"Demek öylece yapıştın adama ha? İçindeki Ginny işte bu, biliyordum bir gün çıkacağını..." Harry Potter, gülmekten iki büklüm olmasına rağmen hâlâ daha Hermione'yle dalga geçebiliyor, Ginny de ona uyarak kıkırdarken, genç kız ikisine de anlattığına anlatacağına çoktan pişman olmuş, çantasını genç adamın kafasına geçirdi.
"Ah. Tamam ya..."
"Kapa çeneni."dedi Hermione somurtarak. "Seni akıl ver diye çağırdım-dalga geç diye değil..."
"Elimde değil." Harry sırıtırken, Hermione'nin kes-şunu-yoksa-öldürürüm bakışıyla kendisini ciddileşmeye zorladı. "Tamam, tamam. Ben ne yapabilirim ki-bana pek iş kalmamış?"
"Hermione onun ne tepki vereceği konusunda tahminde bulunmanı istiyor."diye özet geçti Ginny. Harry kaşlarını çattı.
"Nasıl yani?"
"Yani,"dedi Hermione. "Sen de erkeksin. Böyle bir durumda seni öpen kıza sonra nasıl davranırdın?"
"Eh..." Harry, yayıldıkları çimlerin az ötesindeki yoldan geçen öğrencilere bakarak düşündü bir an. "Sanırım bu, o kişiye karşı hislerime bağlı olurdu."
Hermione umutsuzca hımmladı.
"Onun da sana ilgi duyduğunu düşünüyor musun?"
Hermione mutsuzlukla "hayır" diyerek çimleri yolmaya başlarken, Ginny ve Harry birbirlerine baktılar.
"Biraz umutsuz bir durum aslında."dedi Ginny alçak sesle. Harry başını sallar ve en yakın kız arkadaşı için üzülmüş görünürken, yine de gülümseyerek onun kolunu sıvazladı.
"O zaman bu onun aptallığı, değil mi? Takmaya değmez."
"Asıl endişem asistanlık."dedi Hermione. "Yani, bir an gelecek yıl için okuldaki yerimi garantiye almıştım, bir an sonra ise..."
"Müstakbel patronunu öpüp şansını zora soktun?" Harry tamamladı. "Merak etme, Hermione, eminim onunla konuştuğunda olgunluk gösterir."
"Yani, akademik dünyadan bahsediyoruz, değil mi,"diye lafa karıştı Ginny pek de emin görünmeyerek. "Bundan çok daha büyük skandallar söz konusu."
"İyi de,"dedi Hermione umutsuzca. "Sözünü ettiğimiz kişi Severus Snape."
"Ne fark eder ki?" Harry sordu.
"Onu tanımıyorsunuz."dedi Hermione başını iki yana sallayarak. "Onu öptükten sonra, bana bunu bir daha yapmamamı söyleyişini duysaydınız... Kesinlikle bittim ben."
Kafasını eğip dizlerinin arasına alırken umutsuzlukla inledi, Harry kaşlarını çatarak ona baktı.
"Bir saniye..."dedi yavaşça. "Bunu bir daha yapma derken... Gözlerine baka baka bunu bir daha yapma mı, yoksa gözlerini kaçırarak bunu bir daha yapma mı?"
Genç kız başını kaldırıp ona baktı.
"Ne fark eder ki?"
"Çok fark eder."dedi Harry güçlü bir sesle. "Eğer bunu bir daha yapma derken gözlerine bakıyorsa, bunun anlamı 'bunu bir daha yapmanı istemiyorum, çünkü sana karşı bir şey hissetmiyorum, üzgünüm.'dür. Ama gözlerini kaçırıyorsa bu 'bunu bir daha yapmanı istiyorum ama yapmamalısın, yapmaman daha doğru' demek. Yani..."
İki kızın da kocaman açılmış gözlerle ona baktıkları bir sessizlik oldu. Hermione tüm hücrelerini yoğunlaştırarak Snape'in geceki tepkisini an be an hatırlamaya çalışırken kaşlarını çattı, hayır, gözlerine bakmamıştı, hatta özellikle ona bakmamıştı-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kütüphane
ФанфикHermione Granger, bir gün gittiği kütüphanede, hayranı olduğu ünlü yazarla karşılaşır. Not: Bu hikaye, 2013 yılında yazılmış olup daha önce başka sitelerde de yayımlanmıştır. Bu hikayeyi başka isimlerle yayınlayanlara lütfen itibar etmeyiniz.