Sabah uyandığımda bir kaç dakika kendime gelmek için tavanla bakıstım daha sonra silkelenip yataktan kalktım ev çok soğuktu hava sıcak olması gerekmiyor muydu ???
Sera evde yoktu salona gectiğimde gül yaprakları vardı yerde. Duraklamayıp gülleri takip ettim mutfağa kadar ilerledim , masanın üzerindeki yemekler ,mumlar ,güller , iki kisilik olan bu masa göz kamaştırıcıydı.
Kafamdan aşşagı dökülen buz gibi suyla açtım gözlerimi "ahh" diyerek yüzumü ellerimle kapattım ne yani rüya mıydi ? Sera bana bakarak pis pis sıritıyordu "bu neydi şimdi" diye sordum "uyanmadın bende bir kaç damla su döktüm yüzüne ne var sanki" dedi sitemkar bir sesle.
"peki peki" diyerek kalktım yataktan.
banyoya gidip küveti doldurmaya başladım Sera "kahvaltıyı hazırlayım bende" diyerek çıktı odadan.
Güzel bir banyo yaparak kendimi daha iyi hissettim. Altıma rahat bi sort üzerime ise sarı askılımı giydim, saçlarımı açık bırakarak indim aşşağıya. Kurulu masaya oturup ne varsa yemeye başladım çok acıkmıştım .
Sera ya bakıp "sen niye işe gitmedin" dedim ve ardından tekrar tabağıma yöneldim. Sera , halime gülerek "seni almadan gitmem" dedi. Öksürmeye başladım , hemen suyumu içerek "nasıll" diye sordum anlamayan gozlerle.
"Ayaz Bey seni almadan gelmememi soyledi" dedi. Tam ağzımı açıp konuşacakken "dinle bi lütfen" dedi ve devam etti "Bak Alminacım kızgınsın Ayaz beye biliyorum ama, o 'öyle bir patron cok sert acimasiz kusursuz hata kabul etmeyen biri ve sözunun her daim arkasinda seni almami soyledi yoksa bende isimden olacagim benim icin bari yap bunu lutfen " dedi ve yavru köpek bakıslariyla vijdanımla bas basa birakti beni.
Tabagımı elime alıp salam , peynir , zeytin , 2 haslanmis yumurta, patates kizartmalarini doldurdum ve Seraya dönup "afiyet olsun sana" dedim diger elimede çayımı alırke "dusunecegim" dedim ve balkona çikıp tabagimdakilerini yemeye devam ettim.
Balkonda tabağıma gömülmüş hayvan gibi yerken bir an da gözüme çarpan şey Ayaz oldu.
Siyah arabasına yaslanmıs bizim eve hatta bana bakıyodu ama hiç kıpırdamıyordu acaba dalmış mıydı diye düsünurken aklıma , şuanki halim geldi.Elimde telef olmuş yiyecekler , batmış sutratım. Vahşetttt
Baktım Ayaz hala kıpırdamıyor 'belki beni hiç fark etmedi' düsuncesiyle hafif kambur hale gelerek yavaşca adımlarla kapıya doğru ilerledim. Son adımımi da atarak mutfağa giriş yaptım ve tıp fakültesini kazanmıscasına sevindim, sonra şu halime gülerek tabaklarıda bırakarak mutfaktan çıktım,
Sera ya bakındım ama yoktu , odasına bakmak için üst kata çıktım ve odasında hazırlaniyor olduğunu gördüm.
Yatağına geçip oturdum "nereye" diye sordum gülümseyerek "beraberrrr işeee" dedi hevesli çıkan sesiyle.
"Benim niye haberim yok" dedim kaşlarımı çatarak , yüzü düstü birden. Şaka yaptığımı anlaması için "saka ya hazırlanıp geliyorum, ha bu arada Ayaz beyinnn de dışarda" dedim ve cvap vermesini dahi beklemeden odama koştum.
Bugün çok güzel olmak istiyordum o yüzden dolabımı karıştırmaya başladım, elbiselerimi yatağın üzerine yıktım yaklaşık 15 dakika boyunca bir kaç elbise denedim beğenmedim en son hiç giymediğim önceden bi arkadaşımın hediye ettiği elbiseye değdi gözlerim.
Elbiseyi giymedim, giymezdim çünkü süper mini siyah dar sırt dekoltesi olan bi elbiseydi çıplak gibi hissediyordum kendimi onun içinde.
Ama Sera ya göstermek için giydim elbisemi ayağımada siyah ayakkabılarımın içerisinden en yüksek topuklu olan ayakkabımı seçtim , kıpkırmızıda bir ruj sürdüm. Maksat yeşillik,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
Mystery / Thriller-Senin tek amacın soyadımızı almak diye devam etti cümlelerine , nasıl bu kadar ruhsuz olabilirdi ki onca şeye rağmen -Soyadınında seninde hepinizin belasını ver-, derken cümlemi yarıda kesen şey yanağımda hissettiğim eşsiz ağrıydı, yanıyordu ca...