Bölüm şarkısı:
#Tom Odell-Another Love
•°•°•°•°•°•°•°•
Küçük bir kar tanesi diğer taneleri birleştirir sonra da dünyayı beyaza boyardı. Bu bütün acıların birleşip ruhu siyaha boyaması gibiydi.
İrili,ufaklı acılar siz fark etmeden ruhunuza düşer,karartırdı.
Acıların anlatarak hafiflediğini düşnürdü bazıları. Miranda acılarını kimseye anlatamadığı için mi böyleydi, yoksa bedeni daha fazlasını kaldıramadığı için mi?
Kapı sesi kulaklarında çınladığında umursamadan defterine bakmaya ve yazmaya devam etti.
Sevgili Günlük:
Kafamın içinin yine darmaduman ve aptalca bir ruh halinde olduğu günlerden birindeyiz.
Biliyorum benden ve acılarımdan sen bile bıktın ama sanırım ben acı çekmekten bıkmadım. Bazen her şeyi bilmemen gerektiğini anlatıyor defterim, sence de öyle değil mi?
Delirdiğimi düşünebilirsin, doğrusu öyle düşünüyorsan eğer bu çok yanlış bir düşünce olmaz.
Çünkü ben de delirdiğimi ve bir aptal olduğumu düşünmeye başladım ama bu hiç umurumda değil. Zaten ben hep deliydim.
Bugün yine bileklerimi deştim. Aptal bir ergen olduğumu düşünmeni istemem zira ben bu hayatta acıyı başka acıyla yenmekten başka bir şey öğrenemedim.
Sevgiler, Miranda.
"Miranda?" diyen sesi duyduğunda içinden bir ürperti geçti.
"Evet? "
"Neyin var? Neden odandan çıkmıyorsun? Yine ne sorun var? "diye ardı ardına sorularını sıralayan Toprağa yavaşça kafasını çevirdi.
"Hiçbir şeyim yok sadece kafamı dinlemeye ihtiyacım var ve zaten benim hayatım bir bütün olarak sorun.Bitmesi gereken bir sorun."ilk defa adamın sorularını cevapladığı için adam şaşkınlıkla kadına baktı.
Kafası hiç almıyordu bu kadın tam olarak ondan ne istiyordu?
"Peki ya benden ne istiyorsun?!Benden ne istiyorsun ya ne?! Bir gün geliyorsun senden hoşlanıyorum diyorsun,bir diğer gün odana çekiliyorsun, benimle yine eskisi gibi soğuk konuşuyorsun!"diye bağırmayı başladı adam. Zihni kararmış, sözleri sivrileşmişti. Sinir insanları karartır ve ne söylediklerini önemsememelerini sağlardı.
"Bu sefer ben de ne istediğimi bilmiyorum.Zaten bu yüzden odamdayım. Kendi içimde ne istediğimi tartışıyorum ama sen Toprak beni anladığını sanıyordum. Sen de biliyorsun ben karman çorman biriyim.Ben sevmeyi ve sevilmeyi bilmiyorum. Bunun için zamana ihtiyacım var. Beni neden anlamaya çalışmıyorsun da sadece bağırıyorsun?"diye sakince konuştu kadın. Kadın ne kadar genç olursa olsun kendi içinde olgunlaşmıştı. Bir anlık sinir sizin bütün mutluluğunuzu mahvedebilirdi ve kadın bunun farkındaydı.
"Ben," dedi ve sustu bir süre bekledikten sonra devam etti "özür dilerim."
Kadın oturduğu yerden kalktı ve adama doğru ilerledi.
Adamın karşısına geçtiğinde yavaşça gülümsedi ve kollarını adama sardı.
O an dünya adam ve kadın için durdu. İki yaralı kalp o an birbirini anlarcasına çarptı.Kalplerinin üzerindeki yaralarda birer karanfil bitti.
Ve sanki dünya kadın için bir kez olsun güzelleşti.
•°•°•°•°•°•°•°•°•
Katil olmak tam olarak neydi? İnsanların hayatlarına son vermek miydi yada insanlara kendi zihninde son vermek miydi?Hangisi daha çok üzerdi insanı ölmek mi yoksa başka birinde çoktan ölmüş olmak mı?
Katil olmak ya bizim sandığımız kadar zor ve acı verici bir şey olmasaydı insanlar daha mı çok insan öldürürdü yoksa daha az mı?
İnsanların yıllar boyu süren bu bencillik ve sömürme alışkanlığı hiçbir zaman sona ermezdi de asıl sorun şuydu kadın katil olursa ona ne olurdu?
Değişir miydi?Kayıp mı olurdu yoksa kayıp mı ederdi?
Kadının intikam aşkı o kadar fazlaydı ki katil olmak onu çok da korkutmuyordu ama asıl istediği şey bir anlık sinirle kalkıp önüne geleni öldürüp sonrasında da ömrü boyunca vicdan azabı çekmek değildi. Amacı kendinden intikam almak değil başkanlarından intikam almakdı.
Defterini eline aldı.Eli kalemle birleşti ve defterdeki sayfalarla ahenkle dans etmeye başladı. Sözleri ve cümleleri onun resmi oldu.
Sevgili Günlük:
İçimdeki bu intikam hevesi beni asıl bitiren nokta olacak diye oldukça korkmaktayım.
Bir katil olmak istemiyorum, bir kahraman da olmak istemiyorum ben sadece bu isteği bitirmek ve yok etmek istiyorum çünkü intikam beni yiyip bitirmeye şimdiden başlamış durumda.
Ne yapacağımı günlerdir düşümsemde henüz mantıklı bir cevap bulabilmiş durumda değilim. Her şey üzerime geliyor artık bunalmaya başladım. Toprak'a olayları anlatmak istesemde bir yandan da bunu yapmak istemiyorum.
Ben bu sırları yıllardır kendim taşıdım,bundan sonra da taşıyabileceğime inanıyorum.
Sanırım şuanlık en doğru seçenek sorumluluklarımdan kaçıp uyumak.
Sevgiler, Miranda
Defterin yumuşak kapağını uzun ve ince parmaklarınla kavrayıp defteri yavaşça kapadı.
Sırtını yumuşak yatakla buluşturup gözlerini sonsuz bir karanlığa yumdu.
Bir kez de kaçmak istedi her şeyden.•°•°•°•°•°•°•°•
"Alo, Kurşun? "diye donuk bir sesle konuştu.
"Evet benim. Miranda sensin değil mi? "diyen ses de aynı tonda konuştu.
"Benim.Bugün büyük gün. Kızı kaçırma hazırlıklarına şimdiden başla. Ben intikamıma şimdiden başlamış durumdayım. "
Soğuk ve sinsi bir gülümseme eşliğinde telefon kapandı. Herkesin korkması gereken gün gelmiş çatmıştı.
Miranda geri dönüyordu hem de daha büyük bir acımasızlıkla.
•°•°•°•°•°•°•

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jilet İzleri #Wattys2016
Novela JuvenilAcıyla harmanlanmış olan ruhundan nefret etmiş ve bunu kanla akıtmaya çalışmış olan bir kız... Gizli sırlar ve suçlar. Geceyle örtülmüş olan insanlar,hayatlar. Kana sarılmış olan bedenler,ruhlar Acıyı amaç edinmiş mazoşist bir kız ve onun hayatını...