Iyi Okumalar...
Internet bir süredir olmadığından yayımlayamadım üzgünüm :'(
Medya/ Alexa (Gıcık kız :P)
Sabah kalktım. Elimi ve yüzümü yıkadım. Duşa girdim. Duştan çıktığım sırada kapı çaldı. Üstümü giymeden kapıya yöneldim. Bornozumu sıkıca tuttum ve kapıyı açtım. Erick!? Erick başını kaldırdığında kıpkırmızı oldu ve gözünü kapatıp başını öne eğdi.
"Sen içeri geç üstümü değişip gelicem." dedim. Koşa koşa yukarı çıktım.
Erick'in Gözünden
Amy koşarak odasına gitti. Çok utanmıştım. Ne yani hep böylemi olmak zorunda. Iyi bir başlangıç yapmaya çalışıyorum ve bu sorun çıkarıyor. Hep pişman olacağım şeyleri neden yapıyorum? Ona karşı birşeyler hissediyorum. Ama ondan pek emin değilim. Kapıya doğru yöneldim. Ve evime gittim.
Amy'nin Gözünden
Okul için kıyafetlerimi giydim ve saçımı bir at kuyruğu, biraz da makyaj yaptıktan sonra hazırdım. Aşağı indim fakat Erick'i göremedim. Mutfaktan bir kan torbası aldım ve kafama diktim. Okula gitmeme 5 dk kalmıştı. Hemen evden çıktım ve arabama doğru yöneldim. Okula gittim. Okuldan içeri girerken ilk günkü gibi havalı bir giriş yaptım. Bugün eğitime başlanıyordu. Üzerime bu yüzden rahat birşeyler giymiştim. Okulun spor salonuna doğru yöneldim. Içeri girdiğimde bütün okul buradaydı. Gerçek anlamda bütün okul. Büyücüler, kurtadamlar ve vampirler. Galiba bütün okulların altına ortak bir spor salonu gibi bişey yapılmış. Birden izlendiğimi fark ettim. Herkesin üzerinde pelerin olduğu için hangi türden olduğunu ayırt edebiliyordum. Birden müdürler bir kürsüye çıktı. Bütün öğrencilerin dikkatleri onların üzerindeydi. Vampir okulunun müdürü başladı
"Evet çocuklar. Bugün artık gerçek eğitime başlıyoruz. 2 hafta sonra bütün yeteneklerinizi öğreneceksiniz." Herkes birbiriyle fısıldaştı. Ve kurtadam okulunun müdürü
"Susun!" diye bağırdığında fısıltılar kesildi. "Bu süreçte birbirinizin üzerinde ASLA öğrendiklerini kullanmayacaksınız." dedi. Asla kelimesini bastırarak söylemişti. Büyücü okulunun müdürü
"Bir tür diğer bir türe karışmayacak." Oradan bir kız atıldı
"Amy melez. Bu yüzden herkes ona karşı güçlerini kullanabilir!" diye bağırdı. Herkes bana baktı. Ahh ne kadar utanç verici bir durum. O kız dövdüğüm kızdı. Ben bu lafın altında asla kalmam.
"Peki gelin kullanın o zaman bende sizi onun gibi döveyim!?" diye bağırdım ve gülümsedim.
"Beni kimse dövmedi!" diye bağırdı.
"Ah eminmisin tatlım sınıftaki herkes şahit!" diye bağırdığımda herkes "Evet!" diye bağırdı. Kız gıcık olmuştu. Iyi ki lafın altında kalmadım!Sıraya düzüldük ve bir öğretmen bağırdı.
"Herkes bir eş seçsin!" dedi. Ben eş bulamadım ve tek duruyordum.
"Amy'ye rakip olan? Hadi ama hepiniz mi korkaksınız yoksa?" dedi ve gülümsedim. Öğretmen de bana göz kırptı. Oradan birisi el kaldırdı. Önü açılınca herkes bir ağızdan
"Ooooo kurtadamların en güçlüsü varlıkların en güçlüsüne karşı." dediler. Çocuğa baktığımda tam da kabadayı tipi vardı. Ama hakkını vermem gerek çok yakışıklıydı. Off Tanrım. Kasları patlayacakmış gibiydi. Önüme geçti ve göz kırptı. Gözlerimi ayırıp ona bakıyordum. Öğretmenin sözüyle irkildim.
"Evet şimdi rakibini 3 kez yere yatıran galip.
Isırmak yok, büyü yok, kurda dönüşme yok ve Amy melez yüzünü çıkarmak yok. Kimin daha güçlü olduğunu ölçmeye çalışacağız. Büyücüler asla büyü yok! Bilirsiniz hemen anlarım." diyerek göz kırptı.
"3,2,1 Başla" diye bağırdı. Karşımdaki çocuğun adını yakışıklı koydum.
"Hey tatlım seni yenmek güzel olacak." dedi ve göz kırptı. Bu kadar tatlı olmak zorundamısın?
"Kim kimi yenecek göreceğiz." dedim ve en içten gülümsemelerimden birini yaptım.
"Seni kim izliyordu biliyormusun?" dedi. Şaşırmıştım.
"Kim?" demiştim. Sesim çok kendinden emin çıkmıştı.
"Ben!" dedi. Donakalmıştım. Ne yani benimi izliyordu. Düşüncelerimin arasındayken yere düştüm. Benim dikkatimi dağıtmıştı. Inanmıyorum! Dikkatini dağıtma Amy! diyerek kendimi şartlandırdım. Bana pis pis gülüyordu.
"Sen bittin!" dedim ve üzerine saldırdım. Ayağından tuttum ve yere yatırdım.
"1!" dedim ve güldüm. Bütün okul bize izliyordu. Buna müdürler, öğretmenler de dahil. Karşı karşıya geçtik.
"Bittin sen bücür!" diyerek üstüme atladı. Başımı aşağı eğdim ve üzerimden düştü. Yerdeydi. "Kimmiş acaba bücür tatlım!?" diyerek elimi uzattım. Elimi tuttu ve ayağa kalktı.
"Hanımefendi üzgünüm." diyerek üzgün bir surat ifadesi yaptı.
"Sorun değil." dedim ve gülümsedim. Gülümsediğim anda üzerime atladı.
"2!" dedi.
"Seni aptal!" diyerek ayağa kalktım.
"Hep böyle insanları kandırırmısın?" dedim. Alaycı bir surat ifadesi takındı suratına. Bu hiç hoşuma gitmiyordu.
"Yapma!" dedim ve içten bir gülümseme yaydı.
"Peki." dedi fısıldar gibi. Şimdi gerçek kapışma başlıyordu. Üzerine doğru atladım. Bacağımdan tuttu ve dikkatimi toplayarak ensesine oturdum. Kafasını tuttum. Dengesini kaybetmesini sağladım ve yere düştü.
"Aferin Amy!" dedi üç müdürde bana yaklaşarak. Teşekkür ettim ve ona baktım. Yerde yatıyordu. Yanına geldim.
"Iyimisin?" dedim.
"Hayır. Sen sağol." diyerek ayağı kalktı. Başı kanıyordu. Revire giderken önünü kestim.
"Şey ben böyle olmasını istememiştim. Çokmu acıyor?" diyerek cebimdeki peçeteyi çıkardım. Yanımdan omzuma vurarak geçti. Bu çocuğun neyi var böyle!?
"Hey! Ben istemeden yaptım anladınmı? Benim için önemli olan yenmek değildi!" demiştim sesim yükselmişti.
"Peki sen istememiştin! Ama beni okula rezil ettin farkındamısın? Bütün karizmam senin yüzünden yok oldu! Şimdi kaybol!" dedi bağırarak.
"Sen istedin benle eş olmayı! Benmi zorladım sanki? Benmi istedimki!?" boğazım patlıyordu ama aldırış etmiyordum.
"Evet ben seni seçtim! Mutlumusun!? Bu pişmanlığını azaltacaksa ben bir kas yığınıyım! Ben kendimi yerden yere vurdum zaten! Ben kanattım başımı haklısın!" dedi ve yürümeye başladı.
"Belki de buna bakmalısın!" dedim ve arkasını döndü. Bacağımdaki dizime kadar olan parçalanmış yaramı gösterdim. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
"Evet söyle. Bunu da sen yaptın. Sırf pişman olma diye ben sakladım ama! Kendini kötü hissetme diye ağlamadım. Ne kadar acıyor bilemezsin! Ve yaram kapanmadı! Neden mi çünkü sen beni her yerden yere vurduğunda kan kaybettim. Şimdi sen anladınmı!?" demiştim. Bütün okul yankılanmıştı. Onun gözünden bir yaş geldi. Bende o anda gözyaşlarıma hakim olamadım. Gözlerimi kapatmıştım. Sonra beni kucağına aldı ve ağlamam durdu.
"Ne yapıyorsun sen!?" dedim ve sorar gözle baktım."
"B-ben gerçekten böyle olmasını istememiştim." dedi ve gözyaşları yüzüme akıyordu. Elimle gözyaşlarını sildim.
"Önemli değil." diye fısıldadım ve başımı göğsüne yasladım. Revire geldik ve beni sedyeye yatırdı. Gerçekten çok yorgundum. Beti benzim atmıştı. Doktor muayene etti ve
"Bişeyin yok." dedi. Yakışıklı bacağımdaki taytı sıyırıp yaramı gösterdi. Kımıldayamıyordum.
"Oo kötüymüş." dedi ve benle ilgilenmeye başladı. Yandaki sedyede de onla ilgileniyorlardı. Onun gözleri bendeydi hissediyordum. Doktor biraz kan ve yemek getirdi. Yemeğin yarısını ona yarısını da bana verdi. Ve yanında küçük kan torbası. Doya doya içtim ve kendimi eskisinden de dinç hissediyordum. Spor salonuna ilerlerken ayağım yere takıldı ve tam düşecekken beni tuttu ve yine kucağına aldı. Sınıfa böyle girmek istemiyordum. Yoksa istiyormuydum?
"Beni bırakabilirsin bacaklarım var." dedim. Kahkaha atarak bana baktı.
"Ama onları kullanamıyorsun galiba." dedi.
"Bırakırsan kullanmayı deneyeceğim." dedim ve gülümsedim.
"Imm. Hiç kullanmasan?" dedi ve güldü. Bana uyar dermişcesine kafamı salladım ve başımı göğsüne yasladım. Bir saniye spor salonuna gitmiyorduk.
"Nereye gidiyoruz!" diye sorduğumda usulca
"Üzerin kan olmuş. Üstünü değiştirmelisin." dedi ve göz kırptı. Spor odasının yan tarafındaki soyunma odasına geldik. Beni bıraktı ve oturdu. Onunda üstü kan olmuştu. Üstündeki t-shirt'ü çıkardı ve yeni t-shirt aramaya başladı. Ben ona bakarken bana döndü ve
"Biliyorum çok güzel kaslarım var." dedi ve kahkaha attı. Kendime geldim ve gözlerimi elimle kapattım.
"Hey ben senin kaslarına bakmıyordum. Ukala!" dedim ve arkamı döndüm.
"Emin misin? Benmi yanlış gördüm?" dedi ve yine kahkaha attı.
"Tamam aç gözünü." dedi ve gözümü açtım. Yeni bir t-shirt giymişti. Tanrıya Şükür!
"Çıkta bi zahmet bende giyineyim!" dedim.
"Arkamı dönerim."
"Hadi ama sapıkmısın? Çıkta giyineyim."
"Giyinebilirsin. Kapattım gözümü."
"Yuh ama çıkarmısın!?"
Olumsuz bir şekilde kafa salladı.
"Peki ben seni çıkartırım!" dedim ve onu itmeye başladım.
"Oha kaç kilosun sen!?" dedim kahkaha atarak. Kapının dışına çıkardığımda kapıyı suratına çarptım.
"Ha ha ha!" dedim.
"Hanımefendi telefonun bende!" dedi ve kapıyı dıştan kilitledi.
"Yuh ama!" dedim ve kapıyı kilitledim.
"Güzel öz çekimler." dedi kahkaha atarak. Neyse özel bir şeyim yok dedim içimden. Üzerimi giydim ve beni bekliyordu.
"Telefonumu sevdinmi? Içinde ne buldun!?" dedim gülerek. Suratını asmıştı ve bana bakarak
"Mike denen çocuğu sevmedim!" dedi elini saçına götürerek.
"O benim ilk arkadaşım." dedim gülmemi keserek.
"Bu arada telefon numaranı ezberledim tatlı melez." dedi ve kahkaha attı.
"Ne çabuk!?" dedim.
"Çok kolaydı zaten." dedi ve göz kırptı. Ona odaklandım ve bir sahile geldik. John'a yaptığım gibi. O aptalın canı cehenneme!
"Okulda değilmiydik!?" dedi şaşkın şaşkın.
"Özel güçler." diye fısıldadım ve göz kırptım.
Yakışıklının adına karar veremedim ne olsun? :P
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Melez
VampireO bir Melez. Karanlıktan kurtulmak isteyen Aydınlığa yakın… O karanlık değil… O aydınlık değil… Sadece bir genç kız. Yaptıklarından pişmanlık duymadan sadece hayatını yaşayan. Sadece…