6.BÖLÜM

159 7 2
                                    

Multimedia'da Tuğçe, Afra'nın makyajsız hâli ve Azra.😎

Not: Arkadaşlar bölüme başlamadan önce bir şey söylemek istiyorum; Olaydan 2 hafta sonrasına henüz dönmedik. 5.BÖLÜM'de en son Azra şarkı dinleyip uyumuştu, ben de o gecenin devamından yazıyorum. 2 hafta sonrasına aşama aşama geleceğiz, gelince zaten anlayacaksınız. ☺️
İyi okumalar😘

"Tuğçe! Tuğçe ! Bekle beni!"

Eylülün soğuk rüzgarları esiyordu Osmangazi'de.
Azra da soğuk rüzgarlar yüzüne çarparken okul yolunda koşturuyordu.
Tuğçe'yi evinden çıkarken görmüştü ve yetişebilmek için arkasından sesleniyordu.

Bir kaç seslenmeden sonra Tuğçe arkasını döndü;

"Azra?"

"Oh,sonunda duydun. Evinden çıktığından beri sana yetişebilmeye çalışıyorumda."
Nefes nefese kalmıştı ama yine de gülümsedi Azra.
Tuğçe ise tepkisiz kalmıştı;

"Neden?"

Tuğçe'nin sorusuna biraz bozulan Azra, bunu belli etmemeye çalıştı.
Boğazını temizledi ve

"Şey için, yani, ben okula beraber gideriz diye düşünmüştüm." Dedi.

Mimiklerini hiç oynatmadan, dümdüz karşıya bakarak yoluna devam ediyordu Sarışın Kız.

"Zaten şu an beraber gidiyoruz Azra. Kasma fazla, rahat ol."

Tuğçe'nin koşar adımlarına yetişmeye çalışan Azra, bir yandan da cümlelerini toparlamaya çalışıyordu.

"Ben bir şeyi merak ediyorumda, sana onu sormak istedim."

Tuğçe'den cevap alamayınca konuşmasına devam etti;

"O gün; olay günü, benim orada olduğumu nerden biliyordun?"

Titrek sesiyle sorusunu soran Azra, yüzünü Tuğçeninkine çevirdi.
Bir iki saniye cevap vermedi Tuğçe, ardından kafasını Azra'ya çevirdi ve mavi gözlerini onunkilere sabitledi.

"Peki ben sana bir şey sorabilir miyim?"
Biraz şaşıran Azra hafifçe tebessüm etti;

"Tabii"

Yürümeyi durdurdu Tuğçe, ve gözlerini hiç kıpırdatmadan sorusunu sordu;

"Bunu öğrenince eline ne geçecek?"

Kafası karışan Azra, ne söyleyeceğini bilemedi. O sessiz kalınca, Tuğçe yoluna hızlı adımlarla devam etti.
Ona tekrar yetişmeye çalışan Azra, bir cevap almak istiyordu.

"Pekala, o zaman.. Neden beni kurtardın Tuğçe? Beni tanımıyordun bile. Niçin?"
Genç kızın sesi gittikçe daha çok titriyordu.

Tuğçe, bu sefer yürümeyi sürdürdü ve yüzünü Azra'ya çevirerek konuştu;

"Yapmam gerekiyordu Azra. Kurcalama fazla."

Tuğçe'nin sesi nerdeyse bir erkeğin sesinin olduğu gibi sertti.

Hafifçe irkilen Azra'nın merakı gittikçe daha da artıyordu. Ancak daha fazla konuşmak istemedi.
Usulca gülümsedi ve sadece
"Teşekkür ederim." Dedi.

Aniden bir kahkaha patlattı Tuğçe. Yürümeyi bıraktı ve Azra'ya döndü;

"Biraz daha teşekkür edersen kusacağım. Yeter artık."

Bir süre ne diyeceğini bilemeyem Azra, çareyi kıkırdamakta buldu.
O gülünce, Tuğçe suratını tekrar ifadesiz haline getirdi ve yoluna devam etti.

İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin