Medya/ Erick
Iyi Okumalar :D
John'da bana sarıldı. Bütün sınıf bize bakıyordu.
"Yani sevgilimiyiz şimdi?" dedi John
"Hayır kardeşimsin." dedim kıkırdıyarak. Sarılmayı bıraktı ve suratı düştü. Bir kahkaha attım ve
"Ee aşkım ben akşama ne giyeceğim? Bir alışverişe çıksak diyorum?" dedim.
"Sen kardeşlerine aşkımmı diyorsun?" dedi.
"Hayır ben sevgilime aşkım derim." dedim ve güldüm. Sonra başımı omzuna yasladım. Bana bakarak güldü ve elimi tuttu. Prf. Dexter geldi ve serbestsiniz dedi. John'la gözlerimizin içine bakıyorduk. Odaklandım ve deniz kenarında ve yanlarında birsürü gül yaprakları. Bana şaşırmışcasına bakıyordu.
"Güçler." dedim ve göz kırptım. Güldü ve kucağına aldı. Bu sefer beni denize atmak yerine benle birlikte denize girdi. Başımı göğsüne yaslamıştım. Ve birden kollarını açtı. Düşmemek için çırpındım fakat suyun dibini buldum. John'da suyun içinde bana bakıyordu. Yanağına bir öpücük kondurdum ve su yüzeyine çıktım. John ilerliyordu. Gül yapraklarını aldı ve başımdan aşağı döktü. Çok sevinçliydim. Gözlerimden okunuyordu. Ve odaklanmayı bıraktım. Zil çalmıştı ve herkes çıkmıştı. 2 ders yapmışlardı. Birlikte el ele alışverişe çıktık. Bir butiğe geldik ve John koltuğa oturdu. Bende elbiseleri beğenmeye başladım.
"Çok renkli, çok annemsi, çok renksiz, abartılı." derken arkamdan John'un kıkırdama sesini duydum. Bende gülmeye başladım.
"Tutarmısın aşkım?" diye bağırdım. Ayağa kalktı ve sorar gözlerle bana baktı. Beğendiğim elbiseleri arkama doğru attım. Gülüyordum. 3 tane beğenmiştim zaten. Arkadan ellerini açıp üçünü de tuttu. Alkışladım ve öne eğilerek selam verdi. Şebek. Uzattı ve teker teker giydim ilkini giydim ve kabinden çıktım.
"Seni ifade etmiyor." diyerek yüzünü buruşturdu. Ikincisini giydim ve
"Çok kısa." Üçüncüsünü de giydim ve
"Çok tatlı olmuşsun. Ama bütün gözlerin sevgilimde olmasını istemiyorum." diyerek sırıttı. Kabine girdim ve eliyle bana bir elbise uzattı. Elbise siyah ve beyazdı kısa değildi fakat uzunda değildi. Siyah bir elbise üzerine beyaz çizgiler vardı. Elbise o kadar güzeldi ki! Hemen giydim ve kabinden çıktım. Bir ıslık çaldı ve bana sarıldı.
"Işte bu tatlı melezim." diyerek kulağıma fısıldadı. Yanağından öptüm ve satın almaya gittik. Daha çantamdan paramı çıkarmadan kendisi çıkardı ve ödedi. Şikayetçi değildim. Arabayı çalıştırdım ve evime doğru sürdüm. Eve geldim. Bir banyo yaptım. Ve yatağıma yattım. Zilin çalmasıyla uyandım daha 1 saat vardı. Esneyerek kapıya gittim ve kapıyı açtım. John'du! Ne daha 1 saat var yapma!
"Hadi aşkım üzerini giy. Seni biryere götüreceğim. Çok beğeneceksin." dedi. Hemen elbisemi giydim. Saçımı maşa yaptım. Makyajımı yaptım ve bolca parfüm sıktıktan sonra hazırdım. Telefonumu ve çantamı aldım. Dışarı çıktım. Ve evin önünde üstü açık bir jeep vardı. Bindik ve ilerlemeye başladık. John'un güven verici sesiyle sessizik bozuldu.
"Aşkım sen uyuyabilirsin. Yol biraz uzun." dedi.
"Tamam ama bari nereye gideceğimizi söyle." dedim. Parmağını dudağıma götürdü
"Süpriz bitanem." diye fısıldadı. Uykuya daldım.Uyandığım da bomboş bir odadaydım. Sağ tarafımda kazıklarla dolu bir depo! Işık açık değildi. Ellerim ve ayaklarım zincirlenmişti. Her kıpırdadığımda canım yanıyordu. Ellerim yanıklarla doluydu. Rüyam? Annem babam!?
"Anne baba!?" diye bağırdım. Fakat kimse yoktu. Annem ve babamın olmaması beni sevindirmişti. Onlar ölürse zaten ben yaşayamazdım! Sonra tanıdık bir ses duydum
"Amy Amy Amy. Herkese çok çabuk güveniyorsun. Dur ışığı açayım. Kapüşonlu bir adamdı aynı rüyamdaki gibi. Karşımı görünce bir çığlığı bastım karşımda kan gölü ve bir yığın ceset! Iyiki annem ve babam değildi! Cesetlerin hepsinin ağzından ve gözünden kan akıyordu. Nedenini bilmiyordum ama midem bulanmıştı. Hepsinin gözü açıktı ve hepsi sanki beni izliyordu. Perişan haldeydim. Kapüşonlu yüzümü okşadı.
"Ex-aşkım nasılsın?" donakalmıştım. Bir saniye en son John vardı.
"John!?" diye bağırdım.
"Doğru aşkım. Süprizimi beğendinmi? Ah beğeneceğini biliyordum. Bu beni çok mutlu etti bebeğim." Kapüşonu suratını kaplamıştı. Yüzünü göremiyordum.
"Hadi bir şok daha yaşalım sevgilim ne dersin!?" dedi ve kapüşonunu indirdi. O anda çığlığı bastım. Gözleri kıpkırmızı ve göz altları simsiyahtı. Kendisinin ten renginin kağıttan farkı yoktu ve ağzı. Ağzı kan içindeydi. Dişleride öyle her yeri kan içerisindeydi. Bu kadar çabuk güvendiğime inanmıyorum! Aptal Amy!
"S-sen kökenmisin!?" dedim.
"Evet aşkım sence!? Seni öldürnünce bütün varlıkların en güçlüsü ben olacağım ama önce." dedi ve duraksadı.
"Hadi oyun oynayalım!" dedi ve eline 3 tane kazık aldı. Ya rüyamdaki gibi olursa!? Ilk önce bir tane kazık attı bacağıma geldi ve delicesine kanıyordu! Rüyamdaki gibi!
"6 puan!" dedi. Çok korkuyordum. Herşey rüyamdaki gibiydi. Hadi Amy bu kadar korkak olma! Gücünü topla! Gücünü topla! Kendine inan! Birden içimde bir güç hissetim. Tam kazığı atacakken zincirleri kırdım ve başımı öne eğdim. Tam kazığı atacakken kazığı elinden vampir hızımla aldım ve duvara yapıştırdım.
"Ex-aşkım şimdi gel!" diye bağırdım. Bana doğru vampir hızıyla koştu ve bileğimden tuttu ve arkama döndürdü. Boğazımı tutuyordu. Elini ısırdım ve kaçmayı başardım. Oradan 10-15 kazık alıp hepsini John'a doğru attım. Hepsi de kendine değmişti. Bir tek kalbine isabet etmemişti. Morarmaya başladı. Bir kazık aldım ve John'u yere yapıştırdım.
"Hoşçakal bebeğim seni öldürdüğüme üzüldüm. Pardon hiç üzülmedim!" diye fısıldadım ve kazığı kalbine sapladım.
"Senin yakanı bırakmayacaklar. Elbet senide öldürecekler. Ölmeni görmeyi isterdim." diye kulağıma fısıldadı. Eve gitmeden hemen bizim evin yolunu tuttum. Kapıyı çaldım. Üstüm kan içindeydi neyseki gece vakti kimse görmemişti. Kapıyı annem açtı ve ağzı açık kaldı. Hızla içeri girdim. Babam da oturuyordu ve beni görünce
"A-amy!?" Gözümden bir yaş gelmişti ve gözyaşlarım bağımsızlığını ilan etti. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Sakinleştiğim de olayı anlattım. Annem ve babam birbirine bakıyorlardı.
"Senin melez olduğunu herkes biliyormu şuan!?" dedi babam ve okuldaki herkesin bildiğini söyledim. Babam elini anlına götürdü ve
"Hayır, olamaz. Imkansız. Olmaması lazım." diyordu.
"Ne olmaması lazım baba!?" dedim
"Melez olduğunu herkes öğrendi. Herkes biliyor. Senin nerde oturduğunu, nerede yaşadığını, hangi okula gittiğini!" Artık gözümü dört açmalıyım. Kendimi geliştirmeliyim.
"Artık kendimi geliştireceğim." dedim. Ikisi de tamam dercesine başını salladı. Bir duş aldım. Ve evimin yolunu tuttum. John'un aldığı elbise parçalanmıştı. Kurt tırnaklarımı çıkararak elbiseyi binbir parçaya ayırdım ve çöpe attım. Içeri girdim. Üzerime pijamalarımı giydim. Makyajımı sildim. Saçımı da dağıtıp malca bir topuz yapınca televizyonun başına kuruldum. Tam televizyonu açacaktım ki kapı çaldı. Ahh eminmisin? Şu anda o kadar nefret dolu ki içim kimseyi kaldıramam. Olivia hariç. Delikten baktım. Olivia gelmişti. Hemen kapıyı açtım ve gülümsedim. Arkasından Erick çıktı.
"Amy tatlım ben Erick'in ne yaptığını öğrendim."
"O konumu?" dedim suratımı asarak.
"Evet tatlım."
"Amy lütfen beni affet." dedi mahçup sözlerle Erick.
"Erick ben bu konuyu düşündüm ve şu karara vardım." Gözlerini açmış beni bekliyordu.
"Gel buraya koca oğlan." diyerek kahkaha attım. Olivia çok sevinmişti. Sevinci gözlerinden okunuyordu. Ama Erick'in sadece gözlerinden değil. Kelimelerle tarif edilemeyecek bir nitelikteydi. Bana sarıldı ve bende ona. Sarılmayı bıraktık. Içeri gelin işareti yaptım ve hayır dercesine başını salladı Olivia.
"Biz artık gidelim canım. Iyi geceler."
"Iyi geceler." dedim ve kapıyı kapattım. Yatağıma yattım ve telefonum çaldı. Arayan Mike'dı
-Merhaba
-Merhaba
-Nasılsın Amy?
-Iyiyim Mike sen nasılsın?
-Iyiyim. Gece gece rahatsız ettiğim için üzgünüm fakat yarına sende uygunsan artık Rose ile tanıştırmak istiyorum.
-Yarınmı?
-Evet, saat 20:30 gibi uygunmu. Seni evinden alırım.
-Uygun fakat adresi mesaj olarak yaz. Ben gelirim.
-Peki iyi geceler.
-Iyi geceler.Of bu ne teyzeymiş. Niye benle tanışmak istiyo. Neden yani? Mike'la aramızda birşey var sanıyor galiba. Neyse yeter bu kadar aksiyon artık uyumak istiyorum. Yatağa yattım ve gözlerimi kapadım. Derken mesaj sesi. Yether. Mike'dı adresi vermiş. Yani uykumu bölmek için millet plan yapmış. Gözlerimi kapadım. Ve anında uyumaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Melez
VampireO bir Melez. Karanlıktan kurtulmak isteyen Aydınlığa yakın… O karanlık değil… O aydınlık değil… Sadece bir genç kız. Yaptıklarından pişmanlık duymadan sadece hayatını yaşayan. Sadece…