69
Çınar gülümsedi seslice "Sevdiğim kadın, hayatımın anlamı, sensiz alacağım her nefes günahken, seninle her aldığım nefes sevaptır bana. Senden sonra öğrendi bu adam her şeyi. Erkeğin, tamamiyle sana ait olduğunda her şeyin daha güzel olacağına emin oldu. Toprak...Bana bir kez daha herkes önünde evet der misin?"
Genç kadın gözleri dolu bir şekilde etrafına baktı. Herkes evet demesi için gülümser gibiydi. "Hadi Toprak biz ne zamandır bu anı bekliyoruz. Hayır mı diyeceksin ne duruyorsun kızım." Diye sessizce söylendi Havva. Toprak ona bakıp tüm nefesini içine çekti, tekrar etrafına baktı ve içindeki sesi tutamayarak ağlamak üzere sesler döküldü dudaklarından bu sıra kocasına bakıyordu "Evet. Seninle sonsuza denk evet."
Alkışlar o an hızla yükselirken Toprak dudaklarını birbirine sıkıca kapamış kocasına bakıyordu. Derin bir nefes verdi Çınar ve karısının elinin üzerinden öpüp ayağa kalktı. Toprak kocasına yaklaştı, genç adam karısının alnına minik bir öpücük bırakıp, gözlerine baktı sol gözünden aşağı inen yaşı öper öpmez kadınının dudaklarına yapıştı. Toprak kocasını öperken sıkı sıkı da sarılıyordu...
Genç kadın dudakları birbirine kapalı bir şekilde sol tarafa koymuş ağzının sağ tarafındaki yumuşak derileri ısırıyordu. Dimdikti Yeşim kendi gibi, başı da. Gördükleri kadar da gerçekte yaşadığı. O bunu bilmiyordu, bir çok davet edilen insan biliyordu fakat Yeşim ve birtakım insanlarda bilmiyordu. Şaşırmış değildi Çınarın romantik olduğunu az çok bilirdi. Az çok bilirdi çünkü o bu romantizmin yarısını bile görmemişti. Aslında onun bir gülüşü bile yetiyordu. Umursamamaya çalıştı. Arda için gelmişti buraya. Yakın arkadaşının dünya evine girişini ve imk kez evet deyişini izlemeye gelmişti oysa. Göreceği ve görmek isteyeceği en son şeyde damat ve gelin evet dedikten sonra dans pistinde Toprak ve Çınarın dans etmesi olacaktı fakat o gördükleriyle buyuk bir sarsıntıya uğradı. Burada daha fazla durabilir miydi ilerleyen zamanlara bağlıydı.
Herkes çiftleri alkışlarkan Çınar Topraktan ricada bulunarak sandalyesine oturmasını istedi. Toprak ve Havva güldüler birbirlerine. İlk önce Havva ve Ardanın nikahını kıymak üzere soruları sormaya başladı nikah memuru. "Siz Havva Hanım Arda Arslan ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Havva gülümseyerek karşısında duran insanlara bakarken babasıyla göz göze geldi. Adam içten gelen bir sakışla başını aşağı eğip tekrar dikti. Genç kız ona uzatılan mikrofona "Evet." Diye bağırınca herkes alkışladı. Ardından Ardaya uzatıldı "Evet, kabul ediyorum." Dedi ve tekrar alkışlar yükseldi. Toprak ve Çınar birbirine bakıp güldüler. Memur imzaları attırtıktan sonra Toprak ve Çınara baktı. "Siz, Toprak ve Çınar ILGAZ. Evliliğinizi tazelemek adına dairemize başvurmuşsunuz, rızasızlık ve bir sorun olmadığına göre evliliğinizi tazelemek adına buradayız. Şahitler önünde buyurun imzalarınızı atın." Toprak ve Çınar imzalarını atarken bir alkış bombardımanı daha gerçekleşti. Çiftler alkışlar eşliğinde dans pistine doğru ilerlediler. " "
"Evlendik şimdi demi?" Diye sordu Havva. "Evet karıcım." Tebessümle konuştu adam. Havva da musmutlu sırıttı adeta.
"Aşkım ben hala şoktayım. Yani konuşamıyorum bile." Kızın sesindeki sızı kocasını gülümsetti. "Gözlerime bakman bile yetiyor." Dedi ve yanağından öptü Toprağın.
Burak yavaşça Yeşimin yanına oturdu. "iyi misin?" Genç kadın odaklanmış derecede sadece Çınar ve Toprağa bakıyordu sadece başını salladı. Genç adam dudaklarını yaladı "Bak istersen dışarı çıkabiliriz. Yada seni eve bırakıyım." Yavaşça Burağa döndü Yeşim "Ben 3 yılı aşkın Çınarın ne kızlarla yediği naneleri biliyordum..gördüm..Şimdi..Benden sonra evli olduğu ki ilk önce ondan bir çocuk peydahlayıp da sonra aşığım aşığım dediği bir sürtükle neler yaptığını görüp canım acıyacak. Benim, canım bu mı acıyacak yani? Ya da burayı yerle bir edip gideceğim..? Burak gözlerini devirdi "Kör olma artık senin sürtük diye andığın kız tek Çınara ait oldu bunu hepimiz biliyoruz ve es geçemeyeceğin şey ikisinin de birbirine deli divane olduğudur. Üzgünüm ama Yeşim artık bu gerçekleri gör. Çınar, bu kızı seni dahi çok sevdiği, aşık olmadığı kadar, farklı görüyor. Baksana gözlerini hiç ayıramadığı biri o kız. Gözlerinin içi gülüyor çok mutlu. Mutluluklarına o simsiyah gölgeyi kimse düşüremez. Yeşim düşen gözyaşlarına aldırmadan hala Toprak ve Çınara bakıyordu, burnunu çekti "Biliyorum ama vazgeçemiyorum. Bende çekip gidecek güç var mı sanıyorsun?" Sesi oldukça tizdi... Burak arkadaşının kolunu okşadı "Keşke elimden bir şey gelse.." Dansları bittikten sonra yerlerine oturdular. Havva ve Toprak ortaya, eşleri de yanlarına oturdular. Elini hava yapmış yüzüne sallıyordu Toprak "Havva bana nasıl hiçbir şey belli etmezsin." "Bu sürprizi asla ve asla katiyen bozamazdım! Demi Çınar." Derken gülümsüyordu kız. Çınar karısının elini tuttu "Evet sevgilim. Senden gizlemeleri gerekti. Oh be arkadaşlarımızda dünya evine girdiler gel keyfim gel." Rahatlamış halde güldü. Arda başını öne eğip kardeşine baktı "Abi valla oldu he bu iş." Çınar hasince başını salladı. "Ben bir lavaboya gidip geleyim." Toprak başını salladı "Tamam sevgilim."
Genç adam giyinme odasının oraya kadar ilerleyecekti. Düğün alanıyla da arası vardı. Yeşim onu görünce Burağa baktı "Ben bir Çınarın yanına gidip geliyorum." Kızın elini tuttu "Saçmalama otur şuraya." Yeşim elinin tersiyle kimseye belli etmeden göz yaşını sildi "Hemen geleceğim."
Dedi ve gitti.
Çınar lavabodan çıkınca Yeşimi karşısında gördü. Nefesini verirken etrafına bakındı. "Neden buradasın? İlk düğünümde de de gelmiştin ama beni hiçbir şekilde vazgeçiremedin yine vazge-" Konuşmasını tamamlayamadan şaşkın bir halde kendini toparlamaya çalışırken, dudaklarında Yeşimin parmaklarını hissetti. Bu Çınarı yeterince susturmuştu.. "Vazgeçmeyeceğini bildiğim bir şeyden bahsetmeyeceğim zaten." Sessizce konuştu ve parmaklarını Çınarın teninden cekti. Genç adam kızın yaşlı gözlerine bakıyordu "Canın mı yanıyor? Daha geçen gün benim canımı yakmaktan bahsediyordun.." Yanlarına başını salladı kız gözyaşları durmadan akıyordu "Yapamam. Sen bu kadar mutluyken üzemem seni. Ben zaten hiçbir zaman seni üzmek istemedim." Çınar kaşlarını cattı "Geçmişten bahsetme." Yeşim başını salladı "Çok kötüyüm. Ben sana layık olamadım. Canımın acısı geçmek bilmiyor. Senden sonra kimseyle olamadım Çınar. Gençken yaptığım tek bir hata yüzünden beni hiçe saydın. Yokmuşum gibi, yaşanmışlıkları da unuttun. Oysa ben bunu istemedim. Hiç ister miydim böyle olsun, senden ayrılayım diye. Her şey Levent yüzündendi beni tuzağa düşürdü." Bunlardan bahsederken başını yere eğdi. Utanıyordu hem de fazlasıyla. Çınar ise duyduğu adamın ismiyle nefes alamadı. Alamıyordu, dişleri sinirden birbiri üstüne çıkmış kaşları da çatıktı. "Geçmişden bahsetme dedim sana!" Diye fısıldadı Çınar ama sesi oldukca sinirliydi. "Beni bilerek sarhoş edip yatağına attı. Üstelik aptal herif psikopatın tekiydi. Bana aşık olduğunu söyleyip seninle aramda hiçbir şey olmaması için her şeyi yapacağını söylüyordu. Sende biliyorsun zaten o koluna bağladığı şeylere bağımlıydı, içkicinin tekiydi. Sinirlendiğinde zıvanadan çıkıyordu. Bunların bir önemi yok biliyorum..."
Aralarında çok az bir mesafe vardı Çınara bir adım daha atıp ellerini onun caketine koyup başını sert kaslı göğsüne yasladı adamın. Ve tekrar konuşmaya başladı "Ama ben seni isteyerek aldatmadım. Yemin ederim. Tek bir hataydı o. Her şey bir gece de olup bitti ve bir daha asla olmadı. Olmayacakta kimseyle...Affet beni Çınar ne olur affet."
Çenesinin altından doğru yıllardır tanıdığı bir beden vardı. Ellerinin arasındaydı o tenin kadını. Ama onu hissedecek hiçbir şeyi bulamıyordu kendinde. Başı gökyüzüne doğru kalkmıştı. Kocaman sessizliğin ardından geriye kalan tek şey kızın hıçkırıklarıydı. Sinirden titreyen elleri kızın kollarına gitti tek söylediği şey "Ağlama Yeşim." Oldu. Ve daha da bir şey diyemedi. Yavaşça başını kaldırdı Yeşim. Göz göze geldiklerinde bir adım geriye gitti Çınar. Arkasındaki duvara yaslanınca kendini rahatladı hissetti. Yeşimde ona yaklaştı. Çınar tekrar kızgın gözlerle ona bakarken ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu. "Uzak dur benden Yeşim." Başını salladı kadın "Elbette." Çınar gözleri doluca "Ben hayatımda tek bir hata yaptım o da Topraktan sonra seninle birlikte olmamdı. Vicdan azabı çekiyorum. Toprağa söylersem..ne olacağını bilmiyorum. Ama korkuyorum çünkü bana çok güveniyor. Çok seviyor. Aptallık yaptım benim gibi bi herife karşı güven sağladım ona, eğer şimdi seninle birlikte olduğumu duyarsa yıkılır. O yıkılırsa ben ölürüm. Daha ayağa kalkamam. Bir yıkıntı daha yaşayamam. Toprağı kaybedersem ben...ben biterim. Onsuz yaşayamam. Çok güveniyor bana lanet olsun ona o kadar çok güven sağladığım için nefret ediyorum kendimden. Güvenini kaybetmek istemiyorum..." Sözlerini tamamlayamadan karşısındaki kadın "şiiit. Çınar. Çınar." Dedi ve dudaklarını yaladı "Ben senin gözyaşlarının akmasına dayanabilir miyim hiç? Asla. Asla hiçbir şey söylemeyeceğim ona. Sen mutlu ol...mutlu..." Genç kadın hızla arkasını dönüp yürümeye başladı "Yeşim. Yeşim dur." Diye seslendi Çınar ama o hala yürüyordu, adam koşarak gitti ve kızın kolundan tutup kendine çevirdi "Gerçekten mi? He Yeşim söylemez misin gerçekten?" Bir umut bakışları Yeşimin kalbini parçaladı. Başka bir kadının canı yanmaması için mi konuşuyordu bu adam? Evet aynen öyle. Acıyan gözleri kapandı ve açıldı Yeşimin "Sen rahat ol. Mutluluğuna devam et. Ama unutma ben kötü sonu hak etmedim. Senin gibi iyi bir son...mutlu ol çok mutlu..."
Dedi ve koşarak uzaklaştı adamın yanından. İçi bir nebze olsun rahatlamıştı Çınarın. Tam olarak hiçbir zaman rahat etmeyecekti içi çünkü onunla bir gece geçirmişti. Öyle olmasa da böyle biliyordu Çınar.
Kendini toparlamak için çıktığı yere tekrar girip elini yüzünü yıkadı genç adam. On dakikadır fazladır burada. Merak etmişlerdir. Derin bir nefes verip uzaklaştı oradan. Düğün alanına geldiğinde karısının yanına oturdu. Gözleri misafirlerin ağırlandığı tarafta Yeşimi arıyordu, gitmiş olmalıydı gözükmüyordu çünkü. Neyse. Karısına döndü ve göz göze geldiler. Toprağın en son üçüncü kez 'nerdeydin kaç dakikadır Çınar?' dediğini ilk kezmiş gibi sakince "Geldim aşkım sekreter aradı da." Dedi. "Sen iyi misin, bir şey mi oldu sevgilim?" Diye sordu kız. "Yo bebeğim iyiyim."
Düğün bittiğinde, hava kendini yavaştan karanlığa bırakıyordu..Çiftleri tebrik ederek konuklar tek tek gittiler. Aileleri kalmıştı. Toprağın annesi yanına geldi kızın ve sıkıca birbirlerine sarıldılar "Tekrardan hayırlı uğurlu olsun kızım. İnşallah her şey yolunda olur." Ayrılırken gülümsedi Toprak "Teşekkür ederim annecim. Her şey için. İyi ki varsın." "Kocanın sürprizini beğendin mi kızım?" Derken araya girmek için sordu babası. Toprak gülerek ona yaklaştı ve ellerini tuttu "Beğenmez miyim babacım, sanki hala rüyadayım. Hayal gibi bu." Diyince Toprak sol tarafta duran kocası sıkıca belini kavradı "Eh benim mutluluğum sensin olacak o kadar, demi baba?" Diye güldü ve kayınpederine döndü. İkbal hanım ve Necip beyler geldi "Ne kadar mutlu oldum bir bilseniz. Sizi böyle gülerken gülmek çok güzel. Hep mutlu kalın yavrularım." Derken elleri oğlunun ve gelinin yanaklarını okşadı. "Teşekkür ederiz annecim." Kayınvalidesinin yanağında bulunan elini tuttu. Süleyman bey daire kurmuş kocaman ailesine gülerek bakıyordu "Hepinize tekrardan hayırlı olsun çocuklar." Genç çiftler bir ağızdan 'teşekkür etti.' Rabia hanım kızının kolundan çıktı "Yola şimdi mi çıkıyorsunuz?" Çınar saatine baktı "Evet çıkalım. Geceye orada olacağız." Toprak kocasının kanadı altından başını öne uzattı "Nereye?" Arda "Sapanca'ya." Havva "Ah işte her şey planladığımız gibi Toprak." Orada ince bir hatırlatma yaptı kız. Toprak güldü "Ay inanamıyorum ya. Siz ciddi ciddi bunları önceden planlamışsınız. Birde Çınar beyin bana "işler yoğun sonra başbaşa gideriz demesi yok muydu." "Neyse ya vedalaştık gidelim artık." Herkes tekrar birbirini öperken Çınar Toprağın kulağına kadar getirdi dudaklarını "Bu gece için biraz fazla sabırsızımda." Sessizce dediğini sadece Toprağın duyduğuna emindi. Genç kadın kocaman bir mutlulukla kocasının yüzünü avuçladı "İnan bende aşkım." Sultan hanım "Trafik vardır şimdi çocuklar hadi gidin artık." Son kez görüşeceklermiş gibi kadınlar sıkı sıkıya sarılıyorlardı anne ve babalarına. Çınarın arabasıyla yola çıktılar. "Aa. elbise işini hallettiniz mi bari?" Diye sordu Toprak. "Her şey bagajda hayatım." Diyince kocası, gülümsedi Toprak.
>>>
Otel rezervasyonu birkaç gün önceden Arda tarafindan yaptırılmıştı. Geldiklerinde odalarına çıktılar. "Hayırdır utandırnadın bizimkileri bu gece icin." Derken alayla güldü Toprak. Genç adam karısını bir anda kendine cekip kolları arasına aldı ve gözlerinin içine bakarken "şimdi onlarla uğraşmak istemiyorum. Günümü özelleştiren kadınımı hissetmek istiyorum çünkü..sonra kollarım arasında huzurla uyusun..." Dedi ve onun dudaklarını dudakları arasına aldı. Genç kadın bir anda duraksadı. >>> Odaya geldiklerinden beri -bilmem kaç dakikadır- durmaksızın öpüşüyorlardı. Genç adamın elleri karısının geliginin fermuarını açıyordu... >> Çınar geriye doğru adım attı, karısının ıslak yanakları azda olsa kendisini şaşırtmıştı. "Sevgilim iyi misin?" Diye sormadan edemedi. Toprak yutkunup kocasına bir adım yaklaştı " Çınar ben hala çok şaşkınım o anı aklimdan çıkaramıyorum..herkesin önünde..çok şaşırdım..yani konuşamıyorum bile..." Sesi varla yok arası çıkarken genç adam daha fazla dayanamayarak karısının kollarını tuttu. "Meleğim, her şeyim ne olur ağlama kıyabilir miyim ben sana hiç? Küçük bir sürpriz yapmak istedim o kadar." Toprak yanağına düşen gözyaşını silip "senin küçük bir sürpriz dediğin benim aklımı başımdan alıp gitti. Kalbimin en güzel yeri..yani senin sayende güzel olan bu kalp dahada çok attı. Çınar sen bunu nasıl başarıyorsun bilmiyorum ama beni her geçen gün daha aşık ediyorsun kendine...Çınar seni çok seviyorum. Hem de düşünemeyeceğin kadar çok..." dedi ve adamın başını sallamasiyla konuşacağını anladı. Genç adam boğazını söyle bir temizledi ve "Ama ne kadar cok sevildiğimi ben..." Dedi ve elini karısının sol göğsü uzerine, kalbine koydu "buranda hissediyorum ve bu yüzden seni çok seviyorum." Toprak masumiyetle gülümseyerek elini kocasının yanağına koyup okşayamaya başladı "Daha önce hiç kimse tarafindan böylesine hoş görülmedim. Kimse beni bana bu kadar özel hissettirmedi..." Çınarın aklına ilk olarak Toprağın geçmesinde tanıdığı eski nişanlısı olan adam aklına gelmişti ki o düşünceler biranda aklindan silindi ve Toprağın dudaklarını öpme isteğiyle dolup taştı içi. Bu eylemi o anda gerçekleştirmekten yeterince mutluluk duyarken karısını arkasındaki yatağa, öpüşürken atıverdi... Sabahın ilk ışıkları mutlulukla açtı Havva gözlerini. Gülümseyerek sağ tarafina baktı. Yanındaki adam...Her şeyiydi onun. Mutluluğu, hüznü , sevdiği, aşık olduğu adamdı ve en önemli varlığını, kadınlığını hissettiren emanetini dün gece sevdiği adama teslim ettiği ve ona bu kadar aşıkken ona sahip olmayı kazandığı için kendiyle bir kez daha gurur duydu. Mutluydu hem de fazlasıyla hatta belki de kendini hiçbir zaman bu kadat mutlu hissetmemişti. Elleriyle adamın tenini sarip tekrar uykuya bıraktı kendini...
>> Kahvaltı yapmak için gölün kenarına doğru el ele yürüyordu Toprak ve Çınar "Kendimi çok tuhaf hissediyorum." Dedi ve kocasının şaşkınca kendisine bakmasını sağlamış oldu. "Neden" çok geçmeden de sorusunu aldı. "Dün gece sanki bir ilki gerçekleştirmiş gibiydikte ondan." Dedi ve kocasını ister istemez güldürdü "Böyle hissetmiş olmana sevindim. Bana da böyle hissettirmen ayri bir güzeldi..Eh tabii bunda biraz artık koruyucu kullanmamaninda sebebi vat hanımefendi." Toprak başını sallayinca tekrar güldü ve onu kolu altına alip Havva ve Arda'nın bulunduğu masaya doğru ilerledi... >> Kahvaltıdan sonra çiftler Sapanca gölünün etrafinda gezintiye çıktılar. Eğlenceli zaman öldürüyorlardı aslında. Hem yürüyüş yapıyorlardi hem de komik anılarını anlatıp anlatıp gülüyorlardı. >>>
Birkaç gün Sapanca tatili hepsine çok iyi geldi. Bol bir enerjiyle döndüler evlerine. Arda ve Havva evlerine ilk kez geldiklerinden bir çekingenlik duygusuyla savaş veriyorlardi elbette yavaş yavaş yenecekleri bir duyguydu bu.
○ Yaklaşık yirmi iki gün geçti aradan. Toprak günlerdir stres içindeydi. Bugün Havva ve Arda geldi. Mutfakta kahve yaparken konuşmaya başladı Havva "çatladım Toprak neyin var böyle anlayamadım?" Toprak daha fazla içinde tutamadi "benim regl dönemimin üzerinden beş buçuk gün geçti Havva. Sapancaya gittik geldik ya mevsik degisikliğinde ileriye atti sandım ama bir yandan da ya hamileysem..." Daha sözlerini tamamlayamadan Havva çığlığı bastı "ne ci..." Genç kadın arkadaşının ağzını kapatti bu sıra "Havva delirdin mi Çınarlar duysun mu istiyorsun?!" Toprağın elini ağzından cekti kadın "hani koruyucu kullanıyordun.?" "Bıraktım Çınarın rızasıyla benim test yapmam lazım Havva çık al gel ben şuan adım atamam yürüyecek kadar güçlü hissetmiyorum kendimi." Deyince gözlerini kisti Havva "Nasil çıkarım , ne diyeceğim bizimkilere?" Gözlerini devirdi Toprak "Bişeyler uydur benim bekleyecek vaktim yok ve tek sen yardim edersin bana."
Havva başını sallar sallamaz salona geçti. "Aşkım benim bir markete kadar gitmem gerek bişey almam lazım." Dedi genç kadın. Arda "ne alicaksin bebeğim?" Deyince bakışları üstünde olan Çınarı 'ayıp erkeğin yanında nasil diyeyim" bakışıyla, gözlerini kaçırttırdı ve Arda da hemen anladi "Ha tamam sevgilim git gel sen." Dedi ve sanki karısı regl olmuşta ped almaya gidiyormuş gibi yol aldı... Yarım saat sonra Arda'nın telefonu çaldı. Kısa bir konuşmadan sonra Çınara baktı "Abi ben kaçıyorum, şirkete gitmem gerek Havva burda kalacağını Toprağı çok özlediğini söylemişti o yüzden eve döneceğini sanmam bu gece muhakkak buradadır." "Tamam kardeşim sen git işine." Dedi Çınar ve kardeşini uğurlamak icin ayaklandı beraber kapıya kadar gidip orada vedalastilar. Çınar kapıyı kapatıp içeri girdiği sıra Havva geldi "Sevgilim ben şirkete gidiyorum bu gece burdasın değil mi?" Diye sordu Arda. "Evet aynen öyle aşkım." Deyince Havva, Genç adam gülümseyerek elini karısının beline doladı "Hem zaten bu gece oynaşamazdık sırf bu yüzden kalmana izin veriyorum ona göre." Dedi eglenceli bir şekilde gülerken. Havva gülerken durumu anlatacaktı ama Arda'nın kardeşine söylememesini istese de söylerdi bu yüzden vazgeçti ve "haklısın sevgilim." Dedi vr hemencecik kocasını öpüp yolculadı. Havva gelir gelmez odaya Toprağın yanına çıktı. "Aldın mı?" Diye sordu Toprak hemen. "Evet evey hadi hemen yap şunu sen gir lavaboya ben bekliyorum seni." Toprak gözlerini açtı "burada olmaz bi aşağı kata inelim Çınar her an odaya gelir zaten o kesinlikle anlar." Dedi Toprak bir hayli telaşla. "Tamam tamam sakin ol bebeği düşürürsün" derken alayla konuştu Havva. Toprak kaşlarını çattı "seni burada bi boğazlarım şimdi görürsün dalga gecmeyi." Havva gülmemeye çalıştı "Tamam tamam hadi inelim." Deyince Toprak önden kendisi arkadan, sessizce aşağıya inip banyoya girdiler. Havanın sayımına göre Toprak tamı tamına '19 dakika' sonra lavabodan çıktı test aletini sinirle yere fırlattı "Hamile misin?" Sorusuyla afalladi Toprak. Kendine hakim olamayarak sesini yukseltti "Öyle gerizekalıca bişey almışsın ki alet bozuk çıktı." Der demez banyodan çıktığı gibi tekrar yukarı çıktı ve odasına girdi Havva da peşinden odaya girdi ve kızın yanına oturdu "Özür dilerim Toprak nerden bilebilirdim bozuk olacağını ilk kez aldim." Dedi morali bozuk bir havada. Arkadaşının elini sıkıca tuttu Toprak "Asıl ben özür dilerim dilerim sinirlerim cok bozuk. Zaten testte ne çıksa inanmayacaktim ki. Neyse benim bir doktorumla konuşmam lazım." Dedi ve sinirden ağlar hale gelmis bi denle akan gözyaşını silmişti ve hemen Merti aramaya koyuldu. "Mert nasılsın?" "Iyiyim Toprak'çım sen nasılsın?" "Iyiyim." "Sesin pek öyle gelmiyor ama..." dedi iğneleyici bir sesle. Toprak gözlerini devirdi "Hem de hiç değilim çıldırıcam Mert. Reglim beş günü aşkın askıda. Lütfen bana tekrar yalancı hamilelik deme patlarım sinirden. Hamile kaldım galiba ben nasil anlayacağım biran önce öğrenmem lazım." Dedi sesi oldukça tedirgindi. Mert derin bir nefes aldi "Toprakçım önce bir sakin ol ve bana en son yaptığın aktiviteleri, gittiğin tatil yerini, önceki adet döneminin üzerinden kac gün geçtiğini bir anlatır mısın?" Toprak tek tek her şeyi anlatti Doktor arkadaşına... "Hıh aferin sana bak isteyince nasılda sakin oluyormuş insan. Şimdi ben konuşayım. Canım reglinin üstünden bes buçuk günün geçmesi bir şeyi ifade etmiyorum. Bir hafta ileriye de atar geriye de. Ayrıca mevsim değişikliği bu konularda başrolde oynar kendini kasma..." Mertin konuşması bitmeden araya girdi Toprak "Ama ben yine de hastaneye gelip test yaptırmak istiyorum. Tek sana guvenebilirim Mert." Dedi yorgun bir sesle. "Tamam o halde ben iki güne tatilden dönüyorum geldiğimde hallederiz olur mu?" Deyince Toprak içinden ofladı "Peki tamam teşekkürler." Dedi ve telefonu kapatti, Havva "ne dedi?" Dediği sıra Çınar içeri girdi karısını solgun bir yüzle görünce şaşırdı "Aa ne oldu sana neyin var senin?" Dedi. "Hiç bişey aşkım gelsene oturalim." Dedi lafi degistirmek amaçlı. Genç adam karısının yanına oturdu ve elini tuttu "var bişey vaar. Ben senin gözlerinden anlarım." Deyince Toprak gülümsedi. "Biraz yorgunum ben uyuyabilir miyim?" Çınar üstelemekte fayda göremedi "Peki" dedi ve odadan çıktı peşinden de Havva çıktı. "Neyi var Toprağın?" Diye sormadan edemedi Çınar. "Hiç bişey. Yok bişey dedi ya." Derken geçici konuştuğunu anladi Çınar "Havva karımı senin kadar iyi tanıyorum var bişey." "Biliyorum Çınar uyaninca kendisine sor. Bana da hicbir şey demedi çünkü." Dedi ve bahceye çıktı.
Akşamı sessiz sedasız ettiler.
Yeşim saatlerdir odasında hazırlanıyordu. Annesinin yanına indi. "Nereye Yeşim?" "biraz kafamı dinlemek istiyorum tatile çıkacağım. Kafam ne zaman eserse o zaman gelirim." Deyince Zümrüt hanım küplere binmiş halde "ya delirdin mi sen? Tatil yapacakmışta! Sen git Çınarla aranı yap bir." Yeşim gözlerini devirdi "Hiç uğraşamam kimseyle. Ne halini varsa görsün. Başkalarının arkasından sürüklenmeme ne kadarda meraklısın sen böyle? Sıkıldım. Bana ne Çınardan. Anlıyor musun. ;Sende beni hiçbir şeye zorlayamazsın." Deyip açtığı yalının kapısını çarparak gitti. Zümrüt "aptal." Dedi kısın ardından. "senin umurunda değilse benim hiç değildir." Deyip salona geçti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Aşkı Sende Buldum
Romance2011 yılında yazdığım ve hala okuyanlarla birlikte yoluma devam ettiğim Ben Aşkı Sende Buldum adli hikayemi wattpad de paylaşmaya karar verdim. Lale Devri dizisinin basrol oyuncularına duyduğum hayranlıkla baslamistir hikaye yazmam.