Nastya kendine küçük bir ev bulmuştu, West'in evinden çok uzaktaydı, tek katlıydı ancak yer yüzünde görülmeyen bir katı daha vardı. Alt katının açıldığı kapı, normal giriş kapısının arkasındaki sokaktaydı. Çok kullanışlı ve tam işlerine göre bir şeydi.
West'e "Benim yanımda durmak zorunda hissetme kendini," demesine rağmen onunla gelmek istemişti.
Yeni evlerine geçtikten sonra, Nastya Hacker Cumhuriyeti'ne girdi.
"Oo kimleri görüyoruz," dedi Darksoon.
Nastya, "Acaba.." diye cevap verdi.
"Bilin bakalım hangi iki hacker yan yana?" diye sordu West.
"Ciddi olamazsın," dedi Pretty.
"Burnum biraz boka batmış olabilir, bana yardım etmenizi istiyorum." dedi Nastya.
"Yapabileceğimiz bir şey varsa, biz buradayız," dedi Truelaod.
"İsviçre'de bıraktığım bilgisayarıma girebilir misiniz? Sorun şu ki, bilgisayar şu anda kapalı olabilir."
"Oldu bil,"dedi Jozerke.
West bilgisayardan başını kaldırıp Nastya'ya baktı. Kız da ona bakıp sus işareti yaptı.
"En son Leonardo diye birinin bilgisayarına girmiştim, onun kim olduğu hakkında bana biraz bilgi gerek."
West "Ben de yapabilirdim," dedi.
Birbirinden uzak ve ikisinin de kucağında bilgisayar olan iki kişiye baktı diğerleri. "Yan yana konuşabilirsiniz, sesinizi kullanın,"dedi Çağrı. Güldüler.
Nastya West'e bir bakış atıp önüne eğildi tekrar.
Çağrı ve Kıvanç'ı ayırabiliyordu. Biri diğerinden daha gevezeydi ve Çağrı'nın burnunun sağ tarafında çok küçük bir ben vardı. Belki o bile farkında değildi bunun, gerçekten küçüktü.
"Sen neler yapıyorsun?" dedi Kıvanç Jiyan'a hitaben.
"Ailesinden kaçan serseri kızı oynuyorum," İki eliyle tuttuğu fincandan kahvesini yudumlarken. Haruki ve Jiyan yanyana masanın bir tarafında ikizler diğer tarafındaydılar. Hala çok fazla kaynaşmış sayılmazlardı, aralarındaki en sessizi ve bu konulara uzağı Haruki'ydi. Onunun için endişeleniyordu Jiyan ve bu konuya nasıl dahil olduğunu merak ediyordu.
Jiyan oturduğu yerden kalktı, dış kapıya doğru yürüdü, Nastya ona baktı "Oturmaktan canım sıkıldı biraz idman yapacağım."
Nastya tekrar gözlerini bilgisayara indirdi. İkizler de onun peşinden çıktılar. İkizlerin gitmesinden iki saniye geçmeden Jiyan geri gelip olduğu yerden kımıldamamış olan Haruki'ye seslendi. ésen de gelsene?"
Haruki ayaklandı.
Evin geniş bahçesi vardı. Hava serindi. "Dövüşmeyi biliyor musun?" diye sordu Jiyan Haruki'ye. Başını iki yana salladı.
"Ne yapacağımıza karar verene kadar sana dövüş eğitimi vermeye karar verdim," dedi Jiyan ufak esneme hareketleri yaparak.
"Neden?" diye sordu Haruki.
"Ne zaman ihtiyaç duyacağın belli olmaz," olduğu yerde zıplamaya devam ederek.
İkizler on beşindeymiş gibi dövüşmeye çalışan adama bakıp güldüler. Onlardan biraz uzaklaşıp karşılıklı birbirlerine yumruklarını kaldırdılar. Yapacak daha iyi işleri yoktu.
"Geldiğimizden beridir hiç o kızla konuştun mu?" dedi Çağrı kardeşine sol kroşe yollarken. On dakika ile onun abisiydi. Ailelerinin tek çocuklarıydı. Yani anne ve babasına kalsaydı sadece Çağrı olacaktı ve fazlası olmayacaktı, parasal güçleri yetmeyeceğinden değil sadece çocuk istemediklerinden. İçgüdüsel olarak türlerinin devam ettirmek istediklerinden Çağrı'yı yapmaya karar vermişlerdi diye düşünüyordu. Bir de sürpriz olan Kıvanç. Annesi doğru zamanda Yunan'dan göçen bir göçmendi, babasıysa İzmir'liydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
internet faresi
Mystery / ThrillerBazen, kazanmak için cüsseye değil, zekaya ihtiyacınız vardır.