Bu adam beni odasına çağırıp görev yerimi değistirmek isteyen adamdı. Burada önemli bir yere sahiti sonucta sirketin ortağıydı ve kararlı , rahat tavırları vardı ve neden bilmem ama bu adam bana çok tanıdık geliyordu.
Sanki daha önceden tanışmıştık yada görmüstüm bir yerlerde ama nerede hatırlayamıyorum , omzuma dokunan el ile ayrıldım düşüncelerimden.
Gözlerimin içine bakıp "Ayaz ın huysuzluğumu tuttu yine" dedi gülümsedim kafamı sallayarak "hayır özel hayatım ile ilgili" özel hayatım olduğuna keyiflenmiş bir şekilde "sevgilinle mi kavga ettin"diye sordu sanki sevgilim olduğuna göbek atacak gibi bir hali vardı.
Kafamı dikleştirip "hayır başka konular ama sevgilimlede aramın iyi olduğu söylenemez ama birbirimizi çok seviyoruz duzeltiriz ve ilginiz içinde çok teşekkür ederim ben odama döneyim" diyerek ayrıldım yanından
Gözlerini sırtımda hissedebiliyordum. Bir an "ahh" deyip elimi anlıma vurdum ben bu adamın adını sormayı yine unutmuştum, bir daha görürsem kesin soracagımı aklıma kazıyarak Ayaz ın odasına gittim.
Odasına girip ,kafamı gosterdim sadece "ben iyiyim bir seyim yok islerimin başina döneyim seni seviyorum" deyip kapıyı kapattım.
2 dk bekleyip kendi odama girdim. Aradaki cam dan dolayı beni goz hapsine almıştı. Bugün saat 2 de toplantısı vardı bin uğraşla yaptığım makyajım bozulmuştu ve o toplantıya girecek kafamda kalmamıştı hem Ayaz'ın gözü benden başkasına kördü boş yere kıskançlığım tutmuştu. O manken gibi kızlar Ayaz a sökmezdi.
Bir an Ayaz 'a ne kadar güvendiğimi fark ettim. Kisacık bir zaman diliminde hem beni kendine bağlamıştı hemde güvenimi kazanmıştı , Ayaz filmlerdeki kötü adamlara benziyordu ama öyle değildi çatılmış kaşları, sert mizahı kendine ördüğü bir duvardan ibaretti ötesi yoktu , ötesi gözlerinin eşsiz güzelliğiydi , ötesi iyilikti , o duvarı geçenlere gösteriyordu merhametini , duvardan geçemeyenler ise acımasız merhametsiz Ayaz la uğraşmak zorundaydılar. Ben o duvarı geçmiştim ellerini tutabilmiştim.
Hem ona tutunuyordum hemde onu iyileştiriyordum. Aslında Ayaz hakkında çok bilgim yoktu çoğul olarak kendim kurguluyordum geçmişte acılar çektigini çünkü gözleri bunu destekliyordu. O gözler görmemesi gereken şeyleride görmüş gibi bakıyordu.
Sadece bir geceyi onu dinleyerek geçirmek istiyordum o bana her şeyini anlatsın bense kollarının arasında onu dinleyeyim.
Yerimden sıçradım , baya dalmıştım Ayaz gözlerime baktı "ee kapıyı öyle açmasan korkmazdım Ayaz" diye çıkıştım bir şey söylemedi.
"Toplantıya gelme iyi degilsin , Sera gelecek uyar mı" dedi kafamı sallamakla yetindim Ayaz da hemen çıktı zaten odadan.
Duvarların üstüme üstüme geldiğini düşündüm.
Sonra babam geldi aklıma. Ben hiç anne baba sevgisi tadmamıştım. Neden bıraktılar diye soruyorum bazen kendime sonra türlü senaryolar kurup onları anlamaya çalışıyorum ama sadece çalışıyorum gerçek bir anne bunu yapmazdı. Anneannem olmasa belki çok farklı yerlerde olabilirdim. Ben tek başına hayata nasıl tutulur bilmiyorum. Yada biliyorum ama uygulamadım hiç bilmiyorum.
İnsanlar değişir bunun en iyi örneği Sera, çok değisti artık benimle gerekmedikçe konuşmuyor evden ayrılmak istediğimi söyleyince de kızıyor , bana takılma bu aralar diyor , kötü biri oluyor. Neden böyle duşündüm bilmiyorum ama kötü insan gibi bakıyor. Gözler kalbin aynasıdır derler ve bence çok doğru gözler içimizdekileri püskürtüyorlar Sera nın gözlerinden ise öfke sinir püskürtülüyor. Umarım eski sera olur.
Düşünceler denizinde boğulmaktansa önümdeki dosyalara bakmaya karar verdim.
Dosyaları inceledim notlar aldım imza gereken yerler vardı şirketin yarısı toplantıdaydı imzalar sonraya kalmıstı.
Baktım böyle olmayacak aldım ceketimi attim kendimi şirketin dışına , saçma sapan insanları izledim sadece yürüdüm. Adımlarım bir süre sonra evin onüne gelmişti Serayla karsilasmak istemiyordum cebimden telefonumu çıkarttım saat 7 olmuştu saatlerce yürümüşüm ayaklarımın acısıda bunu destekliyordu.
Telefonumda Ayaz dan 18 arama geldiğini gördüm Ayaz beni şirkette bulamayınca merak etmiş olmalıydı.
Ayaz ı arayacağım sıra telefonumun ekranında Ayaz Bey ismini görünce gülümsedim ve gecikmeden telefonu kulağıma götürdüm.
"ALOOOO"
Telefonu hemen kulagımdan geri çektim Ayaz delirmiş gibiydi"Alminaaa"
"Efendim Ayaz"
"Kızım nerdesin sen delirtecek misin beni ya meraktan öleyimmi illa evede gitmemissin Sera da seni çok merak etmis aramış ulaşamamiş"
Dedi bir an kaldım öyle çünkü cevapsız aramalarda sadece Ayaz vardı sera hiç aramamıştı."Telefonum sessizde kalmiş hem Sen nerden biliyorsun Sera nın beni merak ettigini" diye sordu derinden bir offf çekip "beni aradı , yanıma geldi oda 10 dk önce felan çıktı evden"gozlerim büyümüştü "ne evi" diye cırladım resmen "benim ev" dedi Ayaz ın evinin yerini ben bile bilmiyordum "senin evini ben bile bilmiyorum ama sera biliyor öyle mi" diye sormuştum ben kiskanç bir insandım Ayaz sa "telefonun neden sessizdeydi bunu unutturmaya çalışma unutmuycam hem sera dan yana mı kiskançlık yapacaksın" diye sordu "unutmazsan unutma be sana unut diyen mi oldu hadi canım hadi serayla evde mutluluklar size" deyip telefonu kapattım.
Hemde Ayaz ın yüzüne kapattım. Bir an yaptığımın yanlış olduğunu düşünsemde umrumda değildi. Sera beni aramamıştı bile yalan mı söylemişti yani.
Serayla bu konuyu konuşacaktım.
Bu iste bir terslik vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
Mystery / Thriller-Senin tek amacın soyadımızı almak diye devam etti cümlelerine , nasıl bu kadar ruhsuz olabilirdi ki onca şeye rağmen -Soyadınında seninde hepinizin belasını ver-, derken cümlemi yarıda kesen şey yanağımda hissettiğim eşsiz ağrıydı, yanıyordu ca...