İnternet Faresi Bölüm 1

126 7 0
                                    

Eğer hayatta her istediğimiz şey istediğimiz gibi olsaydı gerçekten de yaşanabilir bir yer olur muydu bu dünya?

  Bir insan mesela, dünyanın sahibi olmak isteyince direk olsaydı daha mı güzel olurdu? Peki, onun dışında isteyen milyonlarca kişi ne olacaktı düşündünüz mü hiç?

  Ya da bir insan dünyanın sahibi olmak isteyip bunun için hayatı boyunca çalışıp sonunda elde edince, diğer isteyen milyonlarca kişi laf edebilir miydi?

  Öyle yan gelip yatmakla olmuyor bu işler.

  Düşüncelerinden sıyrılan Nastya, yan gelip yattığını fark edince buruk bir şekilde gülümseyip doğruldu. Elini kıvırcık saçlarından geçirip kendine meyve suyu doldurdu. Buzdolabının kapısının açılma sesini duyan kedisi hemen Nastya'nın bacaklarına  dolanıp acıktığını belli eden mırıltılar çıkartıp, ona şirinlikler yapıyordu. Kedisinin kabına mamasını doldurup bilgisayarının başına döndü.

  Nastya,annesi ve üvey kardeşinin aksine kısa, çelimsizdi. Rus kökenli olmasına rağmen tüm erkeklerin ağzını sulandıran 'mükemmel, uzun bacaklı, seksi Rus' değildi. Olmasına da ihtiyacı yoktu zaten.

  Babasız, neredeyse annesiz, komşuların küçümseyen-acıyan bakışları altında, ilkokul öğretmenlerinin onu açık bir hedef olarak görmesinin yanında onlar tarafından hem bedensel hem de zihinsel tacize maruz kalarak ve herkes tarafından dışlamanın yanında getirdiği sessizlik artı asosyallik vardı. Bundan şikayetçi değildi. Böylelikle kimseye karşı iki yüzlü olmamış olacaktı. Yarı meczup yarı muptezel Çernevski her zaman "Başkalarının yanında iki kişi olursun; birincisi onlar için olduğun kişi, ikincisi ise onlar için olduğun kişiye acıyan kişi." derdi. Haklıydı, meczup olduğu için o da dışlanmış olsa da, kimsesiz ve çoğu zaman yiyecek bir şey bulamamaktan muzdarip kişiliğin söyledikleri, toplumun tam ortasında yer alan ve 'herkes' tarafından sevilen gereksizlerin zırvaladıklarından çok daha haklıydı.

  Nastya annesinin mesleğini-orospuluk- hiçbir zaman önemsememişti. Annesinin mesleği yüzünden maruz kaldıkları laflara da hiçbir zaman aldırmamıştı. Çoğu zaman 'yardımsever' komşuların yemek adı altında gönderdikleri kırıntılarla beslenirdi.

  Annesinin müşterilerinden birisinin döllerinden meydana gelmişti. Kim olduğunu annesi bile bilmiyordu. Nastya'nın babasının yine kim olduğu bilinmediği üvey kardeşi vardı. Ariana Nastya'dan tamamen farklıydı. Turuncu saçları, beyaz teni, yeşil ile duman rengi arasında gidip gelen gözleriyle tam anlamıyla tüm erkeklerin ağzını sulandıran 'mükemmel, uzun bacaklı, seksi Rus' tu. Üstelik Ariana, üzüntülerini bastırmanın yolunu kendisi gibi sessiz kalarak değil, toplum içinden biri olarak başka bir deyimle 'popüler' olarak bulmuştu.

  Nastya, kıvrak zekası sayesinde Rusya'dan kaçıp İsvicre'ye sığınmıştı. Arkasında bıraktığı kardeşi için hiçbir zaman üzülmemişti.

  Buraya ilk geldiğinde annesi gibi orospu olacağını düşünmüş sonra bu düşüncesi yüzünden kendisine Kızmıştı. Ilk önce kendisine bilgisayar tamir dükkanında temizlikçi olarak iş bulmuştu. Dükkanın sahibi Stieg, ona hiçbir cinsel istismarda bulunmamış, aksine oldukça dostane bir şekilde davranmıştı.

  İşe alınmasının ikinci ayında Stieg'in bir işi çıkmış, iki aydır herhangi bir kötü huyunu görmediği kıza dükkanını emanet etmekten çekinmemişti. Bunun üzerine sevinen Nastya, o gün daha özenli olmuştu. Günün sonlarına doğru getirilen bilgisayarı görünce ağzının suları akan Nastya'nın bilgisayarı açmamak için büyük çaba sarf etmesi gerekmişti. Ancak yine de kendine engel olmayan Nastya bilgisayarı açıp şöyle bir göz atmıştı. Stieg'den öğrendiği birkaç şey dışında hiçbir bilgisi olmayan, lise diploması bile bulunmayan kızın bilgisayarın sadece birkaç 'mizah anlayışı fazlasıyla gelişmiş ahmaklar' tarafından hacklendiğini anlaması uzun sürmemişti. Kalıcı bir şekilde o ahmakları temizlemişti. Böyle bir bilgisayara sahip olan birinin sadece hacklendiği için tamire getirmesine şaşırıyordu.

  Daha bilgisayarı kapatmadan Stieg gelmiş, sakinliğini koruyarak kıza ne yaptığını sormuş içinden de salak gibi bu kıza güvendiği için kendine küfretmişti. Bir an için korkan Nastya, kekeleyerek Stieg'e olanları anlatmış ve özür dilemişti. Kızın söyledikleri karşısında bir an için lise diploması bile olmayan kızın sadece bilgisayarı açıp birkaç şey yaparak virüslerden kurtulduğunu düşündüğünü sanmış, sesini çıkarmamıştı. Ancak bilgisayarın geçmişine bakınca kızın yalan söylemediğini anlamış, ağzı kocaman Açılmıştı. Kızın zekasına aşık olan Stieg, neden daha önce onu bir bilgisayarın karşısına geçirmediği için üzülmüştü. Hemen kıza birkaç iş verip "Sana bir şeyler öğretme zahmetinde bulunmayacağı m. Sanırım benim senden öğreneceklerim olacak." diyerek histerik bir kahkaha atmıştı. Böylelikle İsviçre'nin sayılı hackerlerinden olan qiest mahdseler'i yaratmış oldu. Ancak ikisi de o zamanlar bunun farkında değildi..

internet faresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin