi."
Arya'nın elleri tekrar kendini sıkmaktan titremeye başlamıştı. Kız zorlukla ağzını araladı. O konuşmak istedikçe çenesi kasılıyor , kızın sözcükleri ağır çekimde yere çakılıyordu. "Ben o haldeyken, onun için üzülürken bana nasıl söylemezsin?" Arya seslice yutkundu. Yumru öyle büyümüştü ki yutkununca bile gitmemişti.
Ona doğru adım atan Cengiz'i umursamadı. Tek yapmak istediği o fotoğrafı alıp kırmaktı. Diğer yandan ise o fotoğrafı alıp göğsüne basmak istiyordu.
Arya kasmaktan titremeye başlayan dudağından sonra kendini kasmadı. Açık veriyordu. Herkes anlamıştı nasıl olsa ağlayacağını.
Usulca yere oturdu. Öyle içten ağlıyordu ki yüreğinde ki ağır taşlar tek tek toprak oldu.
Dizlerini kendine çekti. Başını dizlerine yasladı. Öyle acınası ağlıyordu ki kendinden utandı, saklanmak istercesine kollarını etrafına doladı.
Düşen her göz yaşı sinir ateşini alevlendiriyordu.
Etrafında ki herkes kız bayıldığında kısaca neler olduğunu İyem'den öğrenmişti.
Bulut ve Cengiz üzgünce bakıştılar. İyem olduğu yerde göz yaşı döküyordu. Yaptığı şeyin yanlışlığı ona ağır geliyordu.
Arya olduğu yerde sallanmayı bırakıp sertçe burnunu çekti. Başını kaldırıp Aral'ın o dikkat dağıtıcı fotoğrafına baktı.
Hızla yerinden kalkıp duvarda asılı olan güzel çerçeveyi aldı. Kız delirmiş gibiydi. Öyle sinirliydi.
Çerçeveyi düşünmeden karşı tarafa fırlattı. Çerçeve evde yüksek bir gürültü çıkartırken kız saldırmak üzere olduğu diğer herşeyden bir çift kol ile durduruldu.
Bulut kızın kollarını sıkıca tuttu. Eğer tutmasa etrafa saldıracaktı. Etraftaki eşyalardan ayrılan dikkatini önünde duran ,sert geniş görünümlü göğüse çekti kız.
Acıyla ellerini çocuğun göğsüne çarptı. Kız seslice ağlıyor. Aynı zamanda da ağzından çıkan tiz çığlığa mani olamıyordu.
Bulut ellerini kızın kollarından çekti ellerini iki yana açıp başını geriye attı.
Cengiz ,İyem'e sıkıca sarıldı. Kız çocuğun göğsüne pısmış orada sessizce ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ballan
Teen FictionAral geri geldiğin de hiç bir planı yoktu. Tek yapmak istediği onu bu işe bulaştıran adamdan intikam almaktı. Ama o adam aşık olduğu kızın babasıydı. Aşık olduğu kızın babası onu nelere bulaştırmıştı. İntikam içinde bir volkan gibi her saniye daha d...