İYİ OKUMALAR..
Şimdi ne yapacaktım ben? Sevdiğim çocukta benim bir katil olduğumu düşünüyordu. Nasıl bakacaktım şimdi onun güzel suratına? Ama ben suçlu değildim ki! Beni öldürmeye kalktı. Belkide Daniel'in hayatında hiç olmamalıydım. Diye düşünürken kapı çaldı. Annem ve babam gelmişlerdi. Korku dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Bende hıçkırıklarımı tutamayıp annem ve babama sarıldım. Ben biraz sakinleştikten sonra hep birlikte oturma odasına oturduk. Herşeyi anlattım. Aslında öldürdüğüm vampirin sevdiğim çocuğun en yakın dostu olduğunu ve daha diğerlerini...
Babam elinde mum ve bir örtüyle içeriye geldi.
-Neler olduğunu anlamalıyım, dedi. Sesi biraz çatlamıştı. Ve kapı çaldı. İçeriye bir adam girdi. Sarışın ve uzun boylu.
-Hoşgeldin Marcus, dedi babam ve Marcus denen adamla sarıldılar. Bana döndü ve
-Kızın ne kadar büyümüş Michael. Görmeyeli uzun zaman olmuş, dedi ve bana gülümsedi. Gülümsemesine karşılık verdim.
-Evet bakalım şimdi bütün olayı bir de Marcus'a anlat canım, dedi babam. Marcus'a anlattığımda
-Vampir güçlerini kaybediyor olabilirsin, dedi. Donakalmıştım. Evet haklıydı kanı sevmemem, hızlı koşamamam bundan kaynaklıydı demekki.
-Amy bunun için babanla büyü yapacağız fakat sorunun ne kaynaklı ve çözüm yolunu bulacağız. Yani tamamiyle seni iyileştiremeyiz, dedi Marcus. Babamda onaylar biçimde kafa salladı. Beni yatağıma yatırdılar. Marcus ve babam el ele tutuşup aynı anda ellerini başıma koydular.
Michael'in Gözünden
Marcus'la Amy'nin anılarına bakacaktık. Küçük melezim vampir güçlerini kaybedemez buna asla izin vermem. Anıları çok güzel olsa da bir çok anısı hüzün ve korku doluydu. O köken olayı, ya da az önce giden çocuğun kızıma katil deyişi. Bunlar üstesinden zor gelinecek anılardı. Ama birşey dikkatimi çekti. Amy bunu hatırlamıyordu. Çünkü baygındı. O John denen çocuk Amy'ye birşey enjekte etmişti. Ve gülüyordu. Marcus'a seslendim ve yanıma geldi. O enjekte ettiği şeye daha dikkatli bakarak aslında onun bir zehir olduğunu fark ettik. Birbirimize korku dolu gözlerle bakıyorduk.
-Marcus bunun panzehiri varmı?
-Bilmiyorum Michael, dedi.
-Artık çıkalım sorunun kaynağını bulduk, dedim ve Amy'nin anılarından çıkarak normale döndük.
-Jenny, Marcus Amy iyileşene kadar bizde kalacak. John denen şerefsiz kızıma zehir enjekte etmiş. Hergün daha kötüye gidecek eğer müdahale etmessek..., dedim ve duraksadım. Jenny'nin gözünden bir kaç damla yaş akmıştı. O da olacakları anlamıştı. Zihnimizi okuyarak herşeyi anlamıştı. Hemen konseye gitmeliydik. Arabaya çabucak bindik ve konseye doğru ilerledik. Amy hala baygındı. Kan ter içerisinde kalmıştı. Konseye geldiğimizde içeri girdik ve konsey kapısına doğru ilerledik. İçeride büyük bir kapı vardı. Kapıdan girdik. Çok acelemiz vardı. Kızım her saniye ölüme daha da yaklaşıyordu. Içeri girdik. Herkes bize şaşırmışcasına bakıyorlardı. Mahkeme görünümlüydü. Ortada bir kare gibi alan, önünde 3 tane uzunca kürsü ve koltuk. Ortadaki koltukta ilk kurt, sağda ilk vampir, solda ilk büyücü vardı. Eliyle bana kare yeri işaret etti. Marcus ve Jenny'ye durun işareti yaparak. Sadece ben geçtim. Vampir olan bana odaklandı. Ve anladım dercesine kafa salladı. Sonra yandakilerine de olayı anlattı. Büyücü olan
-En iyi büyücülerimiz sizin için çalışacaklar. Bu konuyu araştıracağız. Buyrun kütüphanemiz size aittir. Varlıkların en güçlüsünü kurtarmamız gerekir, dedi ve göz kırptı. Kütüphaneye doğru ilerlerken bir kişi elini omzuma attı. Arkamı döndüm ve ilk büyücü bana gülümsüyordu. Ben yardım edebilirim, dedi ve elindeki kitabı bana uzattı. Fısıldayarak
-Sana minnettarım, dedim ve evimize doğru yol aldık. Amy'nin evine gitmeyecektik. Arabaya bindik ve eve doğru ilerledik. Amy uyanıyordu.
-Anne baba ben neredeyim, dedi. Jenny lafa girerek
-Kendini zorlama tatlım, dedi başını okşayarak.
Amy'nin Gözünden
Gözümü açtığımda arabadaydık. Kendi içimde ölüyordum ben. Bilmeden Daniel diye sayıklıyordum. Fakat bu istemsiz hareketimi sonradan fark ettim. Bedenimde sanki ruh yokmuş gibi...Eve geldik. Benim evime gelmeyişimiz normal değildi. Beni koltuğa yatırdılar. Ve uyudum.
Michael'in Gözünden
Amy uyuduktan sonra Marcus'la beraber elimizdeki bütün kaynakları aramaya başladık. Uzunca bir süre sonra Marcus bana gel işareti yaptı. Yanına geldim. Parmağıyla konseydeki büyücünün verdiği kitapta bir şey gösteriyordu. Evet sorun buydu. Şöyle yazıyordu.Eğer bir melezseniz ve zehirlendiyseniz bu zehirin bir panzehiri var.
Panzehir için gerekli olanlar:
1 tutam yarasa tüyü
Melezin 1 damla kanı
1 tane Alev Çiçeği, yazıyordu.
-Yarasa tüyü tamam, kanda tamam da alev çiçeği nerde bulunur bilmiyorum Michael, dedi.
-Onun yerini büyü yardımıyla bulamazmıyız? dedim.
-Bilmiyorum ama denemekte fayda var, dedi. Gizli odaya geçerek mumları getirdim. Marcus'la birlikte aynı şeyleri söylemeye başladık. Karşımıza ekrana benzer birşey çıktı. Ve alev çiçeği...
Alev çiçeğinden 2 tane vardı. Birisi 1. boyutta, diğeri ise konsey binasının gizli alt katında saklanıyordu.
-Hangisini deneyeceğiz Michael? dedi.
-Konsey binasına gizlice girmeliyiz Marcus. Bizim için daha güvenli ve zaman konusunda da tasarruf sağlar, dedim. Olumlu anlamda kafa salladı. Oturma odasında Amy hala uyuyordu. Ama artık uyuyormu yoksa baygınmı olduğuna hala karar veremiyordum...
Yorum ve vote gelirse sevinirim. İllede yorum gelirse ;). Bölüm hakkındaki düşünce ve fikirleriniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Melez
VampireO bir Melez. Karanlıktan kurtulmak isteyen Aydınlığa yakın… O karanlık değil… O aydınlık değil… Sadece bir genç kız. Yaptıklarından pişmanlık duymadan sadece hayatını yaşayan. Sadece…