Sabah saat 7 de uyanmıştım , Sera henüz uyanmamıstı hemen soğuk bir duş aldım.
Bir an önce kendime gelmeliydim, banyodan çıkınca hemen kurusun diye ilk iş siyah ojelerimi sürdüm 5 dakikamı oje ye harcadıktan sonra dolabımın kapaklarını açarap tek tek kıyafetlerimi inceledim.En sonunda mini kot şort , uzerine göbeği açık düz beyaz bir tşört onun üzerine sıfır kol kot şortumla aynı yerde biten siyah bir ceket giydim.
hemen saçlarımı kuruttum , düz olan saçlarımın uçlarına maşa yapıp saç spreyi sıktım. Sıra makyajımdaydı, bugün çok güzel olmak istiyordum Ayaz beni defalarca makyajsız görmüştü bu seferde makyajlı görse güzel olurdu.
BB kremimi yüzüme iyice yaydıktan sonra ince bir eyeliner çektım daha sonra maskaramı sürup son olarak siyah bir far sürerek göz makyajımı bitirdim. Dudaklarıma gelince , ilk kırmızı dudak kalemiyle daha sonra koyu kırmızı rujumla güzel bir hâle getirdim dudaklarımı.
Siyah bir küpe takıp , parfümümü sıktım. Iste hazırdım saat 7.48 di hemen siyah çantamı aldim ve içine olması gerekenleri attıktan sonra siyah topuklu ayakkabılarımı giydim. Aynada son kez kendime bakıp odamdan çiktım.
Odadan çıkınca Sera ile burun buruna geldik ve gülüştük. Gözleriyle beni iyice süzdükten sonra "off sen ne olmuşsun böyle, işe böyle gelmemelisin" diyip güldu.
Bende gülümseyerek "teşekkürler tatlım ama işe gitmiyorum" dedim "nereye bu saatte " dedi. durdum durdum ve "Ayaz la buluşacagimmm" dedim en neşeli en enerjik sesimle Sera uzunca bi sure suratima bakti belli ki şasirmisti o sirada bir korna sesiyle hemen camin onune kostu Ayaz siyah spor arabasiyla beni bekliyordu Ayaz beni gorunce hadi der gibi bir isaret yapti elimle 1 dk diye bir isaret yaparak hemen Sera ya dondum ve yanagina bir opucuk birakarak "ben kacar Ayaz bekliyorr" dedim "hi hi" dedi ve hemen merdivenlere yöneldim.
Apartmanın kapısina kadar koştursamda tam kapının önünde durdum kıyafetime ceki düzen verip cantamdan parfumumu cikartarak bir kez daha sıktım ve apartman kapısını açarak bahçeye çiktım.
Ayaz arabasına yaslanmış bekliyordu. Altında siyah dar bir pantalon üstünde düz beyaz bir tişort ve kolundada mavi bir kol saati cok uyumluyduk sonucta benim kot sortumda mavi gibiydi.
Beni iyi bir süzdükten sonra gözleri dudaklarimda takılı kaldi , evet biliyorum ruju abartmıştım.
Gülüseyerek yanına gittim ve "Günaydınn" dedim "çoak gudzlelsin" dedi agzının icinde konuşmustu "pardon, anlamadım" dedim "Günaydın günaydin" dedi ve kapımı açtı.
Oturarak kemerimi bagladim. Önden dolanıp kendi yerine oturdu ve gaza bastı birden hizlanınca aniden "kemerini tak" diye çemkirdim halime gülüp kemerini taktı.
Bir süre hiç konuşmadık daha sonra arabayı sahile doğru sürmeye başladı.
Şirin bir mekanın önüne park edince arabayı inmem gerektigini anlayıp bende indim.
Ayaz önde ben arkada mekana girdik, bir adama kafa sallayıp terasa çıktı bende arkasından tabi.
köşede duran mavi beyaz masaya yöneldi ve fark ettimde aşşagı kat doluyken bu katda bir tek biz vardık bunun Ayazın sayesinde olduğunu düşünüp , istemsizce gülüsedim.
Masaya oturduğumuzda iki garson kocaman ve dolu iki kahvaltı tabağı getirdi önümüze ve gitti.
Ayaz a bakıp "hiç konuşmayacağız mı" diye sordum. kısa bir şekilde "konuş" dedi 'hadi canım' der gibi bir bakış attım ama tabi odun oluncada karsıdaki anlamıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
Mystery / Thriller-Senin tek amacın soyadımızı almak diye devam etti cümlelerine , nasıl bu kadar ruhsuz olabilirdi ki onca şeye rağmen -Soyadınında seninde hepinizin belasını ver-, derken cümlemi yarıda kesen şey yanağımda hissettiğim eşsiz ağrıydı, yanıyordu ca...