Kızların yanına gittiğimde hareketlenmiş bir şekilde kapıya bakıyorlardı. Cesaretimi toplayıp kapıyı açtım ve iki kişinin kahkahasıyla karşı karşıya geldim. Mert ve Selim karınalrını tutarak gülüyorlardı.
"Ne var gecenin şu saatinde. Bu ne alacaklı gibi kapı vuruyorsunuz ya. Manyak mısınız siz?"
"Kumsal beni bu zorladı şaka yapalım dedi." dedi Selim kahkaha atarak. Kızlar o sırada yanımıza geldiler. Onlara öldürücü bakışlarımızı attıktan sonra kapıyı suratlarına çarptık.
....
Güneşin rahatsız edici ışığıyla uyandım. Hava bugün oldukça daha çok sıcak olacak galiba. Saate baktım 09.20 idi. Ayağa kalkıp etrafa göz gezdirdim ve kızlara baktım. Buse yastığa sarılmış ve bacağını yorganın üstüne atmış bir vaziyette yatıyordu. Aylin'in yatağı boştu. Düzeltilmiş bir şekildeydi. Nerde ki bu kız? Ne ara kalktı. Gittim Buse'yi uyandırmaya çalıştım ama uyanmıyordu. Her zaman ki Buse işte. Üstüne atlamaya karar verdim. Bütün hızımla Buse'nin üstüne atladım ve Buse'nin çığlığıyla kıkırdamaya başladım.
"Ulan manyak ne işin var üstümde. Kalk çabuk ya. Adam gibi uyandıramadın mı beni." dedi sinirle soluyarak.
"Denemedim sanki. Lan 10 kere seslendim ya. Kıpırdamadın bile. Beni buna mecbur ettin." dedim kıkırdayarak.
"Hem baksana Aylin yok ortalıkta."
Buse Aylin'in yatağına baktı ve bana dönerek :
"Evet ya. Nerde o?" dedi saçlarını toplayarak.
"Ben de bilmiyorum." dedim etrafa bakarak. Nerdeydi bu kız. Yatağının yanindaki masada küçük bir not vardı. Koşarak notun yanına gittim ve notta şunlar yazıyordu :
Kızlar bu notu ne zaman alırsınız bilmiyorum ama okuduğunuz anda hemen hazırlanıp otelin arka tarafındaki ormanlık alana gelin.
-Aylin-Hemen hazırlanıp ormana doğru yol aldık. Biraz ileride beliren muhteşem bir kahvaltı masası vardı. Buse masayı gördüğü an ellerini çırparak masaya doğru koştu. Ben de ona eşlik ettim ve arkasından koştum. Masaya geldiğimizde 5 tane sandalye vardı. Biz Buse ile karşılıklı oturduk. Arkadan 'sürpriz' diye bir sesler koptu. Arkama baktım ve seslenenlerin Mert gil olduğunun farkına vardım. Kahvaltı bittikten sonra biz Mert ile el ele ormanın içinde dolaşıyorduk. Ağacın birine yaslandık. Mert ile arka arkaya durduk. Ben artık önümü dönmeye karar verdim. Tam o sırada Mert'te döndü. Bedenlerimiz birbirimize değiyordu. Heyecandan bayılmak üzereydim. Avuç içlerim terliyordu. Kalbim kulaklarımda atıyordu. Kendimi onun yanında güvende hissediyordum. Bu nasıl bir şey böyle. Aşk bu olsa gerek. Sevdiğinin yanında kendini güvende hissetmek. Kendimi deron düşüncelerden çekip Mert'e sarıldım. O mis kokusunu içime çektim. Bağımlısı olmuştum. İçime çekmeden duramıyorum kokusunu. Bu aralar sigarayı azaltmıştı sanki. Sigara kokusu yoktu üzerinde. Kedlndi kokusu baskındı. Kollarımı beline iyice sardım ve boynunu koklamaya başladım. Boyu benden bayağı uzundu. Parmaklarımın uçlarında dikeliyordum. Birden kendimi kucağında buldum. Bacaklarımı beline sardım ve kollarımı boynunda birleştirdim. Beni döndürüyordu hızlıca. O sırada esen rüzgar saçlarımı dalgalandırıyordu. Sevinç çığlıklarından sesim kısılmak üzereydi. Yavaş yavaş Mert durmaya başladı. Bir anda yakınlaştık ve dudaklarımız birbirine kavuştu. Tuttuğumuz nefes bitince ayrılıp geri nefes aldık ve yeniden dudaklarımız buluştu. Bu sefer Mert iyice derinleştirdi. Heyecandan kalbim yerinden çıkmak üzereydi. Onu gerçekten çok seviyorum.
Mert'in ağzından =
Kendisini bana bu kadar bağlayan neydi? Beni kendine çeken neydi? O tatlı burnu mu? Hayır ya ne saçmalıyorum. Onu bana çeken her neyse bir türlü çözemedim. Gözlerinin içinde kayboluyorum. Kokusunun içinde başka bir dünyadayım. Daha doğrusu o benim dünyam. Onsuz yapamayacağımı bir kez daha anladım. O benim nefesim , o benim kaderim , o benim ilk aşkım , o benim sevdiğim , o benim dünyam ve o benim herşeyim. O sadece benim. Benim kadınım...
Kumsal'ın ağzından =
"Bir tanem.. Artık arkadaşların yanına mı dönsek. En son beni 10. kez arıyorlardı." dedim içimden kendime küfürler ederek. Bu anı bozmak istemiyordum ama arkadaşlar rahat vermiyordu.
"Off onların elinden çektiğimiz ne ya. Senle en fazla 10 dakika baş başayız."
"Bir daha ki sefere iyi bir kaçamak yaparız bir tanesi. Ben de istemiyorum ama söz vermiştik."
Son kez dudaklarımızı buluşturduktan sonra arkadaşların yanına dönmeye karar verdik. Tam dönüp giderken karşımızdaki kişi durmamızı sağladı.
Arkadaşlar vote ve yorumlarınızı göremiyorum. Lütfen biraz vote ve yorum yapın. Yb'de görüşmek üzere. Seviliyorsunuz.. ☺☺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müzik Öğretmenim
Teen FictionAşk denilen şeyi en çok sende buldum. Seni herşeyinle iyi tanıdım. Bana kendini hep iyi tanıttın. Fakat herşey tam tersiymiş. Sana olan aşkım herşeyin ön planında. Sana ne kadar kızsam da sensiz olmuyor. Herşeye rağmen seni çok seviyorum. OYUNCULAR ...