26.BÖLÜM

43 4 0
                                    

Eve geldiklerinde biraz daha iyi hissettiler kendilerini. Aslında ikisi de çok rahatlamıştı Bartu'nun yanına gitmeleri ikisine de iyi gelmişti. Karısının yanına oturup elini karnına koydu "Dünyanın en güzel annesinden bir öpücük alabilir miyim bayan?" Derken gülüyordu Çınar. Toprak gülümsedi. "Deli."
"Bu deli sana sırılsıklam aşık kadınım." Deyince Çınar, Toprak ona döner dönmez dudaklarından öptü.

>>>

Akşam yemeğini yedikten sonra masayı toplamaya koyuldu Toprak ve Çınar.
"Aşkım sen içeri geç ben hallederim." Dedi Toprak.
Çınar itirazcı bakışlarıyla "Kesinlikle olmaz aşkım sen otur şuraya ben hallederim. Bak gerçekten hiçbir şey kırmam."
Genç kadın gülmeden edemedi "Hayatım biliyorum da ben halledebilirim lütfen."
Karısının elindeki tabakları aldı ve tezgahın üzerine bıraktı "Bak lütfen ne olursun sen otur şu sandalyeye ben yaparım. Lütfen hadi sevgilim sen yorulma. Ya zaten ne var ki masa silinecek, iki tabak, iki çatal, iki kaşık, iki bardak, şu üç tencerenin içindeki yemekleri de küçük tencerelere boşaltıp bulaşık makinesine atacağım." Dedi ve karısının kollarını tutarken yanındaki sandalyeye oturttu.
"Peki Çınar peki yap hadi bakalım." Dedi sitemli gözlerini devirdi.

Çınar gülümsedi ve eline ıslak bir bez alıp masanın üzerini -pek becerikli olamasa da- sildi. Bezi lavabonun içine fırlattığı sıra Toprağın 'ben öyle mi yapıyorum sanki' bakışlarını görüp gülmüş gibi yaptı ve arkasını dönüp suyu açıp bezi tekrar ıslayıp tuhaf bir şekilde de sıkıp tezgahın üzerine koydu. İyi ki ailesinden uzakta okumuştu yoksa mutfak işini hiç beceremezdi. Gerçi şu an becerdiği de pek görülmezdi ama buna da şükür. Toprak kendini gülmemeye adamış gibi duruyordu. Elinde olsa kahkahasını salacaktı ama kocasını bozası yoktu.
Genç adam bulaşıkların hiçbirini çalkalamadan makinenin kapağını açtı. Bekledi Toprak belki açıp ondan sonra çalkalar diye düşündü. Yok olmadı öyle bir şey. Alt kısımdaki bepeti çekti ve kaşık ve çatalları küçük sepete doldurdu. Şöyle bir göz gezdirdi. Hah. Şu çorba kepçelerini falanda oraya koyardı hemen onları da soktu. Sonra üst katı açtı tencerelerden birini tam oraya koyacakken Toprak daha fazla sessiz kalamadı.
"Çınar ben yaparım derken ciddiydim. Hayır bari sana göstereyim."
"Yok hayatım ben hallediyorum ya ne var sanki." Derken tabaklara bakıyordu.
Toprak ayağa kalktı "Öncelikle bu kirlileri bir çalkalaman gerekir sevgilim ondan sonra yerleştireceksin. Hepsinin bir yeri var ve tencereler üst tarafta yakınmaz. Yıkanmayı bırak girmez de kocaman söyler. Alt kısmı boşa mı yapmışlar?"
Çınar Toprağı dinlerken bile sıkılmıştı. Hiç yapası yoktu içi el verse tamam sen hallet diyecekti ama yok inat etti bir kere. "İyi o zaman sen bana ona şuraya koy. Bunu buraya koy falan de sende halledeyim."

|||

Yarım saat sonra mutfaktan çıkabildiler. Salona geçince Toprak uzanır halde oturdu Çınarda hemen bastan ayağı uzandı başını karısının bacakları üzerine koydu. "Biz böyle daha çok yoruluruz Çınar benden demesi. Bence mutfak işiyle ben ilgilenirim."
"Aman boş ver şimdi dinleniyorum." Çınar böyle deyince karısı gülümsedi ve elini onun saçları üzerine koyup okşamaya başladı. Genç adam yan bir şekilde yattı. Yüzü Toprağa dönüktü ve Toprağın tamda karnının önündeydi. "Uff. Şimdi bebeğin cinsiyetinin öğrenmemiz çok uzun sürecek. Ne kadar zaman sonra öğreniyorduk bebeğim?" derken karısının gözlerinin içine bakıyordu.
"dört, dört buçuk aylıkken öğreniriz sevgilim." Dedi ve gülümsedi genç kadın.
Çenesinin altında duran karısının sıcacık elini parmak uçlarıyla tuttu ve avucunun içinden öptü "beni tekrar baba yapacağın için minnettarım sana Toprak." Derken kadınının gözleri içine baktı ve sonra ekledi "Çünkü ben bugün gerçekten baba olmak istediğimi daha çok anladım. İlk çocuğumuza hamile kaldığında...ne bileyim bana göre çok tuhaftı bunlar. İşe gidip gelen, çoluğuna çocuğuna bakacak kadar yaşlı hissetmedim kendimi. Gerçi alakası yokmuş hani insan..olgun bir düşünceyle hareket edince anlıyor. Ya da belki de dünyaya bakış açım değişti." Güzel gülüşüyle "ama...biliyorsun değil mi bunlar hep senin sayende."
Genç kadın gülümsedi hem de en içten şekilde. Bacaklarını koltuğun diğer tarafına attı yüzü kocasının yüzüne gelecek şekilde, yan bir halde uzandı. Eli adamın koyu saçları üzerinde gezinirken kirli sakalları üzerine koydu "çok mutluyum Çınar." Yüzleri birbirlerine çapraz halde, gözleri birbirlerine bakıyordu çiftin. "Seni her şeyden çok seviyorum." Diye ekledi kadın. Çınar karısının alnından öptü "bende seni her şeyden çok seviyorum. Odamıza çıkalım mı? Uykun gelmiş belli."
Gözlerini kapatıp açtı gülerek "evet olur."

Ben Aşkı Sende BuldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin