Fazla Karanlık

3.4K 254 21
                                    

İyi Okumalar

Bu bölümü ZehraBaran1 'e adıyorum :)

Medya/ Karanlıklar Kızının Ölümcül hali :DSDSA

Aslında John'a teşekkür etmeliydim. Gerçek beni bulmuştum. Amy diğer kızlar gibi değildi. Asla olmayacktı. Ve artık Daniel'e gerçekten söylemeye cesaret edemediğim şeylerin cesaretini hissettim üzerimde. Daniel hala yemek yapıyordu. Bitirdi ve önünden önlüğü çıkardı. Benim söylediklerime tepkisi bumuydu yani? Umursamamak mı? Oturdu ve yemeğe başladı. Karşısına geçtim ve bende yemeye başladım.

-Daniel.

-Daniel.

-Daniel! diye bağırdığım an yerinden sıçramıştı. 

-Ne var Amy? dedi. Böyle bir cevap beklemiyordum.

-Ne oldu sana!? 

-Hiç birşey, dedi mırıldanır gibi.

-Daniel sende birşey var. Bunu hemen anlatmazsan, dedim ve duraksadım. Ne yapacaktım ona? Evdenmi atacktım? İşte bu ben değildim!

-Ben sadece kendim gibi davranıyorum, dedi sıkılarak.

-Sen bu musun? deyiverince umursamaz bir anlamda kafasını salladı.

-Ben buyum Amy. Aslında iş şu. Ben senin sıcakkanlılığına ayak uydurmaya çalıştım. Ömrümde hiç yapmadığım şeyleri bir kıza yaptım. Aileme bile göstermediğim o sıcakkanlılığı sana gösterdim. Niye mi? diye duraksadı. 

-Ben sana neden anlatıyorum ki? Sen umursamayacaksın zaten, dedi. Her sözü ok gibi saplanıyordu. Sinirlerim gerilmişti.

-Çok iyi oyuncusun, dedim. 

-İçimden gelerek yapmıştım ama sen benden daha iyi çıktın, dedi. Sakindi ama o güzelim gözleri alev alevdi.

-Ne oldu sana? Bir günde bu kadar değişeceğini beklemezdim, dedim gözümü gözlerine dikerek. 

-Bakıyorumda asabi kızımız umursamaya başladı. Sen bir tiyatro oyuncusu gibisin. O role bağlı olarak oynuyorsun. Ama seni tanıdıkça anladım ki dışarıdan göründüğü kadar iyi değilmişsin! dedi öfkeyle masadan kalkarken. Amy Loners bunun altında kalacak bir kız değildi. Asla olmazdı! Olmayacaktı.

-Daniel! dedim çatallanan sesimle. Gerildiğim an sesimin çatallanması sinirimi tepeme çıkarıyordu.

-Birincisi sen bana böyle şeyler söylmemeliydin. Daha dün gibi SEN KATİLSİN dediğin bağrışlarını duyuyorum. Bana bağırma hakkın yok. Bana bu kadar acı çektirmişken seni hemen affetim. Salaklığıma borçluyum. Sana evimin kapılarını açtım. Neden mi? İşte nedenini bende bilmiyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum ki söylediğin şeylerin aynısını söyleseydim beni hemen affetmezdin, dedim evet kesinlikle haklıydım.

-Evinden çekip gitmemi istiyorsan açıkça söyleyebilirdin. Gerçekten. Dolaylı yollardan söylemene gerek yoktu. Sana neden geldiğimi ben bile bilmiyorum, diyerek evden çıktı ve kapıyı öyle bir nefretle kapattı ki sanki yer yerinden oynamıştı.Fazla yüz veriyordum evet fazlasıyla. Bugün okul vardı. Off birde devamsızlık için başımın etini yiyeceklerinden eminim. Daniel gayet iyi biriyken içinden bir canavar çıkması normal değildi. Gerçi benim içimden de bir hayalet çıkmıştı. 

-Kendine bir söz ver Amy! Acıma hemde kimseye acınacak duruma düşen sen olursun. Asi ol. Ailen hariç çevrendeki herkes kendi çıkarlarını düşünür. Hırçın ol. Kendini ezdirme! Ezilirsen işte o zaman Amy olmaktan çıkarsın, diye kendimi şartlandırdım. Bağırıyordum ve kendimle konuşuyordum. Psikolojim bozulmuştu. Ama bu kuralları uygulayacaktım. ARTIK KÖTÜ KIZ OLMA SIRASI BENDEYDİ!

░░░░░░

Okul için hazırlandım. Artık siyahlar güzel geliyordu. Saçımı düzleştirdim. Hafif bir makyajla işimi bitirdim. Çantamı aldım ve arabama bindim. O lanet okulun içinde lanet profesörler ve lanet edilecek kişiler...

İlk lanet edilecek kişiler arasında Daniel başı çekiyordu. Şu an ona küfretmek öyle rahatlatırdı ki! Bu arada unuttuğum bir madde vardı. Kimseye bu kadar güvenip saf olma! İşte bu birinci sıradaydı. 1. John, 2. Daniel. İşte bunlar yüzünden artık kimseye güvenmeyecektim. Okula girerken fısıldaşmalar duydum. Ama aldırmadan pelerinin şapkasını kafama geçirdim. Fısıldaşmaları dinlemeye başladım. Hepsi devamsızlığım hakkında konuşuyordu birisi hariç. Ona kulak kabarttım ve ''Karanlıklar Kızı'' dediğini duymuştum. Hafiften sırıtmıştı onu duyduğumu anladığında. Arkamdan gelmeye başladı. Hissediyordum. Arkamı bir anda döndüm ve

-Kuyruk musun sen be!? diye bağırdım. Koridordaki öğrenciler bana baktı. Çocuk yanıma gelerek 

-Sinirlenme hemen, dedi göz kırparak.

-Sadece seninle tanışmak istiyorum, dedi dudağı kıvrılırken. Kendini beğenen zübbelere benziyordu. 

-Tanışma benle. Hem neden gözlerini kısarak karanlıklar kızı dedin? Beni tanıyomusun? Adımı öğrenmene gerek yok. Sen yenisin galiba? Beni sadece Karanlıklar Kızı olarak bil. Bunun ötesine geçersen. Kafanı kopartır. İki parçanıda kurtlara veririm ve emin ol hiç acımam, diye pis pis sırıttım. Ve sonra halisünasyon gücümü kullanarak ona kastetmek istediğim şeyi anlatabilmiştim. Bizzat gözü önünde gösterdim. Odaklanmayı kestim ve hala sırıtıyordum.

-Sen piskopatsın! dedi. Onaylar anlamda kafamı salladım ve yapmacık bir kahkaha attım. Sınıfa geldim ve duvar kenarı en arka bana çok cazip göründü. Oraya doğru ilerledim ve sınıftakilere bakmaya başladım. Herkes çok mutlu görünüyordu ve bu sinirlerime dokunuyordu. Ayağı kalkarak

-Birazcık mutlu olmayın be! Sinirimi bozuyorsunuz! diye bağırdım. Herkesin gözü üzerimdeydi ve benden korktuklarını biliyordum. Hoşuma gidiyordu. İşte buydum. Yapmacıklardan ve dünyadan uzak gerçek Amy. Kendimi kendim gibi hissediyordum sonunda. Orada sevgililer yan yana oturmuş kıkırdıyorlardı. Hoşuma gitmemişti. Ben ne istersem o olacak! 

-Size diyorum eninde sonunda ayrılacaksınız. Neyin çabasındasınız? Büyüdüğünüzde birbirinizi hiç tanımayacak yeni bir hayata başlayacaksınız. Sadece eğleniyor kızım senle gözünü aç! diye bağırdım. Kızın gözleri dolmuştu. Çocuk bana sinirle baktı ve kızın arkasından koştu. Keyfim yerine gelmişti. Aşağıya inme anonsu duydum. Ben zaten güçlüyüm. Hep bu çalışma ızdırabını neden çekiyorum? diye söylenirken ağzımdan bir kaç küfürde çıkmamış değil. Yüzüm görünmüyordu. Pelerinin şapkası yüzümü karanlıklara boğmaya yetiyordu. Ağzım görünüyordu onda da zaten karışanın eceli olurum gibi bir sırıtış vardı. Aşağı yavaşça indim. Keyfimi bozamam.

░░░░░░

İndiğimde herkes başlamıştı bile. Geç kaldığımın farkındaydım. Kim umursardı ki? Ben umursamazdım. Zavallılar sürüsü...

Ama sadece öğretmenler vardı. Müdürler yoktu ki bu da başımı dinleyebileceğim anlamına geliyor. Oradan tanımadığım öğretmen yanıma yaklaştı.

-Seni ne zamandır göremiyorum. Devamsızlığın çok oldu. Zaten eğitimin bitmesine de 2 gün var. Bugün de dolunay var. İyi olduğuna eminmisin?

-Devamsızlığım umrumda değil. Eğitime de ihtiyacım yok. Unuttunmu ben bir melezim. Senden bile daha güçlüyüm. Bugünün dolunay olması umrumda sadece. Ve ben iyiyim. Seni iliklerine kadar korkutabilirim. Önümde diz çökebilirsin. Bu kadar da keyfim yerimde. Yaparım! dedim. Yaparımı bastıra bastıra. Gözleri korku doluydu ama saklamaya çalışıyordu. Kaç yaş büyük olursa olsun umrumda değil. Onu gözümü kırpmadan öldürebilirm. Ve emin olsun ki gözümü asla kırpmam. En ufak bir acıma duygusu bile hissetmem.

Tatlı MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin