...........ÖN BİLGİ........
Almina Aksoy (esas kız diyebilirim / kahramanımız)
Hülya Aksoy (Almina'nın annesi)
Ayşen Aksoy (Anneanne)
Sera Sancak (ilerki bölümde ögreneceksiniz)
Tayga Tutuk (lerki bölümde ögreneceksiniz)
Araz Tutuk (ileriki bölümde ögreneceksiniz)
Ayaz Tutuk (ileriki bölümde ögreneceksiniz)
Emin Demir (ileriki bölümde ögreneceksiniz
Mine Albayrak (ileriki bölümde ögreneceksiniz)
Bölüm şarkısı, Mabel Matiz Gel .
Keyifli okumalar...
Küçüktüm annemin ardında "anne" diye ağladığımı unutamam. Bırakmıştı beni terk etmişti , anneannem aldı yanına hissettirmemeye çalıştı kimsesizliğimi çünkü babamda yoktu sorduğumda erteliyorlardı "öldü" bile demiyorlardı kimsesizliğimi iliklerime kadar hissediyordum. Sonra anneannemde gitti tabutuna sarılıp "söz vermiştin" diye ağlasamda gelmedi işte tutmadı sözünü oda gitti , ben bir kez daha kimsesiz kalmıştım . Çocuktum büyüdüm anneannemi kaybedeli 2 hafta olmuştu evet büyümüş 22 yaşına gelmiş olabilirim ama ben hala çocuktum ruhum çocuktu anneannem "sen benim küçük Alminamsın" derdi ben hiç büyüyemezdim ki içimdeki boşluğu nasıl dolduracaktım şuan aşağıda bana kahvaltı hazırlayan dün beni apar topar Ankara'ya getiren "ben senin annenim" diyen kadınla mı ? İzmir'de kalmıştı anılarım , ruhum, okulum, arkadaşlarım benden habersiz dondurmuştu okulumu . Çok özledim seni anneanne nolursun gel benim başkasına değil sana , tombul yanaklarına, mis kokuna ihtiyacım var.
Yazıp kaldırdım günlüğümü , o sırada annem seslendi "Almina, kahvaltı hazır" gözlerimi silerek sildim gözyaşlarımı, siyah uzun saçlarımı at kuyruğu yapıp çıktım odadan.
Masa gerçekten güzel görünüyordu, annem gülümseyerek "otursana" dedi gülümsemekle yetinip sandalyenin tekine oturdum.
Dün apar topar getirmişti beni bu eve , eşyalarımı alamamıştım bile zaten kalmaya niyetimde yoktu geçen 22 yılın acısını çıkartacak değildim bu saatten sonra.
Gerekmedikçe konuşmamıştım onunla , çayımı yudumlarken o , annem konuşmaya başladı "Bak Almina dünden beri odadan çıkmadın , bu soğuk duvarlarını yık artık, geçmişte bir şeyler olmuş olabilir ama artık önümüze bakmalıyız" diyerek çayından bir yudum aldı.
Annemi yani Hülya hanımı gözümle süzmeye başladım neden bilmiyorum samimi gelmiyordu ve ben yavaştan sinirlenmeye başlamıştım nasıl bu kadar umursamaz olabilirdi ki o beni terk etti evimizin civarlarındaki mezarlıklara gidip ismini arardım mezar taşlarında 6-7 yaşlarında küçük bir kız annesini arıyordu mezardaysa kaldırmak için.
O günler aklıma gelince kalbim bir kez daha ağrıdı benim hissettiklerim onun umrunda bile değildi.
Bu sadece öfkemi arttırdı, ben bunları düşünüp , onu kırmmak için susarken o yeniden konuştu "yavrum birbirimizi biraz tanıyalım ha ne dersin ? " Tanımak mı ? Boynumu çıtlatıp gözlerinin içine bakarak konuştum her ne kadar şuan korkunç goründüğümü bilsemde "benim annem 2 hafta önce öldü!" dedim.
Bu tepkimi beklemediği belliydi. Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemiyor gibiydi gözleri.
Fırsattan istifade ayağa kaltım, yıllardır içimde tuttuğum soruyu sordum "babam nerde annecim?"
Gözlerinden öyle bir sinir geçti ki anlatamam , büyük bir tepki vermişti zira şuan sinirden gözü kasılıyordu. Ben cevap beklerken annem birden ayağa kalkıp , insafsızca "öldü!" dedi ve eline iki tabak alıp mutfak tezgahına yürümeye başladı bende odama gittim.
O soruyu sorarak ne kadar iyi yaptım bilmiyorum , az önce anneme dişlerimi göstererek uysal bir kız olmadığımı gösterdim ve tabi birde hiç hissetmediğim babamın ölümünü ögrendim, üzülmeli miyim ?
Kendimi kötü hissediyorum çünkü annem, "baban öldü" derken gözlerinden ateş fırlatmıştı adeta....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
غموض / إثارة-Senin tek amacın soyadımızı almak diye devam etti cümlelerine , nasıl bu kadar ruhsuz olabilirdi ki onca şeye rağmen -Soyadınında seninde hepinizin belasını ver-, derken cümlemi yarıda kesen şey yanağımda hissettiğim eşsiz ağrıydı, yanıyordu ca...