İyi Okumalar...
Marcus bana şaşırmış gibi bakıyordu.
-Peki konsey binasına nasıl gireceğiz Leo? dedi. İşte bende zaten bu sorudan korkuyordum. Nasıl gireceğiz?
-Bilmiyorum Marcus. Fakat bildiğim tek bir şey var kızımı kurtarmak için canımı bile feda etmek! dedim. Jenny bizi çağırdı.
-Amy'nin böyle olması normalmi? dedi. Amy'ye baktım normalden fazla terliyordu. Ve uyuyorken de Daniel diye sayıklıyordu. Bu Daniel acaba az önce katilsin diyenmi? Amy sonunda gözlerini araladı ve Jenny'ye sarıldı.
-Daniel ben gerçekten özür dilerim, diyordu. Jenny'yi Daniel sanmıştı! Halisünasyonlar başlamıştı demekki. Amy'nin elini tuttum ve ona halisünasyon gördüğünü söyleyecektim ki birden önümde bir şey belirdi. Amy orada oturuyordu. Yalnız ve çaresiz gibiydi. Ona dokunamıyordum. Her saniye değişiyordu. İlk önce baygın gibiydi. Sonra birden gözlerini açıyordu. Bu hareketi saniyede 10-20 defa yapıyordu. O kadar hızlı yapıyordu ki başım dönmüştü. Sonra birden yanına Daniel denen çocuk geldi.
-Amy senin suçun! Sen katilsin! diye bağırıyordu. Amy bağırarak ağlıyordu ama birşey söylemiyordu. Sonra yanına John denen şerefsiz geldi. Amy'ye ilk önce iyi davrandı sonra ona vurmaya ve kazık atmaya başladı. Engel olmaıyordum. Sanki gerçek gibiydi. Sonra Amy'nin ağzından bir ses duydum.
-Konsey binasının zindanlarının birinde bir kız var. Kız sarı saçlı ve ela gözlü onu bul. Ona benim gönderdiğimi söyle ve Alev Çiçeğini iste, dedi ve sonra gözlerini yumdu. Kendime geldiğimde hala Amy'nin elinden tutuyordum. Jenny ve Marcus bana şaşırmış gibi bakıyorlardı. Amy'nin elinden tutarak yatak odasına götürdüm ve yatırdım. Oturma odasına geldiğimde Jenny beynimi okumuştu ve anlamıştı, Marcus'ta akıl okuma büyüsü yaptılar. Olanları anlayınca Ne yapacağız der gibi bakıyorlardı.
-Çabucak o kızı bulmalıyım. Bugün konseye gitmemiz şart haline geldi, dedim. Marcus olumlu anlamda kafa salladı. Hazırlıklarımızı yaptık. Gerekenleri aldık. Ve planı yapmaya geldi.
-Peki nereden gireceğiz? dedi Marcus.
-Biz büyücüyüz. Görünmezlik büyüsüyle veya portalla. Hangisi daha çabuk olursa, dedim.
-Bence portal ve görünmezliği bir arada kullanalım. Portalı açtığımızda ortada kalmayalım, dedi. Olumlu anlamda başımı salladım. Gizli odada bir portal oluşturduk. Görünmezlik iksirinide yaptık. Fakat bu büyüler bizi çok halsiz ve yorgun bırakmıştı. Ama Amy'yi ne pahasına olursa olsun kurtarmalıyım diyerek kendimi şartlandırdım. Marcusla portal açtık. Jenny'nin gözlerinde korku vardı.
-Kızımız için, dedim ve yanağından öptüm. Gözünden süzülen yaşlara engel olamıyordu. Portala girmeden önce görünmezlik büyüsü yaptık ve portala girdik. Konseyin içine girerek bizi görmemeleri için dua ediyorduk. Burada büyücüler vardı. Onların bizi fark etme korkusuyla zindanlara doğru yol aldık. Bazı zindanlar mine çiçeği, bazıları büyü kalkanından yapılmaydı. Sarışın ve ela gözlü bir kızı arıyorduk. Bulmak çok zordu çünkü zindanlar çok karanlıktı. Fakat bir kız gördüm. Kıza doğru yaklaşıyordum. Marcus elini omzuma attı ve
-Dostum büyü sona eriyor. Görünmezliğimiz bitecek! dedi. Ama onun dediklerini duymazdan geldim ve kıza doğru yöneldim. Kız benim geldiğimi anladı ki parmaklıklardan uzaklaştı. Kız aynı Amy'nin tariflediği kızdı. Kız nasıl parmaklıklardan tutuyordu. Sanki canı hiç yanmamış gibi...
******
Kıza seslendim. Bana baktı. Bu kızda bir tuhaflık vardı.
-Siz Amy'nin babasısınız. Ben Emily. Alev çiçeğini istemek için geldiniz değilmi? dedi. Olumlu anlamda kafa salladım.
-Amy'ye dikkat edin. Ona çok geç olmadan bu çiçekten bir formül hazırlayın ve içirin. Bende eskiden bir melezdim. Fakat bende de böyle bir zehir vardı. Ben bilmiyordum ve şu anda vampir değilim. Sonra ben buradan Alev çiçeğini çaldım ve artık çok geçti. Ben artık sadece bir büyücüyüm. Ama bunu sadece ben, sen ve Amy biliyor, dedi.
-Nasıl Amy biliyor? O seni tanımıyor! dedim.
-Evet ama aramızda bir bağ oluştu, dedi. Kıza baktım fazla solgundu. Aynı ölecekmiş gibi duruyordu.
-Çok solgunsun. Senide kurtarmalıyız. Yoksa öleceksin, dedim. Kafasını salladı.
-Benim için çok geç. Fakat öldüğümde Amy'yle hala bir bağlantım olacak. Ben onun koruyucu meleği gibi olacağım. Son 1 saatiniz kaldı, dedi. Çabuk olmalıydım. Kızın elinden Alev Çiçeğini aldım ve çantama koydum. Görünmezliğimiz bitmişti. Tam portal açarken arkadan bir muhafız geldi. Vampir hızıyla koştu fakat bize yetişemedi. Biz portalı çoktan açmış ve içine girmiştik. Muhafız eğer bizi gördüyse konsey bizi cezalandırabilirdi...
**********
BİLİYORUM BÖLÜM GEÇ GELDİ. BUNDAN SONRA DAHA HIZLI GELİCEK TAKİPİ BIRAKMAYIN ^_^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Melez
VampireO bir Melez. Karanlıktan kurtulmak isteyen Aydınlığa yakın… O karanlık değil… O aydınlık değil… Sadece bir genç kız. Yaptıklarından pişmanlık duymadan sadece hayatını yaşayan. Sadece…