Bölüm şarkısı: One Ok Rock- HeartacheUzun süren bir yolculuğun ardından karaya ayak basmanın verdiği güven duygusuyla Özgür'e baktım. İnmemizden 5 dakika önce uyanmış olduğundan uykulu gözlerini ovuşturarak yürüyordu.
Arkasında ilerlediğim Özgür, birden durdu. Sağına ve soluna baktı, paniklemiş gibi görünüyordu. Daha sonra arkasına dönüp bana baktı koşar adımlarla yanıma geldi.
"Asuka*!"
Henüz alışamadığım ve alışmak istemediğim yeni ismimle seslenmişti.
"Efendim Özgür?" Dedim 'Özgür' kısmına vurgu yaparak.
Güldü.
Özgür artık farklı gülüyordu. Eskiden olsa gülerken parlayan gözleri artık acı dolu bakıyordu.
Gözlerine çok uzun süre bakmış olmalıyım ki gülmeyi bırakıp konuşmaya başladı:
"Ne o adımı mı hatırlamaya çalışıyorsun?"
"Unuttum bile." Dedim yeni isimlerden hoşlanmadığımı belli ederek.
"Bana 'Haru*' de ben sevdim."
"Tamam Özgür."
Yürümeye devam ettik. Saatlerce yürüdük. Sanki evden kaçmışız da gidecek bir yerimiz yokmuş gibiydi. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum, hava kararmıştı. Zaman geçtikçe caddelerdeki insan sayısı da azalıyordu. Gözlerim hemen yanımdaki Özgür'e kaydı.
"Özgür?" Dedim usulca.
Bakmadı. Umursamıyor gibi değildi. Belli ki bir şey düşünüyordu. Kafasında fırtınalar koptuğuna emindim.
"Haru!" Dedim biraz daha yüksek sesle.
Bu sefer gözlerini bana çevirdi ama dudaklarını aralamadı. Ege'yi düşündüğünü biliyordum çünkü benim de beynimi tırmalayan konu O'ydu.
Birkaç dakika sonra Özgür'ün önüne geçtim ve durdum. Kollarımı iki yana açtım.
"Dur!"
Düşüncelerinden tam olarak sıyrılamadığını fark etmemi gözleri sağlamıştı. Gözlerime baktı sonra kafasını eğdi. Gözlerinden düşmekte olan o küçük damlayı görmüştüm.
Ona doğru yaklaştım yüzünü ellerimin arasına alıp bana bakmasını sağladım. Daha fazla tutamadığı o minik damla düşmüştü.
Gamzesinin olduğu yerde yakaladım damlayı. Parmağımla sildim.
"Oturalım mı biraz Özgür?"
"Seni bırakamazdım Asya. Ben Ege'yi kurtarabiliriz sandım Asya... ben böyle... düşünmemiştim... özür dilerim..."
Sesi cılızlaştı, göz bebekleri büyüdü, ve o minik damlalar çoğaldı gözlerinde.
"Buraya gel" dedim.
Sarıldık."Senin suçun değildi Özgür. Bunca zaman sonra... bir anda tekrar hayatıma girmeye çalıştı. Ben..."
Ağzımdan çıkan her bir kelimenin bir öncekinden daha saçma olduğunu anladığımda sustum.
Yürümeye devam ettik.
ㅡㅡSaatler sonra sonunda otele gelebilmiştik. Özgür kendini, üstü açık mavi nevresimlerle düzgünce örtülü iki yataktan birine atsa da uyumayacağını biliyordum. Yorganı yüzünün üstüne kadar asıldı.
"Özgür?" Dedim usulca.
Birkaç saniye beklememe rağmen sessizliği bozmamakta ısrarcı olan Özgür'e doğru yaklaştım.
