Hayat umut kırıntılarından oluşmaz mıydı?
O kırıntılar birleşir ve bize yaşama gücü verirdi.
Umudu olmayan insanlar yaşayan bir ölüden farksız değiller miydi?
Miranda Gillar yaşayan bir ölüden farksızdı.
Miranda Gillar'a göre umut saçmaydı.
Miranda Gillar hayal kurmazdı.Acının vücut bulmuş hali gibiydi.
Kapıyı açıp dışarı çıktı. Bir pazar günü tatiliydi. Bu yüzden evde kimse yoktu ve Miranda bütün cipsleri bitirmişti.
Miranda için televizyon izlerken mutlaka yanında cips de olmalıydı.
Boş sokakta sadece Miranda'nın ayakkabı ve nefes alış verişlerinin sesleri duyuluyordu.Bu ne kadar ürpertici olsa da umursamadı. O böyle şeylerden korkacak biri değildi.
Yürümeye devam ederken burnunda hissettiği bez parçasıyla her şey her zaman ki gibi karanlığa gömüldü.
Miranda Gillar zaten karanlığın ta kendisiydi.
***
Gözlerini yavaş bir şekilde araladığında.Yine karanlık bir odada olduğunu fark etti.
Tahtadan yapılmış bir sandalyede eli ayağı bağlı ve ağzı bantlanmış bir şekilde hareket etmeden oturuyordu. O zaten bağırıp çığlık atmakla uğraşmazdı ki.
Deponun kapısının açılma sesi bütün her yeri doldururken yanına genç bir adamın yaklaştığını ayakkabı seslerinden anlamıştı.
Yanına yaklaşan adam Miranda'nın ağzına yapıştırılan bandı sert bir şekilde çekti. Bu onun canını acıtmak yerine zevk vermişti. O zaten bir mazoşistti.
"Hah vay canına! Küçük kızımızın canı da acımazmış! "Diyen adama dikti okyanus mavisi gözlerini ama cevap vermemişti.
"Cevap vermeyecek misin küçük kız? O zaman bunu sen istedin! "Dedi alayla ve cebinden parlak bir çakı çıkarttı. Onun gözünü korkutmaya çalışıyordu.
"Genelde gereksiz insanlara cevap vermem!"Dedi Miranda soğukluğu tınısından anlaşılan sesiyle.
"Dilini yutmamışsın meğer. Zaten bu çakıyı gören herkesin dili çözülür. Hiç şaşırmadım!"
Bacaklarına yaklaştırılan çakıyla kaşlarını çattı.
Adam tam önünde durduğunda çözmeye çalıştığı ipleri çoktan çözmüştü.
Yüzüne doğru yaklaşan adamın kafasını iki elinin arasına alarak hızlı bir şekilde sağa doğru boynunun kırılma sesi gelirken çoktan yere düşmüştü. Miranda Gillar'a alt etmek zordu.
Deponun kapısının kapalı olduğunu anlamıştı. Hangi salak kaçırdığı kişiyi tuttuğu yerin kapısını açık bırakırdı ki?
Adamın cebindeki anahtarı fark ettiğinde onu aldı ve deponun kapısına doğru ilerleyip açtı.
Dışarıdaki hayvan gibi duran adamları gördüğünde gözlerini devirdi ve rahat bir şekilde yürümeye başladı ona saldırmaya çalışan bütün adamların boynunu hızlı bir şekilde kırarak oradan çıkmayı başarmıştı.
Dışarı çıktığında işlek bir caddede olduğunu fark etmişti. Onu kaçıran her kimse gerçekten gerizekalı olmalıydı. Kaçırdığı kişiyi işlek bir caddeye getiren insan muhtemelen gerizekalıydı.
Taksi durdurdu ve eve doğru gitmeye başladı. Miranda Gillar'ı kaçırmak o kadar da kolay değildi.
***
Eve geldiğinde ona sarılan Toprak'la oldukça şaşırmıştı. Fazlasıyla endişeli ve üzgün görünüyordu.Aynı zamanda korkmuş ve çaresiz.
Miranda yine odasında düşünürken kapının açıldığını ve yanına gelen ayak seslerini fark etmişti. Toprak'tı.
Başını Toprak'ın olduğu yöne çevirdi ve konuşmasını bekledi.
"Bu gün,"Dedi Toprak heyecanı her uzuvundan belli olan sesiyle "Sana seni sevdiğimi söyleyemeyeceğim diye çok korktum. "
***
Bölüm biraz geç geldi,üzgünüm.Ama fazlasıyla ekşınlı oldu. Oy verir ve yorum yaparsanız sevinirim.
Yeni bölüm konusuna gelirsek, Ne zaman gelir kesin bir bilgi veremeyeceğim ama pazar günü ya da cumartesi günü yayımlayabilirim.
Okuma sayısı ve oy sayısı her geçen gün artıyor hepinize teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jilet İzleri #Wattys2016
Teen FictionAcıyla harmanlanmış olan ruhundan nefret etmiş ve bunu kanla akıtmaya çalışmış olan bir kız... Gizli sırlar ve suçlar. Geceyle örtülmüş olan insanlar,hayatlar. Kana sarılmış olan bedenler,ruhlar Acıyı amaç edinmiş mazoşist bir kız ve onun hayatını...