ALDATILIYORSUN

112 23 9
                                    

Levent'le başbaşa bir cafede oturduğumuz şu dakikalar beni heyecandan öldürebilirdi ama bunu belli etmemeye çalışıyordum. Çünkü onda bu heyecanın tek bir zerresini bile göremiyordum.

Bir süre sessiz bir şekilde oturup kalmıştık ve Levent,yemeğine devam ederken sonunda konuşmaya başlamıştı:

"Sende yiyecek birşeyler ister misin? Hemen söyleyebilirim." dedi.

Beklediğim başlangıç bu değildi ama sessizlik bozulmuştu sonuçta. Bu da birşeydi.

"Teşekkür ederim aç değilim." diye cevapladım kibar bir ifadeyle. Geçen sefer ki kabalığımı unutturmak istercesine bir ifadeydi bu.

"Peki ya içecek birşeyler?" dedi Levent, tam gözlerimin içine bakarak.
"Ş-şey olabilir yani zahmet olmazsa." dedim gözlerimi kaçırarak. Aksi halde gözlerine bakmak beni tam bir aptal aşık yapıyordu.

"Garson, bir bakabilir misin?" diye birden bire garsona yöneldi Levent ve tekrar bana dönerek "Ne istersin?" diye sordu.

"Limonata." dememle birlikte garson kafasını anladım dercesine sallayarak masadan uzaklaştı.

Garson gittikten sonra masaya tekrar bir sessizlik hakim oldu.

İç sesim bir şarkıdan alıntı yaparak mırıldanmaya başladı bu esnada:

Biraz dahaaa susarsak, özneler cümleler dirilir...

Daha fazla dayanamayarak bu defa söze ben girdim:

"Levent, bana kızgın değil misin?" dedim.

Sorum karşısında başını tabağından kaldıran Levent, bana bakıp:

"Anlamadım. Ne konuda?" dedi.

"Yani geçen gün ben sana biraz kaba aslında baya kaba davrandım. Masadan kovmuş gibi oldum. Ama sen şuan bana çok kibar davranıyorsun. " dedim yüzümde mahçup bir ifadeyle.

"Çünkü masaya gelen misafire böyle davranılır." dedi ve Levent bana lafı çakmış bulundu.

Levent, vurdu ve gol olduu.

"Haklısın. Yaptığım şey için üzgünüm. Ben aslında öyle biri değilim. " diyerek kendimi savunmaya geçsemde yaptığı kapağı hak etmiştim.

"Yok sorun değil. Ben alıştım aslında. Daha önce de yüzüme iki defa kapıyı kapattığın zamanları bilirim. " diyen Levent ikinci golünü atmıştı.

Ne kadarda doluymuş bana karşı.

Resmen konuşmak istemesinin sebebi benim haddimi bildirmekmiş.

Bunları söylemek için mi kalkmama izin vermemiş.

Ben hiç böyle hayal etmemiştim oysa.

"İçindekileri döktüysen ben kalkabilir miyim artık?" dedim sinirim bozulmuş bir şekilde.

"Kalkamazsın. Seni sinirlendirmek değildi amacım. Yanlış anladın. " dedi Levent ve gelen garsonla birlikte konuşmamız bölündü.

"Buyrun limonatanız. Başka bir isteğiniz var mı?" diyen garson masaya limonatayı bıraktıktan sonra:

"Hayır yok teşekkür ederim." dememle bu defa Levent'e döndü:

"Peki ya Levent bey, siz? " dedi tüm kibarlığıyla.

Levent bey mi?

Adını nereden biliyor ki?

Gerçi onu ikidir burada gördüğümü ve benim görmediğim zamanlarda da geldiğini yani kısaca daimi müşterisi olduğunu düşünürsek buna şaşırmamak gerekir sanırım.

AYNALAR MİSALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin