Iyi Okumalar...
Medya/ Amy'nin Cafe'de giydiği kombinEve gelmiştim. Herşeyden önce eve çıktım ve üstümü değiştim. Üzerime pijama giydim. Banyo yaptım ve yüzüme bir güzellik maskesi yaptım. Daha gitmemize 2 saat vardı. Bolca zamanım var. 30 dk dolduktan sonra maskemi temizledim. Bakım kremlerimi sürdüm. Elime siyah bir oje sürdüm. Saçımı açık bıraktım ve düzleştirdim. Düzleştirirken elim yandı ve büyük bir yara izi kaldı. Birazdan geçer dedim ve eyeliner, pembe bir parlatıcı, rimelle sade bir makyaj yaptım. Sıra üstüme ne giyeceğime gelmişti. Ne giyeceğim ben? Bunu hiç düşünmemiştim. Gri bir t-shirt, mavi bir ceket, kot şort, mavi bir bot ve yuvarlak gözlüklerimle kombinimi tamamlamış bulunmaktaydım. Bolca parfüm sıktım. Beyaz çantamın içine gereken eşyalarımı koydum. 1 saatim kalmıştı. Elimdeki yara izi hala geçmemişti. Dolaptan kan torbası aldıktan sonra kapı çaldı. Kapı deliğinden baktım Daniel? Daha 1 saat vardı. Kapıyı açtım ve sorar gözle baktım
-İçeri davet etmeyecekmisin? dedi utanarak da olsa elimle içeriyi gösterdim.
-Teşekkür ederim madam, dedi ve gülümsedi. Gülümsemesine karşılık verdim.
-Daha 1 saat vardı galiba? dedim gülerek.
-Evet, ama sen hep başını bir belaya sokacağını hissettim ve geldim. İstemiyorsanız gidebilirim Bayan Loners, dedi. Tepkisi karşısında şaşırmıştım.
-Y-yo hayır gitme, dedim utanarak. Bu çocuk hep beni utandırıyor!
-Hem başımı belaya soktum bile, dedim elimdeki yanık izini göstererek. Şaşırmışcasına baktı.
-Şey vampir konularını pek anlamam hele de o vampir bir melezse. Ama bu yaranın iyileşmesi gerekmiyormuydu? dedi.
-Evet, ama daha iyileşmedi. 30 dakika oldu. Ya güçsüz kaldığımdan ya da, diyerek bir an duraksadım. Bir saniye hemen babamı aramalıyım.
-Daniel bir saniye babamı aramak zorundayım! dedim koru dolu gözlerimle. Şaşırmış ve bir o kadarda korkulu gözlerle bana baktı. Hemen elimi telefonuma götürdüm. Babamın ismini buldum ve aradım. Bir kaç saniye sonra açtı ve
-Efendim tatlım. Bir sorunmu var?
-Evet baba var.
-Ne Amy neler oluyor?
-Baba bugün saçımı düzleştirirken elimi yaktım. Yaklaşık 30 dakika felan oldu. Fakat elimdeki yara hala iyileşmedi. Bunun nedeni ne?
-Yorgunmusun?
-Sanmıyorum.
-Yanına geliyoruz! dedi. Usulca onları beklemeye başladım.
-Amy neler oluyor? dedi Daniel.
-Daniel, annem ile babam gelecekler. Bende bir anormallik var galiba. Normalde hemen kapanırdı. Ama şimdi, dedim.
-Evin içinde bir tur atarmısın? dedi. Şaşırmıştım. Doğrusu böyle birşey beklemiyordum. Ne bileyim güven konuşması felan yapar diye umuyordum.
-Peki, dedim. Evin içinde bir tur attım. Çok zorlanıyordum. Nefes nefese kalmıştım. Yorgunluğum yüzümden akıyordu neredeyse!
-Amy sana söylemem gereken birşey var, dedi. Çok korkuyordum.
-N-ne? diye kekeledim.
-Sen eskisi gibi değilsin. Yani sen çok hızlı koşuyordun. Ne bileyim şu vampir işleri felan. Şimdi ise eskisine göre hızlı değilsin. Ben dışarı çıkayım sen şu kanı içte yorgunluğun gitsin.
-Neden çıkacaksın? dedim üzüntüyle.
-Sana kan içerken saldırabilirim ve bu senin için hiç iyi olmaz, dedi gülerek.
-Ha sen öyle san canım. Sen bana saldırırken benimde elim armut toplamayacak Daniel, dedim ve göz kırptım. Kahkaha atarak
-Sana birşey söyleceğim ama sakın yanlış anlama, dedi. Ne olabilirdi ki?
-Buyur? dedim.
-Sen John'u tanıyormusun? dedi. Olumlu anlamda başımı salladım. Terliyordum ve yere bakıyordum.
-Okula bayadır gelmiyo bir fikrin varmı? O benim en yakın arkadaşım. En son nereye olduğunu söylemeden çıkıp gitti. Ve geri dönmedi. Sesimi çıkartmıyordum.
-Amy? Amy iyimisin? dedi
-Hayır, Daniel iyi değilim. Herşey üst üste geliyor. Ve ben-ben bunu kaldıramıyorum. Kaldıracak gücüm kalmadı, diyerek ağlamaya başladı. Yanıma oturdu ve başımı omzuna yasladım bir taraftan beni sakinleştirmeye çalışıyor bir taraftanda yüzümden akan gözyaşlarını siliyordu. Delicesine ağlıyordum. Sevdiğim çocuğu en yakın arkadaşını öldürmüştüm. Şimdi ne diyecektim ben ona? Nasıl bakacaktım yüzüne? Daniel'e baktım bana >Seni Hiç Bırakmayacağım< dercesine bakıyordu. Ama söyleyeceklerimden sonra artık benden nefret bile edebilirdi. Hatta benle asla konuşmaz beni öldürmeye bile çalışabilirdi. Ona sarılarak daha çok ağlamaya başladım.
-Amy n'oldu? dedi. Nasıl söyleyebilirdim ki!?
-Daniel bu söyleceklerimden sonra benden nefret edebilir hatta beni öldürmeye bile çalışabilirsin. Ama gerçekten bilmiyordum, dedim.
-Ben senden asla nefret etmem ve edemem küçük bayan, dedi. Bana her sevgi dolu sözcüğünde kalbime bir ok daha saplanıyordu.
-Daniel bana söz ver lütfen beni asla bırakma, dedim hıçkırarak. Bana daha fazla sarılarak kulağıma fısıldadı
-Asla. Söz veriyorum seni asla bırakmayacağım, dedi. Sakinleşmeye çalıştım ve burnumu çekerek olayı anlatmaya başladım
-Daniel ben senle daha tanışmadan önce okula ilk geldiğimde John'la arkadaş oldum. O bana hep iyi davranıyordu ya da ben öyle sanıyordum. Sonra parti vardıya hani beni o davet etti. Tamam dedim ve partiye gidecektik. Beni arabadayken partiye gitmeden önce bana bi süprizi olduğunu söyledi. Benim uyumamı ve yolun çok uzun olduğunu söyledi. Bende ona güvenerek uyudum. Uyandığımda bir odadaydım. Ellerim zincirlenmişti. Yanda bir depo kazıklarla doluydu. Ben bir rüya görmüştüm, dedim ve rüyamı anlattım. Ve devam ettim.
-İşte rüyam böyle sonra bir ses geldi. Aynı rüyamdaki gibi bir adam vardı. Bana kapüşonuyla yaklaştı ve gülmeye başladı. Beni tanıyormusun dedi bu seste bana tanıdık gelmişti. Bir saniye ışığı açayım dedi. Işığı açtığında önüm cesetlerle doluydu ve çığlık attım. Sonra adam kapüşonunu çıkarttı ve oydu. John'du Daniel, diyerek ağlamaya başladım. Benden uzaklaşarak bana baktı. Sonra devam ettim.
-John eline birkaç kazık aldı ve ilk önce bacağıma attı. Diğer kazığı zincirleri kırarak tuttum ve ona attım. Elime bir sürü kazık aldım ve ona doğru attım. Morarmıştı. Elime bir kazık alarak John'a fırlattım. Kalbine. Ve sonra kaçtım, dedim. Hıçkırarak ağlıyordum. Daniel bana bakarak
-S-sen katilsin. Sana inanamıyorum! Ben sana güvendim. Ve sen benim kaç yıllık kardeşim dediğim adamı öldürdün. Sana inanmıyorum! B-ben sana delicesine aşıktım. Ama ama sen katilsin! diyerek kapıya doğru yöneldi.
-Daniel açıklayabilirim. O köken ve beni öldürecekti! dedim sesim zorla çıkıyordu.
-Senden nefret ediyorum! dedi ve evden koşarak çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Melez
VampireO bir Melez. Karanlıktan kurtulmak isteyen Aydınlığa yakın… O karanlık değil… O aydınlık değil… Sadece bir genç kız. Yaptıklarından pişmanlık duymadan sadece hayatını yaşayan. Sadece…