AF GÜNÜ

131 35 10
                                    

Levent'in dediklerini dinlemediğim için pişman olmuştum. Ama o kadar yakışıklıydı ki onun karşısında her kız kendini kaybederdi.

Herneyse gelelim esas mevzumuza.

Kimdi bu Irmak ?

Ve konuyla ne alakası vardı?

Hepsinden önemlisi ben nasıl soracaktım bunu?

'Sana bakmaktan seni dinleyemedim.' mi diyecektim?

Levent karşımda oturmuş bana bakıyordu. Uzun bir süre sessiz kaldığımı farkedince:

"Sence başka şansım var mıydı? Sonuçta o benim kardeşim. " demişti.

"Kiiim?" diye atladım birden bende boş bulunarak.

"Kim olacak Irmak. Sen beni dinlediğinden emin misin Linda? " dedi tek kaşını kaldırarak.

"Irmak senin kardeşin mi yani? " dedim kendimi tutamayıp gülmeye başlarken.

"Değişik demiştim ya senin için. Haklıyım sanırım. Allah aşkına Linda neye gülüyorsun?" dedi benim gülmeme şaşırarak. Ama daha sonra o da bana eşlik ederek gülmeye başladı.

İkimizde kahkahalar içinde gülüyorduk ki kapı tekrar çaldı.

Sırası mıydı yaniii!!

"Ben kapıyı açıp geliyorum. " dedim kendimi toparlayarak.

"Aç ama tekrar kapatma. Cidden kötü hissettiriyor." dedi Levent gülmeye devam ederek.

"Dalga geçmesene ya. Çok kötüsün. " diye bende ona gülerek karşılık verip kapıya yöneldim.

Neşem yerine gelmişti. Irmak, konusunda endişelenecek birşey yoktu. Sadece kardeşiymiş. Şuan için geri kalan kısım pek dikkatimi çekmiyordu.

Kapıyı açtığımda karşımda duran kişi Sinem'di.

"Ben geldim kuzeen." dedi ayakkabılarını çıkarmak için eğilirken. Bu arada gözü Levent'in ayakkabılarına takılınca:

"Yalnız değilsin sanırım. Kim var içeride?" dedi.

"Levent burada. " diye cevapladım bende.

"Onun ne işi var burada? Ve esas soru sen neden içeriye alıyorsun? " dedi Sinem ve ayakkabılarını çıkarttığı gibi soluğu oturma odasında aldı.

Levent, onu görünce hemen ayağa kalkıp kendini toparladı.

"Hayırdır senin ne işin var burada? " dedi Sinem sinirli sinirli.

"Gerçekten benim suçum yok. Bende arkadasınızı üzmek istemezdim. Lütfen bir dakika dinlerseniz anlatabilirim. " dedi Levent kendini savunmaya geçerek.

"Sinem dur bir dakika dinle. Bu kadar tepkiye gerek yok. " dedim hemen araya girerek. Levent'i korumaya geçmiştim birden.

"O zaman iki dakikan var başla anlatmaya. Berkant'ın yaptırdığını biliyorum ama neden itiraz etmedin. Yapmak zorunda değildin sonuçta." dedi Sinem ve bu soru mükemmel olmuştu. Az önce Levent'e bakarken dinleyemediğim kısımları bu defa dinleyecektim.

"Bakın benim Irmak adında bir kız kardeşim var. O, uzun yıllar boyunca cok hastaydı ve neredeyse onu kaybedecektik. Böbrek yetmezliği teşhisi konulmuştu. Yıllarca ona uygun böbreği aradık fakat bulamamıştık. Birgün bu durumu Berkant'a anlattım ve böbreği uyarsa bir böbreğini Irmak'a verebileceğini söyledi. Hastahaneye gittik. Testler yapıldı ve kardeşim için aranan böbrek yıllar sonra bulunmuştu. Berkant, hiç tereddüt etmeden bir böbreğini kardeşime vermişti. O benim kardeşime hayat vermişti kısaca. Tabi sadece kardeşime değil bana ve ailemede yeni bir hayat vermişti. O gün bu gündür ben Berkant'ın sözünden çıkmam. Benden böyle birşey istediğinde yapmak istemedim. Ama itiraz edemezdim. Kısacası yaptım. " dedi Levent konuşmasını bitirirken gözleri hafiften dolmuştu.

AYNALAR MİSALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin