Geçmiş

342 19 12
                                        

Bu bölümü daha uzun tutmaya çalıştım. Önerileriniz varsa zevkle dinlerim.

Geçmiş bazen hatırlanmak istenmez. Bazen ise o kadar üzgün ve bitkin düşmüşüzdür ki şimdiki hayatımızdan, geçmişimizi özleriz ve her an aklımıza getiririz. Yanlıştır bu; geçmişle yaşamak geleceğe dair umudunuz olmadığını yüzünüze vurur, daha çok üzer. Fakat arada bir geçmişi hatırlamak iyidir. Yaptıklarından,sana yapılanlardan ders almak...

Ben ise ne geçmişimle yaşardım, ne de geçmişimden ders çıkarırdım. Ben geçmiş hakkında konuşmak, düşünmek ve hatırlamak istemeyen kişilerdendim.

Uyandığımda gördüğüm kabus yüzünden keyifsizdim biraz. Keyifsiz olmamın başka sebepleri de vardı tabiki. Bunlardan biri de tam 1 hafta geçmesine rağmen hiçbir şekilde iletişim kurmadığım Ege'ydi.

Tabiki Ege şu aralar kafama takacağım şeylerin sonundaydı. Yapmam gerek birçok iş, ilgilenmem gereken yakınlarım ve öldürmem gereken düşüncelerim vardı.

Yatağımda uzanırken Ege'nin aradığı o günü düşündüm. Evin içinde hıçkırarak ağladığım, ölme isteğimi ve o günkü düşüncelerimin tek tek üzerinden geçtim. Beni bu düşüncelere sürükleyen ataklarımı ve kurtulmaya çalıştığım bağımlılığımı düşündüm. Eski arkadaş grubumun bende bıraktığı tek şey ataklarım ve bu iğrenç bağımlılıktı. Çok sık olmasa da beni rahatsız edecek sıklıkta yaşıyordum bu durumu.

Yatakta boş boş tavana bakıp düşünmekten sıkıldım ve yanıbaşımdaki komidinde öylece duran telefonumu elime aldım. Biraz sosyal medyada gezindikten sonra annemin attığı mesajlara da bakıp yataktan kalkmaya karar verdim.

Yataktan kalkıp banyoya gittim. Banyodaki soğuk fayanslar çıplak ayaklarıma değdiğinde tuhaf bir his içimi kapladı. Rahatlayabilmek için duşumu da aldıktan sonra ince bir şeyler giyip mutafağa gittim.

Ekmek kızartıp biraz peynir, zeytin ve bir bardak meyve suyuydu bugünkü kahvaltım. Genelde daha az olurdu fakat bugün biraz acıkmış hissetmiştim. Oturup lezzetli kahvaltıma başlayacağım anda odamdaki telefonun melodisi mutfağa kadar gelip beni kaldırmayı başardı. Telefonu elime alıp 'kim bu edepsiz' bakışı attıktan sonra arayanın babam olduğunu gördüm.

"Efendiim"
"Napıyorsun kızım?" dedi özlediğim ses.
"Tıkınıyordum sen?" diyerek cevapladım.
"Ben de. Öyle annenle konuşmuştuk merak ettim de seni. Hiç aramıyorsun da özletiyorsun hep. Ara bundan sonra."

"İşlerim biraz yoğun" diyere klasik bahanelerden birini uydurdum. "Arayacağım bundan sonra söz"
" Tamam kızım hadi sen devam et yemeğine afiyet olsun" dedi çok özlediğim babam.
"Tamam babacığım iyi bakın kendinize görüşürüz " diyerek vedalaştıktan sonra telefonu kapattım.

Ataklarım ve kendime de zarar veren madde bağımlılığım aileme de zarar vermesin diye pek görüşmezdim onlarla.

Hazırladığım enfes kahvaltımın başına geçerken telefonumu masanın üzerine koydum.Kızarmış ekmeğimden bir ısırık aldım. O sırada bugüne yoğun başlayan telefonuma bu sefer de bir bildirim gelmişti. Göz ucuyla baktığım bildirimin bir mesaj olduğunu gördüm.

Telefonu elime aldım. Mesaj en yakın arkadaşım Özgürden gelmişti. Tatilde olduğu için pek sık görüşemediğim Özgür, bana tatilinden en eğlenceli anlarını göndermişti. Gönderdiği fotoğrafları incelerken hafif tebessümlerle birlikte aynı zamanda kahvaltımı bitiriyordum. O kadar çok fotoğraf vardı ki sanki bütün tatilini anlatıyordu.

"Sevme Beni"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin