Kurul toplantısı

3 0 0
                                    


Şahın tam önünde duran iki tane beyaz piyon. Piyon şaha ne yapabilir? Şah farketmezse, onun için ölümcül olabilir..

Calvin Nastya için ikiz bulmuştu. İkizlerle ne yapacağı konusunda fikri yoktu ancak işine yarayabilirdi.

Jiyan ve ikizler birlikte geldiler. Kapıyı Nastya açtı. Jiyan 180 boyularında, esmer, hafif kalın ama bakımlı kaşlara sahip, büyükçe dudakları ve kilolu olmasına rağmen büyük memeleriyle alımlı ancak kasları ve korkutucu bakışlarıyla korkutucu biriydi. Tok sesi vardı, bir kaşını kaldırıp tehditkar bakınca karşındakinin eli ayağına dolanırdı.

Ve ikizler. İkizden çok sanki anneleri onlar için mayoz değil de mitoz geçirmişti. Ses tonları, bakışları bile benziyordu. biri diğerinden bi santim falan kısaydı, Jiyan ile boyları birbirine yakındı muhtemelen 185 falan olmalıydılar. Çağrı ve Kıvanç. Mavi gözleri, beyaz tenleri ve siyah saçları vardı. Kaslıydılar, onlar için saatine 620tl veriyordu, ikisi için ayrı ayrı. Parası doaly olduğu için, oldukça düşük bir fiyattı.

Jiyan ona sevgi dolu bir bakış attı, Nastya dudağının kenarıyla gülümsedi.Çağrı ve Kıvanç ellerini uzatıp ayrı ayrı kendini tanıttı, Nastya ayırt edemiyordu şu an için. Dördü birlikte mutfağa Haruki ve West'in yanına gittiler. Hep birlikte oturdular, pizza yeyip kola içtiler. Çıt çıkmıyordu, yapacak bir şey kalmadığında Nastya derin bir nefes verdi. Herkesin gözlerine şöyle bir bakıp başladı konuşmaya.

"Sağımdaki, Jiyan. Cinsiyetinize bakmadan sizi devirebilir. Bana ufak bir borcunu ödemek için yanımda. Ve bana güvendiği için. Ama size güvenmek zorunda hissetmeyebilir," Jiyan sinsi bir şekilde sırıttı, gözlerini gezdirdi Nastya dışında herkesin üzerinde. Nastya hafif sırıtır gibi oldu.

"İkizler de bana yardımcı olmak için arkadaşımdan rica ettiğim hediyeler." İkizler kendilerini tanıttılar kalanlara. 

"Kim olduklarını bilmediğim birileri peşimde. Neden peşimde olduklarından da emin değilim,bu süreçte yanımda olmanızı rica ediyorum."

Çağrı ve Kıvanç'a siz hariç, bakışı atarak. Onlardan rica etmiyordu, onları kiralamıştı.

West'e ayrıyetten baktı. "En kısaisürede ev bulmamız gerektiğine karar verdim."

West çaktırmadığını düşünüyordu ama içten içe çok rahatlamıştı. Ailesi onun için her şeyi karşılıyordu, onlarla yüz göz olmak isteyeceği son şeydi. Kafasını salladı.

"Ev bulduktan sonra kendini benim yanımda durmak zorunda hissetme."

Şimdilik bu kadarını yeterli gördü.

Mutfaktan iki kız çıkınca erkekler kendi aralarında bir konuşmaya başladılar. Jiyan ve Nastya balkona çıktılar. Nastya kollarını bağladı ve balkonun pervazına yaslandı.

"Onlarla birlikte geldin değil mi?" diye sordu. Onlarla ilgili ne düşündüğünü açıkla.

"Çok gevezeler ve Türkçe bilmediğimi düşünerek bacaklarım hakkında yorum yaptılar," dedi gözlerini devirerek. "Nastya bir mesajınla buraya kadar geldim. Ne olduğunu bana anlatmalısın."

"Tam olarak ben de bilemiyorum, neden kaçtığımı da bilemiyorum." Jiyan kaşlarını kaldırarak baktı.

"Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun peki? Neden çağırdın beni buraya tam olarak?"

Nastya kafasını iki yana salladı. "Ne yapacağıma karar vermek için."

Haruki korkmaya başladığı anlardan birindeydi. Geri dönmeyi düşünüyordu ancak bundan sonra ne yapabilirdi ki? Geri dönüp resimdekinin aynısı olan pastalar yapmaya devam mı etmeliydi? Asla olmazdı. Nastya'nın hiçbir şeyden bahsetmeyişi, her zamankinden daha düşünceli oluşu onu çok geriyordu. Ve yeni gelenler... İhtiyaç var mıydı bunlara? Bir tür 23 nisan etkinliği gibiydi, bütün ırklar bir arada oley. İngilizce konuşan diğer üç kişiye baktı. Birbirinden ayırt edemediği ikizlere bir de. 

"Maliyetimiz çok yüksek ancak daha tamamlayamadığımız bir iş olmadı," dedi ikizlerden biri.

Diğeri "O yüzden sayılı müşterilerimiz vardır ve ne yapacağımız konusunda fikrimiz olur, örneğin bir plan ve projeyle karşımıza çıkarlar," dedi bunun çok önemli bir detay olduğunu belli eder gibi kaşlarını kaldırıp diğer ikisinden onay beklerken.

"Böyle apar topar gelmek bizim için bir ilk,"

Daha şimdiden söylenmeye başlamışlardı, Haruki gözlerini devirdiler.

"Peki görev sırasında ölürseniz, ne oluyor?" diye sordu Haruki. 

"İyi noktaya parmak bastın," dedi West.

İkizler birbirlerine baktı. "Hiçbir şey."

Ölmeyeceklerinden çok eminlerdi.

"Peki siz nasıl bulaştınız bu işe?" diye sordu ikizlerden biri.

West ve Haruki omuz silkti. Konuşmak istemedikleri bir konuydu. Konuyu değiştirmek adına, şu ana dek West'e söyleme gereği duymadığı bir şeyi söyledi.

"Ben aslında pastacıyım."

Dördü birlikte güldü. West'te "Benim de resmiyette ilaçlama sektöründe olan bir iş yerim ve on beş çalışanım var, " dedi. Hep birlikte güldüler tekrardan.

"Pastacı ve ilaçlamayle ilgilenen iki kişi," dedi ikizler. West elini Haruki'nin omuzuna attı ve onu kendine çekti biraz. Az önceki kahkahanın izleri dudaklarındaydı.

Haruki'nin ilk pastacıyım, demesi ve gülmeleri aralarındaki buzları eritmişti. Ardından bilgisayar oyunlarından, filmlerden, kadınlardan gibi gündelik konular hakkında geyikler dönmeye başladı. Birbirleriyle kaynaşıyorlardı.

**

Hector patronun ona verdiği talimatlar doğrultusunda, bir süreliğine beklemeye karar vermişti. Bundan sonraki adımı küçük orospu atacaktı.

internet faresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin