Düşüncelerimi bir kenara fırlatıp Aylin'in yanına gittik. Sırtını soğuk duvara yaslamış yerde ağlayarak oturuyordu.
"Aylin ne oldu neyin var?" dedim endişeyle. Arkadaşımın ağlamasına dayanamazdım. Gözümdeki yaşlara engel olamadım. Buse de ağlıyordu.
"T-taner ba-bana tecavüz etmeye kalkıştı." dedi boğazından hıçkırık koparak.
"Ne ne tecavüzü ne diyorsun sen Aylin." dedim üzüntüyle. Buse ise konuşamadan ağlıyordu. Arkadaşımızı böyle görmek bizim içimize dokunmuştu.
"B-ben lavabodaydım. Dışarı çıktım ellerimi yıkıyordum. Birden içeri adamlar girdi. Ne olduğunu bilmeden beni duvara ittiler. Daha sonra içeri Taner girdi. Adamlara kaş göz işareti yaparak lavabodan dışarı çıkmalarını sağladı. Muhtemelen uzaklaşmış olacaklardı. Daha sonra Taner üstüme gelmeye başladı. Ellerini vücudumda gezdirdi. Kendimi dengede tutamayıp yere düştüm. Bacaklarımı sıkıyordu. Ben çığlıklar atarken kapıdan içeri birisi girdi. Hafif sarışın uzun boylu ve kaslı birisiydi. Taner'i bir hamlede ayağı kaldırdı. Ben utancımdan yüzlerine bakamıyordum. Başımı eğmiştim. Adam Taner'i öldürürcesiye dövüyordu. Engel olmaya çalıştım ama durmuyordu. Daha sonra 'yapma' diye bağırdım. Dışarıdan iki tane adam gelip Taner'i götürdüler. Bunlar Taner'in adamları değildi. Taner'i döven adam bana yaklaşıp 'korkma sana artık hiç bir şey yapamaz , güvendesin.' dedi ve lavabodan çıkmak için kapıya doğru ilerledi. Tam çıkacakken arkasından seslenip 'sen kimsin? adın ne?' diye sordum. İsmi söylediğine göre Kaan olması gerek. O gittikten sonra zaten siz geldiniz."
Aylin'in anlattıklarından sonra Buse'yle ikimiz gözlerimizi kocaman açarak birbirimize baktık. Bunlar bir kızın yaşayabileceği en kötü şeylerdi. Daha sonra Aylin'i kucağından kaldırıp otele doğru ilerledik. Ben Mert'i arayıp partinin sıkıcı olduğunu ve bizim kızlarla işimiz olduğunu söyledim. Odaya girdiğimizde Aylin koşarak duşa girmişti. Bu kötü olaylardan sonra duş şarttı zaten. Yaklaşık 15 dakika sonra Aylin duştan çıktı ve uyumak istediğini söyledi. Biz de daha fazla aklına getirip üzülmesin diye onayladık. Biz de bu yorgun geceden sonra yatmaya karar vermiştik ki kapı çalınana kadar. Kapıyı açtığımda Mert ve Selim gelmişti.
"Biz geldik canım." dedi Selim Buse'ye. İçeri almamızı bekliyorlardı ama Aylin'in durumunu söyleyemediğimizden kumsala gitmeye karar verdik. Hava biraz estiğinde dolayı Buse ile üstümüze ince bir kapşon aldık. Kumsala gittiğimizde her yer sakindi. Dalgalar gelgit yapıyordu. Buse Selim'e ben ise Mert'e sarılıyordum. Yaklaşık yarım saat boyunca böyle durduktan sonra odamıza çıkmaya karar vermiştik. Yukarı çıktık ve odalarımıza geçiyorduk. Biz odaya girecekken Selim Buse'yi durdurdu ve ikisi Selim'lerin odaya gittiler. Mert ile baş başa kaldık. Sarılıyorduk ve huzur dolu kokusunu içime çekiyordum.
Buse'nin ağzından :
Selim benim mutluluğum , huzurum hayat kaynağım yani kısacası herşeyim. Onsuz yapazdım. Evet yalnız kaldığımızda deli gibi öpüşüyorduk. Hatta bir ara fazla ilerlemişti bu. Mesela şuan Selim'lerin odasındayız ve Selim çekici gözlerle bana bakıyor. Sonra yavaşça yaklaşıp beni öpmeye başladı. Onu öperken bambaşka bir dünyada oluyorum. Heyecanlanıyorum fazlasıyla. Beni benden alıyordu. Şuan öpmeleri fazlasıyla derinleşiyordu. Belimi sıkıca sarmış beni kendine çekiyordu. Bende ellerimle ensesinden kendime çekiyordum. Artık tuttuğumuz nefes bittikten sonra geri almak için ara vermiştik ama Selim 2 saniye sonra yeniden başlamıştı. Evet onu çok seviyorum.
Selim'in ağzından :
Buse'm. Kadınım benim. Onunlayken çok mutluyum. Onun yanında bulduğum huzuru ve mutluluğu hiç bir yerde bulamıyorum. Neşe kaynağım. Onu öpmek bambaşka bir şey. Ona bir sürprizim var. Buse'mi çok seviyorum.
Kumsal'ın ağzından :
Mert ile sarıldıktan sonra yanağına buse kondurup odaya girmeye karar verdim. Yorucu ve üzücü bir gündü. Ben içeri girdiğimde Buse hala onların odadaydı. Aradan 2 dakika geçtikten sonra Buse'de geldi. Uykumuz fazla yoktu. Kahve içmeye karar verdik. Ben kahveleri hazırlayıp kupalara koyduktan sonra ikişer de çikolata koymuştum yanlarına. Uzun ve büyük camın önüne büyükçe iki minder koyduk ve oturduk. Çok güzeldi manzara. Denize vuran ayın ışığı , kumsaldaki küçük yengeçler , gökyüzündeki yıldızlar... Herşey muhteşemdi. Keşke sürekli burda kalsak ama malesef.
"Aylin'e üzülüyorum. Kızın yaşadığı olaylar çok kötü. Her zaman yanında olmalıyız." dedi Buse iç çekip kumsala bakarak.
"Biz aileyiz. İnşallah hep öyke kalacağız. Aylin'in de destekcisi olacağız her zaman. Birbirimizden kopmayacağız." dedim kahvemi yudumlarken.
"Şu Aylin'i kurtaran çocuk. Aylin'in ona karşı bir şeyler hissettiğini sezdim. Onu anlatırken gözleri parlıyordu." dedi Buse.
"Aa evet ben de öyle düşünüyorum. Yarın bir sorarız canım."
Buse'de kafasıyla onayladı. Çikolatamın yarısını yedim. Sanırım bu kadar yeterli. Normalde çok severim ama bugün canım istemiyordu. Çikolata delisi Buse'ye verdim diğer yarısını. Kahvem bittikten sonra yatmaya karar verdim. Yarın Aylin için güzel bir şeyler planlamıştım.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Sizleri seviyorum.. ☺☺
![](https://img.wattpad.com/cover/45263907-288-k241566.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müzik Öğretmenim
Roman pour AdolescentsAşk denilen şeyi en çok sende buldum. Seni herşeyinle iyi tanıdım. Bana kendini hep iyi tanıttın. Fakat herşey tam tersiymiş. Sana olan aşkım herşeyin ön planında. Sana ne kadar kızsam da sensiz olmuyor. Herşeye rağmen seni çok seviyorum. OYUNCULAR ...