"Korkuyorum." dedi Özgür elleriyle Asya'nın yüzünü kavrarken.
"Seni kaybetmekten çok korkuyorum Asya'm." Diyerek devam etti.
Duygularını ancak Asya uyuşturucunun etkisindeyken dile getirebiliyordu. Yine o zamanlardan, Asya'nın hiç duyamadığı, bilmediği anlardan birinde, söylüyordu Asya'nın yüzüne.
"Ölüyorsun ya sen ellerimin arasında, bunun sebebinin şu aptal madde olması canımı çok acıtıyor Asya."
"Keşke hiç tanışmasaydık seninle, bilmeseydim sevmeseydim seni ama ölmeseydin, kayıp gitmeseydin avuçlarımın arasından. Dinlemiyorsun da beni."
Asya, Özgür'ün söylediklerinden habersiz gülümsüyordu Özgür'e. Özgür'ün gözlerinden akan her bir yaş görünmezdi o zamanlarda onun için.
Özgür yavaşça ayağa kalktı, pencereye vuran yağmur damlalarını izledi bir süre. Kolunda hissettiği sıcaklıkla irkildi aniden.
Koluna sarılarak uyuyakalmış Asya'ya baktı. Gülümsedi. Güler yüzlü biriydi Özgür, fakat Asya ile birlikteyken daha başka gülerdi.
~~
Deniz, kanımdaki uyuşturucuyu dışarı atmak için kollarımda kesikler açmıştı. Amacının beni kurtarmaktan farklı bir şey olduğunun farkındaydım.
Bilincim yerinde olmamasına rağmen Deniz'e sorgulayan gözlerle bakıyordum.
Kaçmamı, o söylemişti. Kaçış yolum ise ölümdü.
Kanımdaki madde yavaş yavaş kaybolmaya başladığında bilincim de aynı hızla yerine geliyordu.
"Git" dedi Deniz.
Yüzüme yansıyan şaşkınlığımı gizlemek aklıma gelen son şeydi. Sustum. Gitmek istiyordum elbette ama neredeydim ve nereye gidebilirdim. Özgür neredeydi?
"Nasıl?" dedim. Zor da olsa dudaklarımı aralayarak.
"Seninle bir anlaşma yapacağız, tabi sen de istersen."
Ne demek istediğini anlamamış olsam da aklında bir planı olduğunu fark etmiştim.
Dakikalarca şaşkın bir ifadeyle ona bakmamın ardından söz ettiği anlaşmayı açıklamaya karar verdi ve konuşmaya başladı.
"Bana Ege'yi getir. İstediğim sen ya da arkadaşın değil. Ege' yi getir ve git."
--
Ege, Özgür'ün gürültüsü sonucunda gözlerini aralamıştı. Aceleyle hareket eden Özgür'e bakıp;"Nereye?" Diye sordu.
Özgür bir yandan giyiniyor bir yandan da elindeki siyah çantaya bir şeyler dolduruyordu. Ege'nin sorusunu samiyeler sonra fark etmiş olacak ki gülümseyip yanıtladı,
"Asya'ya."
--
Bir kaçış yolu arıyordum elbet fakat bu yolun bu şekilde bir adilik yaparak kazanılması mantıklı gelmiyordu.
Deniz'in teklifine karşılık sessizliğimi sürdürdüm. Aniden açılan kapı hepimizin içeriye giren Özgür'e odaklanmasını sağladı. Hayal mi gerçek mi ayırt edemediğim Özgür, hızlı adımlarla bana yaklaştı.
Kollarımdan tutup oturduğum soğuk zeminden kalkmamı sağladı. Daha sonra ise Deniz'e dönüp,
"Anlaşma tamam" dedi tüm soğukluğuyla.
Cümlesini bitirmesiyle Ege içeri girdi. Özgür'ün aksine yavaş yavaş hareket eden Ege, yüzüme bakmıyordu. Özgür ve Ege'nin gerçekliğine kendimi inandırdığımda Özgür'e sımsıkı sarıldım. Onun olmadığı bir dünya istemiyordum. Birkaç dakika sonra Özgür kollarımdan tutup beni geri çekti, gözlerimden akan yaşları sildi ve yüzümü avuçlarının arasına aldı.
