83.BÖLÜMHavva ve Arda arabadan inerken Çınar'da arabasını park etmişti.
Arda "Gelmişsin." Derken Kardeşine doğru yürüyordu.
"Evet sonunda. Neyse ki yetiştim size, ben duşa girip çıkana kadar beklersiniz beni." Havva yanlarına gelince göz kırptı Çınar "Hadi içeri geçelim."
Bahçeye girdiklerinde hepsinin kulağını bir ağlama sesi sarıyordu, Çınarda, Havva da bu sesin kime ait olduklarını iyi bildiklerinden aralarında kısa bir bakışma geçti ve sonra Çınar koşarak açık kapıdan içeri daldı "Toprak?" Başını yere eğdiğinde karısını oturmuş ağlıyor halde görünce gözleri karardı, neden ağlıyordu? Eğildiği gibi kızın saçlarına dokunmaya başladı "Aşkım ne oldu sana?"
Havva ve Arda içeri girince donup kaldılar. Toprak ise Çınarın sesini duyunca dahada ağlamaya devam etti. Bu sesi artık duymak istemiyordu.
Çınar ona bir şey olmasından korkuyordu, aklına bin türlü şey gelmeye başladı. Elleri yanlarındaydı ama kızı sarmak istedi, dokunup onu sakinleştirmek istiyordu..elleriyle kızın saçlarını okşayıp kollarına dokunduğunda ondan bir fısıltı duydu ne demişti? Dokunma, mı?
Havva yere baktığında fotoğraf kareleri görünce o da eğildi ve fotoğrafları ilk göz ardı etmeyen o oldu, üzüntüden bayılacak gibi oldu. Bu Çınardı? Peki ya yanındaki? "Arda şunlara bak." Genç adam karısına doğru eğildiğinde Çınarda ne olduğunu merak edip başını çevirdi, ama sonra tamamen döndü Havvanın elinden fotoğrafları alırken ölmek istedi. Allah kahretsin Yeşim Allah kahretsin seni! Ne diyecekti? Nasıl toparlayacaktı? Elinde olmadan "Yeşim!" Diye öyle bir yakardı ki Toprak bile o haykırışla susup kalmıştı. Havva yutkunarak ayağa kalktı, Arda da onun peşine ayağa kalkıp kollarından tuttu "Iyi misin?" Havva'dan bir tepki alamadı. Kız şok olmuştu. Ah. Hayır. Çınar eski nişanlısıyla mı aldattı Toprağı?
Çınarın sinirden damarları fırlamış, suratı kızarmaya dönmüştü elindeki fotoğrafları fırlatıp dizlerinin üstünde karısına döndü "Toprak."
Toprak ses vermiyordu sessiz sessiz ağlıyordu. "Toprak bana bak." Dedi kocası. Sesi fazlasıyla sinirliydi.
"Toprak bak bana." Çınarın gözünden bir yaş süzülürken kızın başını kaldırmaya çalıştı ama Toprak kendini geri çekip "Dokunma bana." Diye bağırdı. Başını kaldırıp ona bakmaya gücü yoktu...
Çınar tamam der gibi ellerini havaya kaldırdı. Titriyorlardı. Elleri çok fazla titriyordu, neydendi bu? Kaybetme korkusu mu? Öfke mi?
"Toprak." Dedi içten gelen bir sesle, nefes alamıyordu. Ne diyecekti şimdi karısına. "Toprak n'olur bana bak." Bu bir yakarıştı, "Toprak yalvarırım. Lütfen. Lütfen anlatayım dinle beni."
Toprak gözyaşları içinde başını kaldırdı "Anlatılacak bir şey var yani?" Ağlamaklı bir sesle "Hayır. Seni dinlemeyeceğim, bu defa hayır." Diye soludu.
Çınar yaslanmış gözlerini kapatıp burnunu çekti "Anlatmama izin ver, göründüğü gibi değil."
Toprak başını olumsuz manada sallıyordu yavaşça ayağa kalkmak istedi ama Çınar omuzlarını tutunca durdu "Beni dinle lütfen."
Toprak bu yakınlıktan rahatsızlık duysa da onun yaşlı gözlerine bakmaya başladı, bunların aynısıydı gözleri; hüzün, acı ve yaralı bir kalp...
"Sakın, sakın bir şey anlatma. Duymak istemiyorum bilmem gerekenleri öğrendim ben."
Çınar "Hayır bak aşkım n'olur ben anlatayım da dinle."
Toprak ona nefretli gözlerle baktı ve ellerini yukarı kaldırıp Çınarın kollarından itti hiçbir şey demeyerek oturduğu yerden zorla kalktı.
Çınarda mahcubiyet içinde kızın peşinden kalktı. Toprak, Havva ile göz göze geldiğinde gözlerinin dolduğunu fark etmişti utanarak gözlerini kaçırdı arkadaşından, tekrar kocasına baktığında adam elinin tersiyle yüzündeki yaşları silmişti. "Peşimden gelme Çınar." Diye fısıldadı.
Ah. Hayır. Çınarın ağlamaktan yeşil rengine bürünen gözleri yuvalarından çıkacakmış gibi büyüyordu "Nereye?"
Toprak gözlerini etrafta gezdirip "Bundan sonrası yok bizim için." Kocasının gözlerine yeniden baktığında bir sinir akımının patladığını hisseder gibi oldu "Hayır. Beni bırakamazsın." Sesi sert çıktı Çınarın. Kızın yanına gidip kollarını avuçladı "Hayır. Bırakmayacaksın beni."
Toprak kendini geri çekmeye çalışsa da başarılı olamadı "Bundan sonra ben yokum. Bırak beni." Diye soludu. Gözyaşları yeniden devreye girmişti.
"Hayır Toprak. Hayır beni böyle bırakamazsın lütfen yapma. Anlatacağım her şeyi lütfen dinle beni."
Toprak sinirli bir halde "Neyi anlatacaksın, beni nasıl kandırdığını mı? Nasıl bir adamsın sen he? Ya sana güvendim ben Çınar. Kötü bir geçmişin olsa da sana güvendim. Çınar bana aşık, bir daha asla yapmazsın sandım. Yetmedim mi sana he?" Diye bağırdı. Gözyaşlarına engel olmakta güçlük çekiyordu "Senin yüzünden kaza geçirdim ben, senin yüzünden hep acı çektim ama sırf seni sevdiğimden bunları göz ardı ettim. Neden yaptın bunu bana? Ben bunu mu hak ettim? Sana sevgiden merhametten aşktan insanlıktan iyilik başka ne yaptım? Seni sevmedim mi? Kötü mü davrandım? Seni aldattım mı Çınar söylesene." Çınarın göğsüne elleriyle vurdu.
Genç adam alt dudağını dişleri arasına alıp kızın bileklerini avuçladı "Hayır Toprak hayır. Sen beni çok sevdin sen hiç bana kötü davranmadın bana hep güvendin sadık kaldın, lütfen böyle söyleme." Ağlıyordu. Gözyaşları kendinden bağımsız bir şekilde akıyorlardı.
"O zaman niye yaptın bana bunu? Ben kaldırabilir miyim daha fazlasını, ben dayanabilir miyim? Neden hiç düşünmedin beni?" Toprak elinde olmadan bağırıyordu. Ama kendini bir türlü yatıştıramıyordu kız, güçsüz halde başını yere eğdi ve sesli sesli ağlamaya bıraktı kendini. Çınar kızın bileklerini sıkıca kavramış haldeyken dudaklarını saçlarına götürdü ve belinden tutup sıkıca kavradı. Toprağın kolları arasından sıyrılmak için debelendiğini anlayınca bir elini ensesine götürüp sıkıca kavradı. Karısı yüzünü omzuna yaslamış halde ağlıyordu. Hemde hıçkıra hıçkıra. "Çınar. Benden ne istedin? Ben sana ne yaptım? Ne yaptım ben sana? Niye bunları yaşattın bana?" Ellerini kocasının bedeninin yanlarına koyup onu sarsmaya çalıştı. Çınar ağlıyor halde kızı dahada sıkı sarmıştı "Toprak." Diye mırıldandı ne diyebilirdi bilmiyordu. "Çek ellerini üstümden. Bana dokunmana dayanamıyorum." Kendi ellerini kocasının bedeninden geri çektiğinde Çınar onu biraz daha sıkı sardı. Bir şey diyemiyordu..
"Gideceğim, bırak beni." Diye fısıldadı kız.
Çınar ellerini kocaman açıp iki eliyle de kızın yanlarından sardı "Hiçbir yere gidemezsin, bırakmam. Beni asla bırakmayacaksın öyle dedin. Beni bırakamazsın buna izin vermem. Gidemezsin. Hem nereye gideceksin?" Hıçkırdı genç adam.
"Babamlara."
Çınar "Hayır seni bırakmam. Gitmeyeceksin. Gitmeyeceksin Hayır olmaz. Sen benimsin. Senin yerin benim yanımda, bana aitsin."
Toprak gözlerini sıkıca yumdu "Ama sen bana ait kalamadın."
"Toprak." Dedi sesi öyle bir titremişti ki kendi bile şaşırdı.
"Ne desen kendini affettiremezsin..ve beni asla yanında tutamazsın, bitti." Dedi güçlü bir sesle Toprak.
Çınar "Toprak..." Gözlerini devirdi "Kahretsin." Diyerek geri çekti kızı. Yüzünü avuçlayıp kendini ona yaklaştırdı Çınar "Gitmeyeceksin. Göndermem." Geri çekildi ve kızı bırakıp kapıyı örttü ve sırtını kapıya yasladı.
Toprak ağlarken arkasını döndü ve yüzünü kapattı.
Havva daha fazla dayanamayarak kocasının kollarından sıyrıldı ve dostunun kollarını arkasından tuttu "Toprak n'olur ağlama."
Kız hıçkırıkları içinde geri çekildi ve kocasının yanına gitti "Şu an hiçbir şey beni burada tutamaz. Çok sinirliyim, üzgünüm öfkeliyim bırakta gideyim, lütfen bırak iyi değilim." Saçlarını kavrayıp sıkıca tuttu. Çıldırmak üzereydi.
"Izin vermiyorum. Bağır çağır ama gitmeyeceksin. Bana ne istersen yap ama bu kapıdan dışarı çıkamazsın." Çınarın elleri kapının kolundaydı.
Toprak öfkeyle ellerini iki yana açıp "Lanet olsun yüzünü görmek istemiyorum anlasana. Bırak beni gideyim! Sinirden öleceğim yoksa." Diye bağırdı.
Arda olanlara daha fazla seyirci kalmak istemeyerek Toprağın yanına, Çınarın karşısına gitti "Çınar izin ver de gitsin Toprak."
Genç adam öfkeli bir sesle "Saçmalama. Giderse gelecek mi sanıyorsun? Gitmeyecek hiçbir yere. Beni bırakamaz." Diyerek Toprağa bakmaya devam etti.
"Çınar izin ver gitsin. Bak böyle hiçbir yere varamazsınız. Sen yeterince Üzgünsün Toprakta seni dinleyemeyecek kadar sinirli haydi lütfen inat etme." Dedi Arda.
"Allah kahretsin ya." Kıza dokunmak için yanaştığında Toprak hemen kendini geri çekti, Çınar sinirli bir şekilde "Seni almaya geleceğim tamam mı? Geri döneceksin. Si..sinirlisin diye gitmene izin veriyorum ama gece seni almaya geleceğim."
Toprak kaşlarını çattı şimdi bile hüküm sürüyordu. Ah. Çınar!
Hava, Kocasına yaklaşıp "Ben Toprağın yanında olacağım, arabanın anahtarını verir misin?" Diye sordu. Arda hemencecik anahtarı uzattı. Havva anahtarı alıp Topraktan önce dışarı çıktı. Oradan çıktığına memnun olmuştu..
"Gece geleceğim." Diye ikileyince Çınar, Toprak sinirli halde "Umurumda değilsin Çınar." Diyerek yanından geçip gitmek için harekete geçti ama Çınar bir kolunu kavrayıp kızı kendine çekti "Sen benim umurumdasın. Anladın mı?" Diye soludu.
Toprak gözlerinin dolduğunu hissedince hemen kendini geri çekti. Ona bakmak istemiyordu! Arda'ya saniyeler içinde bakıp hemen dışarı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Aşkı Sende Buldum
Romance2011 yılında yazdığım ve hala okuyanlarla birlikte yoluma devam ettiğim Ben Aşkı Sende Buldum adli hikayemi wattpad de paylaşmaya karar verdim. Lale Devri dizisinin basrol oyuncularına duyduğum hayranlıkla baslamistir hikaye yazmam.