Aslı'nın Ağzından;
Miranda'nın sözleri yankılanıyordu kulaklarımda.Onun kadar sert ve katı bir kız ya da bir insan gördüğümü hatırlamıyordum. İnsanlar üzerinde çok tuhaf bir izlenimi vardı.Sanki hiç bebek olmamış, emeklememiş gibiydi. Her zaman güçlü,dimdik ve tehlikeli gibiydi. Onun bebekliğini hayal dahi edemiyordum.
Dün gece dedikleri tekrar yankılandı kulaklarımda.
"Kimseyi umursama, sevme.Hep dimdik dur, hep güçlü ol. İnsanların yanında hiç bir zaman ağlama.İfadesiz ol. Sonra üzülen ve kaybeden sen olursun. Uzun bir süre sonra şunu anladım ki değer vermedikçe, değerleniyorsun."
Haklıydı ona bunları anlatan veya öğreten şey ne bilmiyordum.Hangi olay onu bu kadar yaralamıştı, sertleştirmişti?Onu hangi nedenler bu kadar güçlü yapmıştı?
Düşüncelerimden sıyrılmamın sebebi Güney'in ismimi hızlı bir şekilde sarf etmesi olmuştu. Ama kafamı döndürüp bakmamıştım bile.
Ona çok çok fazla kırgındım. Ama salak gibi hâlâ ona aşıktım.
Onu ilk gördüğüm gün geldi aklıma.
Okulun ilk günüydü babam yine yoktu yanımda. O benden utanırdı. Annem yoktu. Annem başkasına aşıktı babamla zorla evlendirilmişti ve sonunda sevdiği adamla kaçmıştı. Gitmeden önce bana bıraktığı mektuptan öğrenmiştim yaşadıklarını.Babamın benden utanma nedeni ise ah o kötü anıyı hiç ama hiç hatırlamak istemiyordum..!
Her neyse!Okulun ilk günüydü işte. İnsanlar sıraya geçmiş ve müdürün saçma konuşmasını dinlemiyordu. Beni ise izlenme hissi bürümüştü.Kafamı çevirdiğimde Güney'i gördüm sonra ne zaman ona baksam hep beni izliyor veya takip ediyordu. Ben de ona yavaş yavaş aşık oluyordum. Sonra da çok fena bağlanmıştım.Hem de beni üzeceğini bile bile.
Aşka dur demek imkansızdı.
Okula doğru ilerliyordum. Bir ara Miranda veya Amanda'dan izin alıp onlarla gitmeliydim. Yoksa Güney'in peşimi bırakacağını sanmıyordum.
Kolumda hissettiğim elle kafamı ona çevirdim. Beni günlerce ağlatan adama çevirdim. Hâlâ geceleri ağlıyordum ama artık Miranda'nın dediği gibi olmaya başlamıştı. HİSSİZLEŞİYORDUM. Sonsuza kadar ağlayamazdım ya.
"Ada. "
Ah! O bana hep diğer ismimle seslenirdi.
"Defol git başımdan! Bir sürtüğü sevmek nasıl bir duygu!?Ben şimdilik sadece bir piçi sevmeyi biliyorum da!"Dedim bağırarak kırılmıştım ve şu an sinirimi almaya çalışıyordum. Lanet olsun! Hıncımı alamıyordum.
Derin bir nefes aldı ve"Ada biliyorsun öyle demek istemedim!"Diye tekrar pişmanlıkla bağırdı.Onu kolay kolay affetmeyecektim. Söyledikleri tekrar aklıma gelince resmen çılgına dönmeye başlamıştım.
"Aslı,sürtük gibi giyinirsen böyle olur! Kızım sen beni deli etmeye mi çalışıyorsun!?Kevaşe gibi davranma tamam mı!? Sen benimsin sadece benim!"
Aklıma gelen sözlerin kırgınlığımı gözüme yansımasını engellemeye çalıştım.Ama sadece çalışmıştım. İlk defa Miranda'nın hissizliğini kıskanmaya başlamıştım. O duygularını ne sesine ne de gözlerini yansıtırdı. Resmen hissizdi.
"Öyle demek istememen demediğin anlamına gelmez! "Dedim bağırarak artık dolmuştum ağır gelmeye başlamıştı bu kırgınlık.
"Özür dilerim binlerce kez özür dilerim. Belki kırgınlığn geçmeyecek belki de hiç geçmeyecek. Ama beni de anla işte çok kıskanıyorum seni. "
Onu kolay kolay affetmeyecektim.Onun kıskançlığı benim göz yaşlarıma değmezdi.
"Bak ne yap biliyor musun?Siktir git başımdan. "
***
Yazarın Ağzından;
"Siz bu okulda bir hiçsiniz!"Diye bağırdı karşısındaki kumral saçları olan ve adeta sürtük kelimesinin sözlük anlamı olan kız.
"Sen de bu okulda pek bir şey ifade etmiyorsun. "Dedi Miranda alay ettiği sesinin bütün uzuvlarından belli oluyordu. Bu cümleyle daha da sinirlenmişti karşısındaki kumral saçlı kız.
"Seni bitireceğim! "Dedi Miranda'ya doğru seri adımlarla ilerlerken. Kurbanının ona doğru yaklaşmasını izledi alayla.
"Emin misin ufaklık? "Dedi Miranda alaylı gülümsemesini dudaklarına yayarken.
Kız neredeyse ona koşarak yaklaşıyordu fazlasıyla sinirliydi.Ama siniri birazdan onu neredeyse bitirecekti.Belki de hayatındaki en kötü anıyı yaşayacaktı.
Miranda ona hızla yaklaşan kızı alayla izlemeye devam etti.Hızlı hızlı yaklaşan kız tam Miranda'nın saçlarını yakalayacakken kızın bileğini elleri arasına alıp arkaya doğru burktu ve onu yere doğru fırlattı.
Kumral saçlı kız başını fırlatılmanın etkisiyle yere çarparken bahçede çığlıklar yankılanmaya başlamıştı.
Kumral saçları olan kızın saçlarına karışan kırmızı sıvıya aldırmadan ellerini kızın saçlarına daldırdı ve hızlı bir şekilde yukarıya doğru çekti.
Etrafta yükselen çığlıklara acıyla kıvranan genç kızın inlemeleri ve çığlıkları karışıyordu.
Kızı tekrar yere attıktan sonra oradan uzaklaştı ama Miranda Gillar bir kere sinirlenmişti ve o kızdan alacağı intikamı tam olarak bitmemişti.
***
"Hayır anne o buraya falan gelmeyecek! "Dedi sinirle. Sınırları zorlamaya başlanmıştı.
"Kızım lütfen!Zaten kırk yılın başı senden bir şey istiyorum!Onu da burnumdan getirme! "Diye sinirle bağırdı karşıdaki cılız ses.
"Tamam. "Dedi Miranda soğukkanlılığını koruyarak aynı zamanda annesinin suratına telefonu kapatmayı da unutmamıştı.
Artık dengeler biraz daha değişebilirdi gelecek olan kişi ortalığı fazlasıyla kızıştıracaktı...
***
Gerçekten yeni bölüm için çok çok fazla geç kaldığımın farkındayım ve kızmakta haklısınız yeni bir hikayeye başladığımı sizlere daha önce de belirtmiştim.
Yeni bir hikayeye başlamam dolayısıyla da bu hikayeme bölüm yazmamı yavaşlattı hepinizden tekrar ve tekrar özür diliyorum.
Bu bölümde zaten çok fazla içime sinmedi biraz kısa oldu ama size hızlı bir şekilde bölüm yazabilmek için kısa tutmam gerekti.
Zaten bundan sonra bölümleri düzenli bir şekilde gönderme kararı aldım. Bundan sonra Jilet İzleri'ne her cumartesi günü düzenli bir şekilde bölüm gelecek.
Umarım okullar başladığında da düzenli bir şekilde bölüm yazabilirim.
***

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jilet İzleri #Wattys2016
Novela JuvenilAcıyla harmanlanmış olan ruhundan nefret etmiş ve bunu kanla akıtmaya çalışmış olan bir kız... Gizli sırlar ve suçlar. Geceyle örtülmüş olan insanlar,hayatlar. Kana sarılmış olan bedenler,ruhlar Acıyı amaç edinmiş mazoşist bir kız ve onun hayatını...