5 yıldızlı 2 ahmaklı tatil

5 0 0
                                    

Beyaz, herkesi şaşırtarak piyondan hemen sonra kalesini ortaya sürdü.
..
Her şey hazırdı. Ilk durağı Japonyaydı. 6 aylık uzun bir tatildi. Tam da istediği gibi.
Büyük bir kol çantasıyla küçük sırt çantasına her şeyi sığmıştı. Kol çantasında iç çamaşırı, iki tişörtle iki kot koymuştu. Gerisini durakladığı yerlerde halledebilirdi.
Sırt çantasına pasaport, biletler gibi ıvır zıvırları koymuştu.
Kedisini evden dışarı attı. Bilgisayarını yanında getirse miydi? Iki saniye düşündükten sonra boş verdi. Evine son kez baktı. Daha dönmeyecekmiş gibi...
Öyle de oldu.
Güvenliği açma gereği duymadan çıktı.
..
Hostes son saçma anonslarını yaparken yanındaki esmer uzun boylu adam ona doğru yaklaşıp "Tatile mi gidiyorsunuz?" diye sordu. Nastya gözleriyle yeterince açık bir cevap vermişti. Sanane.
Adam ondan gözlerini ayırmayınca "Evet." diye cevap verdi.
"Ben, Ivan."
Gözlerini kıstı Nastya. "Rus musun?"
"Evet, sen?"
Nastya gözlerini hafifçe kıstı. Rus? Esmer? Rus?
Ordan bakılınca ahmak gibi mi görünüyordu?
"Latinim." Doğruyu söyleyecek hali yoktu ya?
"Latin kızlarının bu kadar güzel olduğunu bilmezdim."
Tepki verme gereği duymadan iyice yerine yerleşti. Gözlerini kapattı.
Bu küçük tarla faresi için patron denilen manyağın en iyi adamını-kendisini- yolladığına hala inanamıyordu Hector.
Patronun beğendiği orospulardan çok daha çirkin ve sıskaydı. Onun orospusu olsa bile niye onu yolluyordu ki?
Hector'u nazik bir dille başından mı savıyordu? Iyi de onların hayatında nazik diye bi kelimeye yer yoktu ki!
Kovuyor muydu?
Ne işi vardı bu lanet olası sürtükle?
Sinirle ofladı. Yanındaki buz kütlesi de uyumuştu. Bir insan daha soğuk olamazdı. Insanın üzerine gözlerini dikiyor, ayırmıyordu. Gözleriyle baktığı kişiyi öldürüyordu.
Arkadaki adamlardan biri geldi. "Konuşabildin mi? Ne öğrendin?"
"Konuştum. Tatile gidiyormuş yer cücesi."
"Hangi otel onu da öğrendin mi?"
"Annesinin saç rengini de öğrendim. Siktir git daha uyanmadan."
Sinirle ofladı. Ciddi anlamda bozulmuştu.
Uyumadığına sevindi Nastya. Bu adamda bir bokluk olduğunu biliyordu.
Keşke otobüste falan olsaydı kaçmak kolay olurdu. Karınca yuvası gibi Japonya'da da kaçmak kolay olurdu da, Nastya işini garantiye almak istiyordu.
Uyuyormuş gibi yapıp ama her an tetikte bekleyerek vardı Japonya'ya.
Uçaktan inerken, Ivan isimli piç ona "Görüşürüz," deyip gülümsedi.
Bakışlarındaki tehditvari görüşeceğiz anlamını da kaçırmamıştı Nastya. Cevap verme gereği duymadan aşağı indi. Olabildiğince hızlı o kalabalıktan kaçıp bir taksiyi tuttu.
Içine kol çantasını koyup otelin adresini verdi. Bir miktar para verdi. Otele götürmese bile kol çantasındakiler önemsizdi. Son anda kararını değiştirip sırt çantasındaki çok çok önemli olanları cebine tıkıştırıp onu da arabaya attı.
Başka bir taksi tutup bindi.
"Nereye?" diye sordu şoför. Nastya hiçbir yeri bilmiyordu ve iki günlük japoncası vardı.
"Rusça biliyor musun?" dedi Rusça. Adam kaşını kaldırıp ne saçmalıyor bu, bakışı attı.
"Ingilizce biliyor musun?"
Adam hafifçe gözlerini kıstı ve iğrenç bir telaffuzla "Çok iyi bilmiyorum," dedi.
Belli oluyor.
"Beni kalabalık bir yere götür. Çabuk."
"Her yer kalabalık."
"Bir davetiye gibi bir yere götür acele et."
Adam kafasını sallayıp ilerledi.
"Kuzenim evleniyor oraya götüreceğim seni. Biz de orada evlendik. Çok güzel bir eşim var yakında da bir oğlumuz olacak. Küçük tatlı bir şey. Ve bizim. Bunun ne demek olduğunu anlıyor musun?" Konuşmayı çok seven şoför yarım yamalak ingilizcesiyle ona yol boyunca konuşmuştu.
Davetiyenin olduğu salona gelince, şoför güvenlikle konuştu. Nastya içeri girmeden adama bir miktar para verip mutfaktan dışarı çıkan bir kapı olup olmadığını sordu. Olumlu yanıt alınca yarım saat sonra kapının önüne bir taksi yollamasını söyledi. Adam gülümseyip olabileceğini söylediğinde Nastya içeri girdi.
Onca süslünün içinde siyah kot tişörtle dikkat çekiyordu. Adamlar onu farkedebilirdi. Hemen durum analizi yaptı. Garson kıyafeti. Klasik.
Hızlı hızlı yürüyüp personel odasını ararken birinin gözüne çarptı.
"Hey sen!" dedi adam.
Nastya olduğu yerde duraksadı. Ne yapabilirdi?
"Ne arıyorsun?"
Ebeni.
Nastya onu umursamayıp koşarak mutfak yazan yere girdi. Adamın onun peşinden geldiğini gördü Nastya. Koşarak mutfak kapısından çıkacakken önünde koca cüsseli biri durdu.
Bir engel çıkmasaydı olmazdı zaten bir şeyler eksik kalırdı.
"Nereye bakalım?" dedi ondan uzun kumral biri. Onların şefi olmalıydı.
"Buradan çıkacağım," dedi gözlerini dikerek.
"O kadar kolay mı?"
"Peşimdekilere benimle iş birliği yaptığını söyler acılı bir şekilde ölmeni sağlarım," aslında peşindekilerin neden onu takip ettiğini bilmiyordu ama bunu karşıdakinin bilmesine gerek yoktu.
"Peşindekiler ha? Nerdelermiş?"
"Bekle ve gör."
Nastya'yı kovalayan adam mutfağa girip gözleriyle etrafı taradıktan sonra Nastya ile adamın yanına geldi. "Çık dışarı. Pis gazeteci."
Ünlü falan mı sanıyordu kendini?
"O benim çalışanım, efendim." dedi Nastya'yı tutan adam.
Adam ona bir de Nastya'ya bakıp sinirke oflayıp çıktı.
"Peşindeki bu muydu?" dedi gülerek.
Nastya cevap vermeyip gözlerini dikti.
"Seni kurtarmamın bedeli olacak. Çabuk temizle şurayı."
Nastya omuz silkip dediğini yaptı. Ona borçlanmıştı sonuçta ve daha beş dakika geçmişti. Yirmibeş dakika burada durabilir sonra bir bahane bulup kaçabilirdi.

Neden bilmiyordu ama bacağı kadar olan bu kızın ona boyunu umursamadan gözlerini dikerek bakması delice bir zevk vermişti Haruki'ye. Onu daha fazla yanında tutmak istiyordu, sırf bu yüzden yapabilecek onlarca çalışanı varken o kıza saçma sapan bir iş vermişti.

Küçük kendini zeki sanan orospu, iki ayrı taksi tutmuştu. Hah! Kim yerdi ki. Üstelik kalacağı oteli de öğrenmişlerdi. Şimdiyse peşinden bir salona gidiyorlardı ancak güvenlik bokluk yapıp onları oyalamıştı. Patron ona sessiz halledilecek bu iş demeseydi, o güvenlik denilen adamın ağzıyla yüzünün yerini değiştirirdi ya...
Bir süre uğraştıktan sonra içeri girdiler. Etrafı inceleyip o yer cücesini bulmaya çalıştılar ancak yer yarılmıştı da içine girmişti sanki. Buraya girdiğinden emindi Hector. Peki neredeydi bu küçük orospu?

Kapı tekmeyle açıldığında Nastya lanet çekik adama baktı. Ona bu ismi takmıştı. Lanet çekik.
Adam kaslı iki metre adamlara baktı. Oldukça sinirli görünüyorlardı...
Nastya'yı dolaba ittirip dolaptan süt alıp kapıyı kapattı. Adamlar her yeri incelerken,Haruki adamlara yaklaştı. "Sorun mu var?"
Adamlar ona sinirle bakıp onuittirdiler.
Nastya saatine baktı. Taksiye söylediğini vakitten beş dakika geçmişti. Lanet olsun! Ne bok yiyecekti?
Sinirle soludu Hector. Neredeydi bu yer cücesi? Bulduğunda ona okkalı bir tokat savuracaktı. Herkesi gözden geçirdi. Girebileceği her yere uzun uzun baktı.
O sırada kapı ilişti gözüne. Kendine küfürler yağdırmaya başladı. Dış kapıdan kaçmıştı ya tabii!
Onbeş dakikadır kapının önünde gerizekalı gibi bekleyen Mic, arabayı çalıştırdı. Bu saatten sonra gelse de arabasına almayacaktı. Onun yüzünden mükemmel yemeği kaçırıyordu! Köşeyi döndüğünde arka kapının açıldığını görünce, Mic siktir edip yoluna devam etti. Yeterince beklemişti zaten.
Hector, köşeyi dönen taksiyi görünce hemen oradaki motorsikleti çalıp peşine düştü. O tarla faresinin peşini bırakmak istemiyordu. Bu saatten sonra iş inada binmişti. O kızı bulacak, önce kendisi sikecek sonra patronuna siktirecekti.

İnternet faresi,benim en değerli kelebeğim. En sevdiğim kurgulardan biri. Buraya yazmadım ama bunun finalini çoktan aklımda yaptım. Sadece yazma zahmetinde bulunmadım pek aradan üç yıl geçmiş yayımladığım tarihten beri ama benim için kurgunun canlılığı, bende uyandırdığı duygular hiç değişmedi. Aniden bi ışık geldi nereden geldiğini bilmediğim, bu gece tekrar hatırladım Nastya'yı. Aklımda finalini yapmış olmama rağmen finali burada da yapmaya karar verdim. birilerinin okumasını beklediğimden değil,zannetmiyorum üç yıl geçmesine rağmen güncelleme bekleyen biri olsun, sadece yarım kalan işler beni rahatsız ettiğinden bu hikayeyi bitirmeye karar verdim. Yazmış olduğum ve yayımlamadığım bölümler var, onlar üzerinde birkaç değişiklik yaptıktan sonra İnternet Faresi'ni muhtemelen -umarım- bir haftada bitiririm.

internet faresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin