Multi: Levent BAŞARAN
Gözlerimi yavaş yavaş aralayıp uyandığımda ilk olarak nerede olduğumu idrak edemedim.
Uyku sersemi 'neredeyim ben' diye düşünmeye başladığımda kendime gelip evimde olduğumu farketmem uzun sürmedi.
Yavaşça yatakta doğruldum ve biraz oturup yaşadıklarımı, Levent'in itirafını düşündüm. Kağıt otobüsün bir köşesinde sıkıştırılmış bir şekilde kalsa da ben okumuştum ve biliyordum ya o yeterdi. Yüzümde hemen bir tebessüm oluştu. Onu şimdiden çok özlemiştim.
Düşünmeye devam ettikçe yüzümdeki tebessümün yerini kocaman salak bir sırıtış aldı. Bir süre daha o salak sırıtış eşliğinde yatağımda oturduktan sonra ayaklanıp bavuluma yöneldim. Bavuldan çıkarttığım siyah tayt ve salaş 'Everything will be OK. (Herşey güzel olacak.) ' yazılı sarı bir badiyi üzerime geçirip rahatladım.
Yazıya bakınca 'I hope' diyesim geldi.
Umarımm...
Üstümdeki rahatsız kıyafetlerden sonra bu kıyafetler çok rahat gelmişti ve yine bir uyku bastırmıştı sanki. O rahatsız kıyafetlerle nasıl uyumuşum bilmiyordum ama sanırım yol beni oldukça yormuştu.
Gelen uyku hissini geri tepip esneyerek odamdan çıktığımda mutfaktaki sesler doğrultusunda mutfağa yöneldim.
Kapının bir köşesinden içeri baktım ve sessizce izlemeye başladım.
Annem benim için yine bir sürü şey yapmaya başlamıştı. Tam olarak döktürüyordu. Hazırladığı masada yok yoktu. En sevdiğim yemekler, tatlılar falan neler neler yapmıştı böyle.
Canım anneem.
Bir köşede de babam vardı. İşten gelmişti ve benim için o da birşeyler yapmaya çalışıyordu. Pek yemek yapmaktan anlamazdı ama salata yapmak onun işiydi ve o da bu işi üstlenmiş salatayla uğraşıyordu.
Canım babaaam.
Onların bu hallerini izlemeyi özlemiştim ve gözlerim doldu birden.
Daha fazla izlemeye dayanamayıp içeri daldım ve ilk olarak babama koştum.
Annemle kısa süreli bile olsa hasret giderdiğimiz için şuan önceliğim babama aitti.
"Tontişiiiim ben geldim." dedim babamın boynuna atlayıp sıkıca sarılırken.
"Hoşgeldin tontişiiiim. Annen söyledi geldiğini hemen çıkıp geldim işten ama uykucum uykuya dalmıştı bile. " dedi babam.
Tontişim ve uykucum babamın benim için kullandığı hitap şekilleriydi.
Tontişimi daha çok babam için ben kullanırdım. Çünkü babam biraz kiloluydu ve ben onun o tontiş hallerini çok seviyordum.
Ben kilolu olmasam da o da bana tontişim demeye başlamıştı. Körle yatan şaşı kalkar misali. Uykucu ise benim için kullanılabilecek en doğru hitap şekliydi yani kesinlikle nokta atışıydı. Çünkü tam bir uykucu olduğumu kabul ediyordum.
"Bilirsin babam yolculuklarda uyuyamam o yüzden eve gelince dayanamadım. Ayrıca uykucu olmak bunu gerektirir." dedim babamdan ayrılıp yanağına bir öpücük kondururken.
"Bilmez miyim uykucum. " diyen babam burnumu hafifçe sıkıp tekrar salataya yöneldiğinde bende masadaki yemeklere yöneldim.
"Bu kadar şeyi nasıl yiyeceğiz annecim 3 kişi ? Marifetli ellerinle bir sürü şey yapmışsın yine. " dedim masadan aldığım sarmaları tek tek mideme indirirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNALAR MİSALİ
Teen FictionHerşeyi unuturken onun görüntüsünü silemiyordum. Kimdi bu yakışıklı? Neden başımda ağlıyordu? *** Hiçbirşey anlamıyordum. Melisa kendi kendine konuşuyor gibiydi. Son sorduğu soruya kadar anlamsız anlamsız ona bakarken son sorusu ve yüzündeki ifa...